19

2.1K 90 6
                                    

Cengiz gözünü açtığında Sedat'ı yanında kıvrılmış ona bakarken buldu.
Yüzünde ve karnında biraz ağrı hissediyordu. Yüzünü buruşturdu.

Cengiz'in uyandığını fark edince saçlarını okşadı Sedat. Bütün gece gözünü kırpmadan onu izlemişti. Kesik kesik nefes alışını dinlemişti..  uyuyamamıştı onu düşünmekten. Uyku tutmamıştı.

Cengiz'in kafasını dikkatlice kaldırıp kendi göğsüne yerleştirdi. Cengiz de ister istemez sevdiği adama sımsıkı sarılmıştı. Kalp ritmini duyabiliyordu kalkıp inen bedenden.

"Günaydın canım."

"Günaydın.."

Bir süre öylece kaldılar, Sedat dakikalarca Cengiz'in saçlarıyla oynadı. Cengizse sadece ritmi dinledi.

"Bir şeyler yemek ister misin?"

Kafasını olumsuz anlamda salladı Cengiz. Hareket ettikçe bir yerleri ağrıyordu.

Sedat saçlarıyla oynamayı bırakıp kafasını hafifçe kaldırarak Cengiz'e baktı.

"Ama olmaz. Bir şeyler yemen gerek."

"Nerdeyiz Sedat?"

Sedat derin bir nefes aldı,
"Kimselerin bulamayacağı bir yerde."

Dışarıdan martı sesleri işitiliyordu.

Cengiz gözlerini ovalayıp kafasını Sedat'ın göğsünden kaldırdı ve etrafa bakındı.

"Ali amcanın yerinde ne işimiz var?"

Merakla Sedat'a baktı.

"Bir süre herkesten uzak kalmamız gerektiğini düşündüm. Yanlış mı yaptım?"

Cengiz dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Sonra bir tane daha. Ve bundan sonraki biraz daha uzun sürmüştü.

Sedat kendini çok zor baskılıyordu ileri gitmemek için. Dün Cengiz'i çok hırpalamıştı ve onu daha çok incitmek istemiyordu.

Örtüyü Cengiz'in üstüne örtüp ayağa kalktı ve buzdolabını açtı. Bulabildiği tüm kahvaltılıkları dışarı çıkardı.

---

"Ne demek silah oradaydı, ne demek bu!?"

Teğmen odada volta üstüne volta atıyordu.

"Araba plakasını ve kurumuş kan örneklerini aldınız değil mi?" diye sordu Tufan yanındaki polise.

"Evet, aldık efendim."

Polis arka cebinden poşetlenmiş silahı çıkarıp Teğmen'e uzattı.
Teğmense gördükten sonra bir daha hiç bakmadı örneğe.

"Parmak izine götürün."

Polis memuru kafasıyla Teğmen'i selamladı ve odadan çıktı.

"Tufan, başka bir delil yok mu? Bir şey söylesene oğlum!"

"Efendim olay yeri inceleme oraya henüz vardı. Tekerlek izlerine ve saire bakacaklardır."

"Şerefsizler bir de ücraya sıkıştırmışlar... kamera kayıtları da yok."

"Arabanın plakasından en son geçtiği sokaklara bakılacak efendim."

"Ne yap ne et bul Cengiz'i oğlum. Başı dertte, hatta ... "

Tufan Teğmen'in sesinin titrediği fark etmişti. Elini orta yaşlı adamın omzuna koydu.

"Merak etmeyin Teğmen, Cengiz'e kolay kolay bir şey olmaz. Dirençli adamdır."

Teğmen kafasını çevirip pencereden dışarı baktı. Fotoğraflarda gördüğü üzere toprakta çok fazla kurumuş kan örneği vardı. Cengiz'in hayatta olup olmadığını bilmiyorlardı.
İşler tahmin ettiğinden daha çok sarpa sarmıştı.

Tufan'a teşekkür edip dışarı çıkmasını söyledi.

İçinden küfürler savurarak telefonu tuşladı.

"Alo amirim."

...

"Evet,  ben de tam sizinle bu konu hakkında konuşacaktım."

Mafya İşi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin