BÖLÜM 13

209 32 216
                                    

Ben geldim dün gece çok güzel sohbet ettik yerim sizi dkxmxkxmx

Yorumlarınızı alabilirsem çok mutlu olurum.

Çok öpüldünüz

Ertesi günün sabahı uyanmam pek kolay olmamıştı. Dün yaşadıklarımız ve gecenin yorgunluğu bedenime ağır bir yük gibi yapıştığından mıdır bilinmez, uyandığımda saat on ikiyi geçmişti. Yanımda Sehun yoktu ama bunun için endişelenmemiştim çünkü sabah varlığının yavaşça yanımdan kalktığını ve departman'a gittiğini kulağıma fısıldadığını hatırlıyordum.

Uyandığımda hiç oyalanmadan bir duş almıştım. Dünün yorgunluğu suyla beraber akıp gittiğinde üstümü değiştirmiş ve bir şeyler atıştırarak evden çıkmıştım. Ancak arabaya ilerlemek yerine Miran'ın evine gitmek daha mantıklı gelmişti. Bir şeyler bulabilirdim. Bir şeyi gözden kaçırmış olmalıydık ve hâlâ zamanımız vardı.

Şimdi sarı bir şerit çekili olan evin kapısını aralarken ve şeridi söküp atarken, Jiso'nun kaçırıldığı ilk günden daha mantıklı düşünüyordum. Bir süre evin içinde dolaştım durdum. Salondaki tüm dolapları ve çekmeceleri bir şey bulmak umuduyla karıştırırken düşündüğüm tek şey kızımı bulmaktı. Gözden kaçan bir yer, kimsenin dikkatini çekmeyen bir hata yapmış olmalıydı.

Vardı.

Bunu hissediyordum. Ama bu hatayı salonda bırakacak kadar akıllı bir kadın olmadığını bildiğimden oyalanmadan merdivenleri hızla çıktım ve odasına girdim. Buraya olay yeri incelemenin girdiği belliydi ama dediğim gibi gözden kaçan bir yer vardı.

Dolabı araladığımda kıyafetlerinin öylece durduğunu gördüm. Geri dönecekti. Ya da kıyafetler umurunda bile değildi. Askıdaki kıyafetleri teker teker çıkarıp atarken umutluydum. Bir şey bulacağıma inancım tamdı. Ama eğer bulamazsam büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağım da kesindi.

Bunu sonraya bırakıp gömme dolabın içine dikkatle baktım. Çekmeceleri çektim ama her boş çekmecede biraz daha fazla küfür ettim. Geriye çekilip elimi alnıma yasladığım sırada gözlerim dolabın köşesindeki kasaya dokundu. Kapağı aralıktı. Birilerinin buraya baktığı da belliydi ama umursamadım. Eğilip kasanın kapısını açtıktan sonra elimi içinde dolaştırdım.

Yine hiçbir şey bulamadım. Ayağa kalktım ve geriye çekilip gözlerimi odanın içinde dolaştırdım. Her an bir şey görecekmiş gibi dikkatle bakarken parfümlerinin ve birkaç gereksiz malzemenin dizili olduğu dolabın arkasındaki taş duvara baktım.

Kaşlarım hafifçe çatılırken gözlerim taşlardan sadece birisinin düzensiz bir şekilde yerleştirildiği kısıma saplandı. Duvara ilerledim, parmaklarımı taş duvarın üstünde dolaştırdım. Ardından parmaklarımı avuçlarımın içine toplayarak eklemlerimle duvarın belirli yerlerine tıkladım. Dolabın arka tarafına denk gelen kısımda bir boşluk olduğunu fark ettiğimde hızla dolabı ittim ve orada bir başka kasa gördüm.

Kasanın kapağında herhangi bir kilit ve şifre olmadığı için parmaklarımla kapağını ittim ve kapak bana açılarak karşılık verdi. Dudaklarımda bir gülümseme belirdi, kalbim hızla çarpmaya başladı ama oyalanmadan kasanın içine baktım.

Birkaç kağıt, beşten fazla telefon ve bir defter buldum. Gözlerimi kağıtlarda dolaştırdığımda bunun Miran'a ait akıl hastanesinden gelen belgeler olduğunu fark ettim. Kağıtları yere bırakıp defteri araladığımda bunun da bir günlük olduğunu gördüğüm için dudaklarımı ıslattım. Hepsini okumaya zamanım yoktu. En son yazılan sayfaya atladım.

Jiso'nun kaçırıldığı güne ait planları yazıyordu. Adres vardı. Nereye gideceğine dair bir adres. Ama bu sayfa diğer sayfalarla uyuşmuyordu, bunu bir başkası yazmış olmalıydı. Zaten sayfa bir başka defterden yırtılmış gibi görünüyordu.

It's not over yet 2 /HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin