Cengiz ses çıkarmamaya çalışarak Sedat'ın üstünden kollarını ve bacaklarını çekti.
Yavaşça örtüden sıyrıldı ve yakışıklı adamın çırılçıplak ve terden ıslanmış bedenini örttü.
Sessiz ve küçük adımlarla boxer'ını ve beyaz gömleğini üstüne geçirdi. Ardından pantolonunu giyip fermuarı kapattı.
Masanın üstünden ceketini aldı, ceplerini kontrol etti ve sivil telefonunu açıp Sedat'ın fotoğrafını çekti.
Görünmeyen bir tebessümle telefonu tekrar cebine koydu ve masanın üstünde duran diğer pantolona yaklaştı. Ceplerini karıştırdı.
Aradığını bulmuştu.
İş telefonuyla bu kağıt parçasının fotoğraflarını çekti.
Daha sonra çekmeceden blok notu aldı ve yazmaya başladı.
Bebeğim,
Çok önemli bir işim çıktı. Arkadaşlarımdan bir tanesiyle ilgili.
İşim bitince seni ararım, tamam mı?Bu iş görür, diye geçirdi içinden.
Sivri uçlu ayakkabılarını giyip güneş gözlüğünü taktı ve sessizce kapıyı kapattı.
---
Ofise vardığında Teğmen ve Tufan'ı hararetli bir şekilde konuştuğunu görmüştü.
"Bak sen, hele şükür aklına geldi işin Cengiz!"
Cengiz Teğmen'in azarlamalarına kulak asacak bir durumda değildi.
"Umarım elinde iyi bir şey vardır da mazeretlerine göz yumabilirim."
Cengiz telefonu arka cebinden çıkarıp galeriye girdi. Telefonu Teğmen'e uzattı.
Teğmen gösterilen şeye baktı ve kaşlarını iyice çatarak ofis odasına doğru yürümeye başladı.
Cengiz Tufan'a baktığında hiçbir tepki göremedi, hatta oldukça mesafeli davranıyordu. Aralarındaki soğukluğu istemese de hissedebiliyordu.
Odaya vardıklarında Teğmen tekerlekli sandalyesine oturdu ve konuşmaya başladı.
"Ya bu bir şaşırtmaca, ya da bu herifler gerçekten aptal."
Durdu. Gözlerini Cengiz'e çevirdi.
"Bunu nerden buldun?"
"Baba'nın öz oğlunun cebinden."
"En son ona nerde rastladın?"
"Dün onu limandaki bankadan alıp bir balıkçıya bıraktım."
"Demek bu adama bu kadar yakınsın ha."
Şüpheyle bakmaya başlamıştı Teğmen.
"Daha yakın bir zamanda görmedin yani bir daha bu adamı. "
Cengiz kararlılıkla "Hayır." diye cevap verdi.
Avcunun içi terlemeye başlamıştı.
Teğmen aniden ayağa kalkıp gülümsedi, "Pekala, bu notu bir süre meslekdaşlarımla tartışacağım, bilgi için sağ ol Cengiz. İkiniz de çıkabilirsiniz."
Tufan ve Cengiz ard arda kapıdan çıktılar. Tufan hala sessiz ve soğuktu.
Cengiz dayanamayıp "Bir sıkıntı mı var?" diye sordu. Tufan cevap vermemişti.
Cengiz hiçbir anlam veremeden Tufan'ın hızlı adımlarına ayak sağlamaya çalışıyordu. Bir süre daha bekledi ama hala ses gelmeyince kolundan tutup kendine çevirdi.
"N'oluyor Tufan?"
"Çok konuşma, bir çıkalım şurdan." diye fısıldadı dudak altından Tufan.
Nihayet dışarı çıktıklarında birkaç yüz metre daha ileri gidip ıssız bir sokaktan içeri saptılar.
Tufan artık durunca Cengiz "N'oluyor amına koyayım?!" diye sinirlendi.
Tufan Cengiz'i yakalarından çekip kendisine yaklaştırdı. Son derece öfkeli gözüküyordu.
"Takip ediliyorsun gerzek, ve hala farkında değilsin."
"Ne?"
"Siktiğimin salağı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya İşi (bxb)
Short Story"Dudaklarımdan öp yoksa ölürsün.." /mafya x polis/ !BU KİTAPTA KÜFÜR VE ARGO BULUNMAKTADIR!