9

4.2K 171 30
                                    

Cengiz bedeninde hissettiği ufak huylanmayla gözlerini araladı.

Sedat saçlarıyla oynayıp gülümsüyordu.

Cengiz kafasını adamın göğsünden kaldırdı ve kısık gözleriyle ona bakıp gülümsedi.

"Günaydın."

"Günaydın..."

Alnına ufak bir öpücük kondurdu.

Bu an keşke hiç bitmese, diye düşündü her ikisi de. Martıların sesi uzaklardan işitiliyordu.

Dün gece kıyasla dalgalar yok denecek kadar azdı ve çok daha usluydular.

Cengiz eliyle adamın göğsünde daireler çiziyordu.

Yine limanda oturmuş etrafı izliyordu adam.

Cengiz telefonunu çıkarıp uzaktan onun fotoğraflarını çekti.

Gittikçe daha da takıntılı bir hal almıştı bu durum, ilk başlarda fark etmemişti, daha sonra duygularını küçümsemişti.  Ama şimdi geri dönüşü olmayacağını bile bile kendine engel olamıyordu.

Adam taksi çağırınca oturduğu sandalyeden kalktı ve sahilde yürümeye başladı.

Her şey o kadar hızlı yaşanmıştı ki...
Ama bunları düşünerek anı kaçırmaya hiç niyeti yoktu Cengiz'in.

Hafifçe doğrularak sevdiği adamın burnuna bir öpücük kondurdu ve ayağa kalktı.

Daha doğrusu buna ayağa kalkmak pek de denilemezdi.

"Ah.. adım bile atamıyorum. "

Sedat Cengiz'in seke seke ilerlemeye çalıştığını görünce ayağa kalktı ve onu kucakladı.

"Sen şimdilik uzan buraya, olur mu?"

Sedat kafasına taş düşmüş gibi tam tersi birisi oluvermişti. Yüzünde gülümseme asla eksik olmuyordu, ve çok kibardı.

Cengiz aynı hamile kadınların kocaları tarafından dikkatle bakılmasına benzetti bu durumu ve kendi kendine yaptığı şakaya içinden güldü.

Sedat dolapta önceden hazır olarak bırakılmış domates salatalıkları, peynir ve zeytinleri çıkarıp masaya yerleştirdi.

Her şeyi hazır edince Cengiz'i tekrar kucağına aldı ve sofraya ilerledi.

Onu kucağına oturttu. Yarı çıplak bedenleri birbirlerine değiyordu.

Çatalıyla domates alıp Cengiz'e uzattı.
Ağzını açıp domatesi çiğnedi bir süre Cengiz. Onun da yemesini bekliyordu ama Sedat'ın tek yaptığı şey dikkatle onu izlemek ve nazikçe onu beslemekti.

"Sen de yemeyecek misin?"

"Yerim sonra ben, acelesi yok ya."

---

Sedat Cengiz'i böyle yalnız bırakamayacağını söyleyince Cengiz mecburen onu otel odasına davet etmişti.

Otel odasını açarken telefondan bildirim gelince Cengiz Sedat'a bakıp gülümsedi ve içeriye geçtiler.

Cengiz biraz yalnız kalabilmek umuduyla "Çok yoruldum, biraz banyoya girsem iyi olacak." dedi.

Sedat hemen Cengiz'in dudaklarına öpücük kondurup "Bu haldeyken kendi başına mı.. olmaz canım, ben seni yıkarım." dedi hafifçe sırıtarak.

Cengiz aşırı zor durumdaydı ama aradaki çekimden dolayı asla hayır diyemiyordu.

Kafasını öne eğip titreyen sesiyle "Peki." dedi.

Sedat onu kucağına alıp tezgaha oturttu ve giysilerini çıkarmaya başladı.

Mafya İşi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin