/medyadaki şarkıyla tüm bölümü okumanız rica olunur. Şarkı adı: 'rhye - needed' ilk sayfayı geçince medya kapanıyor, o yüzden ya indirin ya da Spotify.dan açın.
Dinlemezseniz de canınız sağ olsun:")/
/sözler başlayınca birlikte başlayalım../
Sedat kalbinin ağrısını daha fazla kaldıramıyordu.
Gözlerinden adeta şeytanın öfkesi fışkırıyordu.Cengiz Sedat'ı bu halde görünce epey üzüldü.
"Sen Sedat değilsin." diye mırıldandı.
"Evet Sedat değilim, çünkü atacak bir kalbim kalmadı. Paramparça ettin sen beni!"
Bu lafın ardından yediği yumrukla Cengiz kendisine gelememişti.
Ona, sırılsıklam aşık olduğu adama vurmak istemiyordu ama art arda yediği darbeler sonucu ya ölecek, ya da buna karşı koyacaktı.
Sedatsa tüm yıkılmışlığıyla yumruklar savuruyordu eskiden hastası olduğu bu bedene.
Tüm sevgisiyle nefret ediyordu artık bu adamdan.Cengizden gelen darbeyle şaşkına dönmüştü. Doğru olanın bu adamı fena bir şekilde benzetip intikamını almak olduğu gittikçe beynine kazınmıştı artık.
"Sana güvenmiştim lan ben. Güvenmiştim."
En sonuncu yumruğun ardından Cengiz kanlar içinde yere yığılmıştı.
Son bir umutla uyuşmuş elini beline götürdü ve silahı kavradı.
Elleri titriyordu.
"Ben böyle olsun istemedim." diye bağırdı yüzünden kanlar akarken.
"Bir de bana silah çekiyorsun öyle mi?"
Sedat belinden tabancasını alıp Cengiz'e doğrulttu ve ona doğru yaklaşmaya başladı.
"Hepsi yalan mıydı?"
Cengiz kendini zar zor ayakta (bilincini açık) tutuyordu. Her saniye aklından tek geçen laf "Öleceğim."di
"Cevap versene lan! Yalan mıydı tüm söylediklerin!"
Sedat eğilip Cengiz'in elinde doğru düzgün tutamadığı silahı aldı ve arabanın o tarafa doğru fırlattı.
Daha sonra onu saçlarından kavrayıp silahı kafasına doğrulttu.
Cengiz göz yaşlarıyla dolmuş gözlerini kırptı ve yavaşça gözlerinden süzülen su, yüzünden akan kanla birleşip saydamlığını kaybetti.
Aralarında yarım metreden az bir mesafe vardı.
Cengiz dudaklarını zar zor hareket ettirerek mırıldandı.
"Söz vermiştin..."
Sedat duraksadı.
Nefesi yine büyülemeye başlamıştı onu.Aklından asla onu vurmak geçmemişti. Cengiz'i yalvartacak ve itiraf ettirecekti. Anılarının hatrına onu affedecekti.
Ama ne derler bilirsiniz, genelde evdeki hesap çarşıya uymaz.
Cengiz Sedat'ın ona doğrulttuğu silahı tuttu işaret parmağını tetiğe geçirdi.
"Bir gün.. sadece sen ve ben.."
Cengiz'in duraksayıp nefes almaya çalıştığı sırada devam etti Sedat.
"Buralardan çok uzaklarda."
"S-söz vermiştin.."
Sedat takımının cebindeki mendili çıkarıp Cengiz'in yüzünü sildi, saf güzelliğini tekrar ortaya çıkarabilmek için.
Kalbi çok ağrıyordu.
Cengiz'in elini tetikten çıkardı ve silahı tekrar beline yerleştirdi."Neden bana bunu yaptın Cengiz neden?"
Gülümseyerek Sedat'a baktı Cengiz, onun hala kendisini sevdiğini gözlerinden okuyabiliyordu çünkü.
"Sana zarar gelsin hiç istemedim. Seni seviyordum ve yakınlaşmanın tek yolu buydu."
Sedat Cengiz'e sıkıca sarıldı.
"O kadar aşık ettin ki beni kendine, az kalsın bu yalanlarına da kanacaktım."
Cengiz kafasını sevdiği adamın boynuna yerleştirdi.
"Yalan değil. Ben seni, sen beni tanımadan önce bile sevdim."
Sedat sinirlerini çok zor tutuyordu. Sikik duyguları yine aklını karıştırıyordu işte. Belki de ona güvenmek istiyordu bir yanı.
Cengiz'i kucağına alıp eski model arabanın arka tarafına yatırdı onu ve sürücü koltuğuna geçti.
"Merak etme, sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim."
Cengiz'in yaşadığı duygu karmaşası ve yediği darbeler sonucu epey yorulmuştu. Pencerenin ufak aralığından gelen rüzgarla beraber yavaş yavaş uykuya kendini teslim ediyordu.
"Seni seviyorum Sedat."
"Ben de seni."
Cengiz kendini uykuya bırakırken eski model araba, Baba'nın jipini ve Teğmen'in verdiği tabancayı arkasında bırakmıştı bile.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya İşi (bxb)
Short Story"Dudaklarımdan öp yoksa ölürsün.." /mafya x polis/ !BU KİTAPTA KÜFÜR VE ARGO BULUNMAKTADIR!