KARADAĞ |+18| (HÜKÜMDAR SERİSİ 1)

•35•

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

•••••••••••

| 1 HAFTA SONRA |

MEHİR KARADAĞ

Elimin altında ki çiçeği kopararak kenarıya atarken biraz ilerim de beni korkuyla izleyen yeşime döndüm.

Evin bahçesinde tahta yıkık dökük bir sandalyeye bağlıydı. Göz altların da ki morluklar buradan bile belli oluyordu.

Karnında ki şişkinlik yoktu, yalçından ögrendiğim kadarıyla bebeği bir şeyler içerek öldürmüş bunun sonucunda doktorlar onu almıştı.

Şimdi ise karşımda duran bu kadın gözüme o kadar aciz geliyordu ki ilk defa ondan tiksinmek yerine bu haline üzülmüştüm.

"Bana hep ne derdin yeşim hatırlıyor musun?"ağzın da bant olmamasına rağmen konuşmak yerine başını evet anlamında sallamıştı.

"Sen hiç bir zaman böyle bir hayat yaşamayacaksın derdin"

Dudaklarım kendiliğinden kıvrılırken eldivenleri çıkararak gözümü ondan çektiğim de onunla işimi bitirmek zorundaydım.

"Ben o hayatın en zirvesindeyim yeşim. Sen ise en dibinde"

"Biliyor musun mehir , bu hayatı sırf sana zehir etmek istedim ama sen yine kazandın"

Yenilmişlik duygusunu hem sesinde hem de yüzünde hissederken gözüm kollarında ki morluklara kaydığı zaman hangi ara uyuştucu kullanmaya başladı bilmiyordum.

"Ben hep kazandım yeşim, çünkü ben senin gibi iğrenç bir oyun oynamadım"

"Biliyor musun ölmen için elimden geleni yaptım ama sen o igrenç canınla yine hayattasın"

Derin bir nefes alarak eldivenleri yere bırakırken belimde ki silahı çıkararak tetiğini yavaşça çektim.

"Seni öldürmezdim yeşim gerçekten , ama sen kendi pisliğine uyuşturucuya soktun"

Bir şey demek yerine silahı ateşlediğim an sandalyede ki bedeni sola doğru düşerken silahı belime koydum.

"Hastahane önüne bırakın"

Korumlar onun bedenini sandalyeyi sürükleyerek götürürken yüreğimin en dibinde küçük bir ağrı vardı.

Gölün üzerinde ki kuğular yavaş yavaş yüzerken bugün ağustosun 3. Haftasının ortalarındaydık.

Kaç gündür cevabıma bir karşılık beklerken kimseden ses seda çıkmıyordu.

Geçen gün yalçının bana verdiği habere göre türk hava sahasına gizli bir uçak istanbula inmişti. Uzaktan çekilen bir kaç fotoğraf ve adamın adı dışında elimiz de bir çok bilgi vardı.

Andre Bianco , 34 yaşında uyuşturucu baronları ile ortak iş yürüten sehemin  başıydı.

Bir diğer hitapla ona başkan diye seslenirlerdi. Bir kaç gündür istanbul da ki villasındaydı.

Evden çıkmıyor ya da içeriden bilgi alınmasına izin vermiyordu. Daha çok sağ kolu olan mario ile herkes bağlantı halindeydi.

"Şah taşını tehdit ettiniz ama o hala hamle yapmadı sizce ne yapacak?"

Yalçının sorusu ile derin bir nefes alırken aklımda sadece olasılığı fazla olan bir kaç plan vardı.

"Ya karşıma çıkacak ya da atlarını ortaya sürecek"

Ellerimi cebime koyarak ileride ki mavi göle biraz daha yaklaşırken suyun o berrak görüntüsü beni az da olsa rahat ettiriyordu.

"Peki sizce atları kim olacak?"