6

4.6K 230 22
                                    

Eski model siyah araba yavaşça kaldırıma yanaştı.

"N'aber yakışıklı?"

Sedat etrafına bir kez daha şüpheyle bakarak arabaya bindi.

"N'oldu?"

"Hiç.. Hadi gidelim."

Cengiz gülerek "Nereye gideceğimizi söylemedin." dedi.

"Götür işte bir yere."

"Pekala."

--

Sedat dalıp gitmiş, pencereden dışarıyı izliyordu.

Cengiz arada bir ona, genel olarak yola bakıyordu.

Derin ve huzursuz bir sessizlik çökmüştü aralarına.

Cengiz elini uzatıp Sedat'ın öylece duran elinin üstüne koydu.

Tepki yoktu.

Bütün yol böyle gittiler. Sonunda Cengiz kenara çekip arabayı park etti.

"Geldik."

...

"Sedat geldik."

"Sedat?"

Sedat kafasını silkip kendine geldi. Hiçbir şey demeden kapıyı açtı ve çıktı.

"Hadi beni takip et."

Beraber küçük tahtadan kulübemsi yere girdiler.
Yaşlı bir balıkçı onları karşıladı.

"Oğlum, hoşgeldin!" diyerek seke seke geldi yaşlı adam ve Cengiz'e sarıldı.

"Nasılsın Ali amcam?"

"İyiyim oğlum iyiyim, bu yakışıklı adam da kim bakalım?"

"Sedat ben amca, memnun oldum." dedi gülümsemeye çalışarak.

"Geçin oturun şöyle. Aç mısınız?"

"Zahmet olmasın be amcam, otursak bile kafi."

"Olur mu öyle, zaten az görüyorum seni. Şöyle bir masa kurayım sana dışarda."

Ali amca içeri geçip neşeli neşeli dolaşmaya başladı mutfakta,
"Hanife hanım, haydi haydi. Gel şu istavritleri ayarlayalım. Çok mühim bir misafirimiz var."

İki adam deniz yakınındaki bir masaya geçip oturdular.

"Buraya eskiden annemle gelirdim."

Denizin usul dalgaları dışında hiçbir ses yoktu etraftan. Arada bir Ali amcanın neşeli nidaları geliyordu kulübeden o kadar.

"Sedat neden çağırdın beni?"

Ağzı mühürlüydü sanki. Denize uzun uzun bakıyor, bir yandan parmaklarıyla masanın örtüsüyle oynuyordu.

Cengiz kalkıp Sedat'ın yanındaki sandalyeye oturdu. Saçlarıyla oynamaya başladı.

"Yapma."

Cengiz hızlıca kalkıp üstünü çıkardı.

"Ali amcam ben denize giriyorum!"

"Tamam oğlum," diye bağırdı içeriden Ali amca.

Gömleğini sandalyenin üstüne koyup gözlerini Sedat'a dikerek pantolonu çıkardı. Göz gözeydiler.

Sonra yavaş adımlarla çakılların üstüne basa basa suya ilerledi.

Sedat'ın onu izlediğinden emin olduğu için ağır ağır giriyordu suya. Biraz daha derinlere gitti.

"Gelsene."

Ses çıkmayınca "Gelmezsen denizden çıkar ıslatırım seni." dedi.

Sonra etki etmediğini görünce suları ona doğru atmaya başladı.

"Hadi ama.."

Denizden çıkıp Sedat'ı ayağa kaldırdı, zaten hiçbir tepki vermiyordu bu yüzden üstündekileri çıkarmak daha da kolay olmuştu.

Islak elleri bedenine değdikçe kendini kasıyordu Sedat.

Sonra onu elinden tutup denize çekti. Üstüne su atmaya başladı.

"Yapma Cengiz su soğuk. "

Cengiz kahkahalarla beraber onu ıslatmaya devam ediyordu. Bir yandan da onun peşinden koşan Sedat'a yakalanmamak için kaçmaya çalışıyordu.

"Yakaladım!"

Sedat Cengiz'in kafasından tutup suyun içine gömdü.

"Yaramaz olursan ceza veririm böyle sana."

İlk defa onu gülümserken görüyordu Cengiz.

Saçlarını geriye atıp ona baktı.
Fark etmeden çok yakınlaşmışlardı.

O da gülümsedi karşısındaki adama ve sarıldı. Sedat neye uğradığını şaşırmış bir şekilde kalakalmıştı.

"Sen de sarıl bana." diye fısıldadı kulağına.

Cengiz  dudaklarını hafifçe yaklaştırdı boynuna.

İstemsizce elleri saçlarına çıkmıştı Sedat'ın.

"Yapma." dedi son bir umutla.

Cengiz hafifçe emiyordu boynunu.
Bir an yine kulağına çıktı dudakları.

"Kendime dur diyemiyorum."

Mafya İşi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin