༄4. Bölüm

1K 108 79
                                    

Sur Maria yıkılmıştı. Titanlar şehre girmişlerdi. Şimdiye kadar yüzlerce belki binlerce kişiyi öldürmüşlerdi. Ve hala daha öldürmeye devam ediyorlardı. Sadece zevk için öldürüyorlardı. Belki de öldürmek için bir amaçları vardı ama insanlık daha bunu öğrenebilecek kadar gelişmemişti. Titanlar hakkında çok az şey biliyorduk. Ve bu bizi daha da güçsüz konuma getiriyordu. Güçsüz olmak istemeyenler içinse tek bir seçenek vardı: Keşif Birliği'ne katılmak.

𖣔𖣔

Hızla çatıların üstünde ilerliyordum. Bu şekilde yukarıdan titanları daha rahat görebiliyordum. Gazım azalmıştı. Bu yüzden zorunda kalmadıkça onu kullanmıyordum ve birbirine yakın olan çatılardan atlıyordum. Uzaktaki çatılarda da insanlar vardı. Gözümü kısarak baktım ve görüşüm biraz daha netleşti. Yeşil pelerinli askerler çatılarda koşuyor, titanlarla savaşıyordu. Keşif Birliği. Önceden onlara katılmakta tereddüt ediyordum ama artık kararım netti. Keşif Birliği'ne katılacaktım. Böyle bir durumda Askeri İnzibat'a katılıp sivilleri bölgeden uzaklaştırmakla meşgul olamazdım. Savaşanlardan olmalıydım. Ve bunu yapan da Keşif Birliği'ydi.

Üzerinde durduğum çatıdan etrafa göz gezdirdim. Doğu tarafında tek başına dolaşan titanlar vardı. Eğer önce tek olanları öldürürsem diğerlerinin arasına katılıp daha çok tehlike saçmalarını engellemiş olurdum. Ve eh, ölmek de istemiyordum. Birden fazla olanların yanına gidersem muhtemelen daha bir şey yapamadan ölürdüm.

Doğuya doğru ilerledim ve arada aşağı bakıp kalabalığı da kontrol ediyordum. Çoğu kanlar içindeydi. Ve gemiye doğru koşmaya devam ediyorlardı. Gemi çoktan dolmuş olmalıydı. O tarafa doğru koşmaları anlamsızdı ama onlar daha koşuyorlardı. Gözlerimi kalabalıktan çekip geminin olduğu tarafa baktım ve geminin hareketlendiğini gördüm. Burada kalanlar için artık çok geçti. Muhtemelen şanslı olan birkaç kişi dışında hepsi ölecekti. Ve belki ben de onlardan biri olacaktım. Ama ölene kadar savaşmalıydım. Bir hiç uğruna koşarken ölemezdim. Savaşmalıyım. Savaşmalıyım.

Yeterince ilerlemiştim. Birkaç blok ötedeki sokakta gezen titanın kafasını görebiliyordum. Ona doğru ilerledim ve içimdeki öfkenin beni ele geçirmesine izin verdim.

Bu 15 metreliklerden biriydi. Az önce öldürdüğümden daha büyüktü. Yani öldürmesi de daha zor olacaktı.

Yere indim ve ilk başta ayak tendomlarını kestim. İlk başta pek bir işe yaramadı. Yeterince derin kesememiştim. İkinci kez denedim ve sendelemesine neden oldum. Sonra da kollarını hedef aldım. Çok hızlı hareket ediyordum. Titanın tepki göstermeye bile zamanı olmamıştı. Sağ kolunu koparmıştım ve sola yetişemeden yere düşmeye başladı. İşte şans.

Titanın sırtında koşup ensesine ulaştım ve tüm gücümle kestim. Hareket etmeyi kesmişti. Bir tanesini daha öldürmüştüm. Hayır, 2 tanesi yeterli değildi. Hepsini öldürmeliydim. Teçhizatı ateşledim ve geri çatıya çıktım. Kalan gazımı kontrol ettim. Biraz daha yeterdi. En azından yakınımda olanlardan birini daha öldürmeye yeterdi. Ve sonrasında ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Bu sefer batıya doğru ilerledim. Bunun da boyu diğerine yakındı. Sokakta koşan insanları öldürerek daha kalabalık olan bölgeye doğru ilerliyordu. Arkasından koşmaya devam ettim ve sırtına indim. Ama çok fazla sarsılıyordu. Onunla birlikte ben de sarsılıyordum. Bir ara düşeceğimi sandım ama saçına tutundum ve düşmedim. Kalan kılıçlardan ikisini çektim ve ensesini kesmeye çalıştım. Ama olmuyordu. Yeterince güçlü değildim. Sanırım yorulmuştum. Üstünde durduğum titan birini ezdi ve o sarsıntıyla yere düştüm. Sırtımın üstüne düşmüştüm ve çok fazla acıyordu. Kalkabileceğimden emin değildim. Karşımdaki sokaktan bana doğru koşarak gelen titanı gördüm. Çok hızlıydı. Kalksam bile teçhizatı ateşleyene kadar bana ulaşmış olurdu. Sanırım ölme vaktim gelmişti. Gerçekten mi? Gerçekten bir deve yem olarak mı ölecektim? O pisliklerden birinin midesine mi inecektim? Son bir gayretle ayağa kalkmaya çalıştım ama başaramadım. Sırtımdaki ağrı izin vermiyordu. Dev giderek yaklaşıyordu. Bense sadece izliyordum. Aynı diğer titan annemi yerken yaptığım gibi. Olsun, en azından bu dünayadan gidecektim. Bu kabustan uyanacaktım. Belki diğer tarafta bu kadar güçsüz olmazdım. Belki diğer tarafta Magnus'u görürdüm. Bunu düşünmek içimi ısıttı. Ve huzurlu bir şekilde gözlerimi yumdum.

ʙʀᴜᴛᴀʟ | 𝗹𝗲𝘃𝗶 𝗮𝗰𝗸𝗲𝗿𝗺𝗮𝗻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin