Vay be 74 bölüm olmuş? Zaman ne çabuk geçti varya üf bee (:
Bu bölüm oy atan ve yorum yapan okuyuculara ithaf edilmiştir.
İyi okumalar.
| BÖLÜM ŞARKISI |
Renegade × under the influence × i was never there [ slowed ]
•••••••
MEHİR
Bir insanın yüreği gerçekten de gözlerine perde olur muydu ? ya da belli belirsiz yaşanmışlıklar bununla beraber gelen onca felaket ? insan neden bu kadar can acıtmak zorundaydı ki , yakılan canları kimse mi görmüyordu da sessiz çığlıklara kulak kapatıyordu.
Uzun zaman olmuştu...merhamet görmeyeli , özgürce kahkaha atmayalı hatta eskiden yaptığım onca deli saçması gelen kavgalarımı? insan aslında hayatında ki yerlerini dolduran bunca şeyi kaybedince mi kendine gelecekti.
Ben hep kaybeden oldum , dünyaya gelemeden yamacımda biten aile sıfatı aslında yerle yeksan olmuştu da bilememiştim. Daha doğmadan hakkımda karar verilmişti.
Mehir hatta Nehir , ikizim aynı kanda olup da canımdan canımı koparan kardeşim de bana ihanet edenlerdendi. Belki onu ilk öğrendiğim an koşa koşa yamacına gittiğim de bir umut arayan aklım kalbime yenik düşmüştü.
Yıllardır kimsesizlikle kavrulan bu aciz bedenin ruhunda bir tomurcuk yeşermez miydi ? imkansız gibi görülen onca öngörüyü hiçe sayan aklım acabalarla o yolu tamamladığında karşı karşıya kaldığım o bedenin gözleri hala aklımdaydı.
Bana tiksinerek bakıyordu , tıpkı yeşim gibi , yıllardır öz abla bildiğim kızın gözlerini Nehir de görüyordum.
Aslında ben o gün bir kez daha kaybetmiştim , umutlarla gittiğim tepetaklak yolun aslında çıkmaz olduğunu gördüğüm de susmaktan başka çarem yoktu ki ? O da yeşim gibi benden nefret ediyordu. birbirine zıt olan mavi hareleri diline vurulan prangalarla rağmen bana öfkesini kusuyordu.
Neden beni sevmemişlerdi ki ? ben sevilmeye layık değil miydim ? neden bana ihanet eden hep ailemdi? onca sorunun cevabı bende ki yerini hiç bulamamıştı ki ?
Abla dediğim yeşimin yapamadığı kardeşliği Nehirden beklemek ahmaklıktı. Peki bu olan , saatler önce kulaklarımda yankı bulup da aklımın ücra köşelerin de izinsizce canımı yakan o kelime ;
Annie Eliza Clark...benim kız kardeşimdi. Çocuklarımın katili , sevdiğim dediğim adamın canını yakandı.
Efehan ve Annie , bizden koparıp aldıkları canlara hiç üzülmemiş gibi hayatlarına devam ederken bulmuştum onları , mutlulukları , dillerinden dökülen her kahkaha aslında umurlarında olmadığımızı gösteriyordu. Aldıkları canları hiçe sayan aciz bedenlere alayla bakıyordum.
Aramız da belki en fazla on adım vardı.
Canımın canını yakanlarla on adım.
Onları fare kapanından çekip çıkardığım da bu kadar aciz gözükmezken şimdi karşımdaki bedenleri görülmeye değerdi.
Elleri demir kelepçelere vurulmuş ayakta dikiliyordu. Annienin her iç çekişiyle hareketlenen demir zincirler sallansa da bilekleri havada dikilmekten başka çareleri yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADAĞ |+18| (HÜKÜMDAR SERİSİ 1)
Tiểu Thuyết Chung"Unutacağını düşünüyordum ?" "Benim için önemli olan tarihleri asla unutmam" Aldığım cevapla dudaklarım da küçük bir kıvrılma meydana geldiğin de kuzguni gözleri yüz hatlarım da yavaşça gezinmişti. Bu hareketi sol yanım da küçük bir titremeye neden...