Mafya İşi (bxb)

17

Sedat hışımla kapıdan çıkmış, şoförü koltuktan indirip bizzat kendi şoför koltuğuna oturmuştu.

Otele doğru sürüyordu.

"Baba bana doğruyu söyle, Cengiz mi yoksa."

Baba kahve fincanını altlığıyla sehpaya bıraktı.

"Üzgünüm oğul."

O an tüm dünyası başına yıkılmıştı Sedat'ın. Ne yapacağını bilemiyor, tüm her şeyi yakıp yıkmak istiyordu.

"Merak etme onun işine adamlarım bakacak."

"Hayır Baba, izin ver onu kendi ellerimle bitireyim."

Tam da Baba'nın planladığı gibi işliyordu olanlar. İhanetin cezasını bizzat faili tarafından çektirilecekti.

Nihayet otele vardığında resepsiyona doğru ilerledi Sedat. Fazla tepki çekmemek için güler yüzle kadına yaklaştı.

"Merhaba ben Cengiz Bey'in arkadaşı, hatırlamışsınızdır."

"Buyrun Sedat Bey."

"Cengiz Bey'e ulaşamadım da acaba hala aynı odada da mı kalıyor?"

"Üzgünüm Sedat Bey, birkaç gün önce kendileri çıkış yaptılar."

İçinden küfürler savurarak gülümsemeye devam etti Sedat.

"Teşekkürler hanımefendi, iyi günler."

Hızlı adımlarla otelin dışına çıktı. O sırada telefonundan mesaj sesi geldi.

Kıralı?

Kıralı bir konum atmıştı. Hemen telefon kilidini açıp mesajlara girdi.

"Bu konum ne Kıralı?"

"İstediğin konum kardeş, git bak. Fazla zamanın yok."

Sedat soru işaretleriyle birlikte arabaya bindi.

Kıralı uzun zamandır Baba'nın güvendiği yaverlerinden biriydi. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Uzun zamandır birdiler. Kısacası Sedat ona güveniyordu.

Bu yüzden belki de Kıralı'nın yardıma ihtiyacı vardır diyerek konuma doğru yol almaya başlamıştı.

---

Cengiz ofisten çıkıp eski model arabasına bindi. Bir süre hiçbir şey yapmadan öylece bekledi koltukta.

Eli yanda duran sigaraya gitti ama daha sonra vazgeçti.

Anahtarı çevirip motoru çalıştırdı ve yeni tuttuğu otel odasına doğru sürmeye başladı.

Trafik o gün çok yoktu bu yüzden fazla oyalanmadan varabileceğini umuyordu.

Bir ara yan aynadan arkasına baktı. Sonra gözlerini tekrar yola çevirdi.

Bir beş dakika boyunca ana sokakta sürdü arabasını sonra bir yan sokağa girdi.

Güneş yansıma yapıyordu ve gözlerini kamaştırıyordu Cengiz'in. Tavana asılı orta aynayı ayarlarken halen arkasında giden o siyah jipi gördü.

Camları filmli olduğu için kim olduğunu seçemiyordu.

Takip ediliyorum...

İzini kaybettirmek için hızlı dönüşler yapıyordu ama nafile, jip hala arkasındaydı.

Son çare olarak ıssız bir yola saptı ama çıkmaz sokak levhasını gözden kaçırmıştı ne yazık ki.

Rıhtıma gelince yüksek sesle lanetler savurdu ve eliyle direksiyona vurdu.

Silahının şarjörünü kontrol edip son kez aynada arkasındaki jipe baktı.

İçinden kaç kişi çıkacağını, silahlı mı silahsız mı olduklarını bilmiyordu.

Sanırım her şey buraya kadar.

Kapıyı açıp arabadan indi ve arabasına yaslandı.

Rıhtımdan tüm şehir gözüküyordu.

O an aklına Sedat'ı buna benzer bir rıhtımda görüp onu aldığı, ve yan yana uyudukları gün geldi. Ama hemen çıkardı aklından o anıyı. Eğer şimdi ölürse bir daha asla onu hayallerinde yaşatamazdı.

Siyah jipin kapısının açıldığını işitti.

Sedat?