4

7.4K 280 78
                                    

Cengiz garaj kapısının önünde arabasına yaslanmış bekliyordu.

Dün Sedat'ın cebinden aşırdığı ezilmiş bir dal sigarayı cebinden çıkarıp yaktı.

Onu öptüğünde aldığı tattı bu. Ciğerlerine tüm dumanı doldurdu ve zevkle gülümsedi.

Bulut kümeleri yaparak üfledi içindeki soluğu.

Cebinden telefonu çıkarıp kilidi açtı.

"Alo Tufan."

...

"Sana buranın konumunu atacağım şimdi. Adam akıllı az biraz. Sivil telefonumu aldı."

...

"Tamam şimdi kapatıyorum, benden haber bekle sen."

Telefonu kapatıp tekrar cebine koydu.

Hava sıcaktı. Alnındaki teri sigara tuttuğu elinin bileğiyle sildi. Gömleğinin ikinci düğmesini de açıp kollarını sıvadı.

Bir dumanı daha içine çekti.

---

"Oğul! Hoşgelmişsin."

Sedat eğilip Baba'nın elini öptü.

"Kapıdaki kim?"

"Bir arkadaş. Yardımcı oldu sağ olsun."

Baba buyur anlamında eliyle koltuğu gösterdi.

"Kızım iki kahve."

Kadın saygıyla eğilip odadan çıktı.

"Baba, birkaç gündür takip ediliyorum."

Baba purosundan bir nefes çekti.

"Telefonum çalındı."

"Silah sende değil mi oğul?"

"Bende."

"Hmm."

Hizmetli kadın gelip kahveleri sundu. Baba bir yudum alıp başıyla gidebileceğini işaret etti kadına.

"Bak oğul, öz evladımsın,  eyvallah. Fakat dikkatli ol. Gerekirse sana da müdahale ederim."

Sedat elinde tuttuğu fincana baktı.

"Baba-"

"Sevkiyat olacağının haberini polisler almış, içimizden biri haber vermiş olmalı."

Derin bir iç çekti.

"Ya ailemize layık olursun, ya da siktirip gidersin oğul. Anladın mı beni?"

"Evet Baba."

"İyi."

Derin bir sessizlik oldu.

"Çocuğun adı ne?"

"Cengiz."

"Nasıldır?"

"İçkime bir şey kondu dün Baba. Eminim."

Kafasını sağa çevirip arabanın önünde bekleyen adama baktı.

"Beni kurtardı."

"Hmm."

Baba fincanı işlemeli sehpanın üstüne koydu.

"Çağır bakalım."

Sedat usturupluca ayağa kalkıp izin istedi ve dış kapıdan çıktı.

Sedat'ın geldiğini görünce yaslandığı yerden kalktı.

"N'oldu?"

"Babam seni çağırıyor. "

Bir nefes çekip dumanı Sedat'a üfledi. O sırada pencereden onlara bakan adamı gördü.

Sedat dumanı elinin tersiyle etrafa yaydı. Bu adamın ukala tavırları sinirlerini hoplatıyordu.

Cengiz gülümseyip sigarayı yere attı ve ayağıyla ezdi.

"Tamam gidelim."

İçeri geçtiler.

Baba kapı hizasında dikilmiş onlara bakıyordu.

"Hoşgeldin oğul."

"Hoşbulduk babacım."

Sedat sinirle Cengiz'e baktı. Onun ise umrumda değildi, gülümseyerek Baba'nın uzattığı eli öptü.

"Yapılı adammışsın vesselam. Nasılsın bakalım?"

"İyiym baba, sizi sormalı."

"Eyvallah. İçmeye bir şey ister misin?"

"Sağ olun zahmet vermeyeyim."

"Hmm."

Bir süre sessizlik oldu.
Baba purosundan bir nefes çekip adamı tecrübeli gözleriyle süzdü.

"Ee anlat bakalım işin gücün ne senin?"

"Serbest meslek, evden çalışıyorum. Hem böylesi daha kolay." diyerek gülümsedi Cengiz.

Sedat ise gerginlikle susuyor ve bacağını sallıyordu.

Bir süre daha sessizlik oldu.
Derken içeri bir adam girip "Baba, size telefon var." dedi.

"Hmm."

Koltukta oturan genç adamlara bakıp,
"Sanırım kötü bir anda tanıştık Cengiz oğlum, böyle olmadı, muhabbetimiz yarım kaldı. Hanım kızım, sen ilgilen bizim oğlanlarla."

Baba ağır adımlarla kapıya ilerledi.

"Ha Sedat, bir gel sen."

Sedat hemen kalkıp Baba'nın yanına gitti.

Yukarı kata çıkıp Baba'nın toplantı odasına geçtiler.

"Sedat oğlum, bu adamcağızı kendinden uzak tut. Yazık adama. Belli ki saf temiz, bizim işlerle alakası yok."

"Denerim Baba denerim."

"Heba edersin, yine de senin bileceğin iş. Hadi Allah'a ısmarladık."

---

Cengiz anahtarı kontağa yerleştirip arabayı çalıştırdı.

Birkaç yüz metre sonra Cengiz radyoyu açmaya yeltenince Sedat elinden tutup engel oldu.

"Ne gülümsüyorsun lan?"

Cengiz gözleriyle ellerini işaret etti.

"Senin ben.."

Cengiz neşeyle ıslık çalmaya başlamıştı.

"Bak sana son kez söylüyorum andaval, ses istemiyorum. Sus anladın mı?"

"Sustur o zaman."

"La havle..."

Mafya İşi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin