•49•

18.2K 1K 372
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bu bölüm biraz daha her şey ortaya çıkacak gibi.

Bu arada yorum sayıları düşmüş anlaşılan bölümleri pek sevmediniz gibi :(

•••••••••

MEHİR KARADAĞ

Sarı laleler.

Bana bu hayatta en çok sevdiğim şeyi temsil eden çiçeklerdir.

Sarı renk , hüzün ve özlemin rengi , lâle ise kavuşmamayı yansıtır derler. Bu olasılık bile gözüme o kadar cezbedici gözükmüştü ki ?

Az önce karşım da oturan adamın dedikleri sanki bunu bana yansıtıyor gibiydi. Kurulu bir yalan , beni oyununa alet eden bir şeytan ve ben.

Ne muhteşem üçlü ama ? İmkansız dersiniz. Güven böyle kolay mı kırılır dersiniz ? Ama en yakınınız o darbeyi attığı zaman karşı karşıya kaldığınız bir gerçeklik yatardı.

"Eğer az önce dediklerime inanmazsan bunu al"masanın üzerin de bana uzattığı usb'yi baktığım zaman yeşil harelerime öfkenin en koyu tonu eklenmiş gibiydi.

"Kozmik oda o evde ama nerede olduğunu bilemeyiz. Bunu düğmelerin altındaki yere koyarsan kapı açılır gerisi sende"

Ayağa kalkarak üzerin de ki ceketi düzeltirken kırgınlık ve sinir tüm damarlarım da bana alay edercesine akmaya başlamıştı.

"Teklifi düşün kabul ettiğin an tek mesaj yeter"

Arkasını dönerek siyah demir kapıdan çıktığı zaman daracık odada da tek başıma kaldığım da sol tarafta ki büyük cama gözlerim değdi.

Sorgu odası gibi bir yerdeydim. Tepemde sallanan sarı renkli ampul kelepçeli ellerim ve sandalyenin üzerin de öylece oturan bedenim.

Kulağım da ki çınlama ile iki elimi kaldırarak alnıma yaslarken saniyeler içinde demir kapı tekrar açılmıştı.

İçeriye yüzünde marka olan başka birisi girdiği zaman ilk dikkatimi çeken şey çakır gözleri olmuştu.

Karanlık odada bile parıldayan hareleriyle bakışlarımı ondan çektiğim de yanıma doğru bir kaç adımda gelerek kelepçeleri çözdü.

Ellerim benden bağımsız acıyan bileklerime giderken oturduğum yerden kalkarken uyuşan bacaklarımla sessiz bir küfür firar etmişti dudaklarımdan.

"Onu almayacak mısın?"duyduğum bariton sesiyle gözlerim masada ki usb'ye giderken titreyen ellerimle o küçük demir parçasını kavramıştım.

"Bunu takacağız"dibime kadar gelerek başıma siyah çuvalı yerleştirdiği zaman bir eli sol dirseğimi sıkıca kavramıştı.

Onun yardımıyla odadan çıkarak fayansların üzerinden yürürken etrafa tek bir ses dâhi yok gibiydi.

Merdivenlerden dikkatle inerken yanımda ki adamdan gelen nefes alma sesleri giderek yoğunlaşıyor gibiydi.

"Bundan sonrası sizde"ne dediğini anlamadan sağ dirseğimi başka birisinin tutmasıyla arabaya bindiğimi hissediyordum.

Rahat olduğu belli olan koltukta dik bir şekil de otururken hareket eden araçla dirseğim de ki el sonun da çekilmişti.

"Nereye gidiyoruz?"Sorumla beraber herhangi bir cevap gelmezken onlar görmese de gözlerimi devirerek dakikaları saymaya başlamıştım.

Yanım da ne telefonum ne de silahım vardı. Gözlerimi o sorgu odasın da açarken ensem oldukça acıyordu.

"10 dakika için de sizi sahilde ki arabanızın yanına bırakacağız"

KARADAĞ |+18| (HÜKÜMDAR SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin