16.BÖLÜM: EVLİK TEKLİFİ

896 34 10
                                    

Kendimi onun etkisi altından çıkarmam oldukça zor olmuştu ama başardığımı hissettiğimde dahada dikleşip bizimkilerin söylemlerine kulak verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kendimi onun etkisi altından çıkarmam oldukça zor olmuştu ama başardığımı hissettiğimde dahada dikleşip bizimkilerin söylemlerine kulak verdim.
"Bu hafta söz işini halledelim 1-2 ayada düğünü yaparız." Dedi babam ortaya konuşarak.

Herşeye bizim karar veremeyecek olmamız bu durumdan kaynaklanıyordu işte. Oldu bittiye getirilecek olması beni zaten germezmiş gibi kimsenin ağızını açmamasıyla dahada sinirlendirmişti.

Akgün durumu anladığını belirtecesine gözleri yumup açtı bana bakarak.
"Selim amca, biz ilk önce sözü halledelim sonra Rimanın planladığı gibi devam edicez." Dedi,sesi çok sert çıkmamıştı ama son noktayıda koymuştu kelimelerinin sertliğiyle.

Telefonumun çalmasıyla ortamın sesizliği bozulmuştu. Ters çevirip elime aldığımda Akgünde bakmıştı telefona doğru. Arayan Serpildi,üniversite de tanışmıştık ama o bitirmiş üzerine evlenmiş birde çocuk yapmıştı.

Gülümseyerek açtım telefonumu
"Bana bak yoksa 2. Mi geliyor?" Dedim gülerek. Serpil okulda asla evlenmek istemediğini ve çocuk düşünmediğini söylerdi birde bunun doğruluğunu savunurdu. Tabi bunu söyledikten 1 buçuk 2 sene sonra evlenmiş , ve evladınıda kucağına almıştı.

Arkadan bir kıkırdama duyduğumda Serpil
"Yok be kızım, benim annemlerin yanına gitmem lazım şehir dışına e biliyorsun burdada kimsemiz yok Emirle. Çocuğu birine bırakmam lazım 1 günlüğüne de seni arayim dedim." Otomatik olarak gözlerim Akgüne dönmüştü, tamam madem bu kadar evlilik ve çocuk diye tutturmuştu bir alıştırmadan kimseye zarar gelmezdi.

Bana soran gözlerle baktığında elimi bir dakika anlamında tutup serpile odaklandım.
"Tamam canım alırız biz keremi, küçük aşkımıda çok özlemiştim hasret gideririz." Dedim bir yandan Akgüne bakarak.

Kaşlar çatılmış,sözlerimi algılamaya çalışıyor gibi bir hali vardı. Telefonu kapatmaya hazırlanırken elimden tutup çıkışa doğru hızlı aşımlarla çekiştirmeye başladı beni. Ayağımdaki topuklular sağolsun koştura koştura yara olmuştu ayaklarım.

"Ya dursana artık napıyorsun? " dedim hızla elimi çekip. Ben elimi çekebilidğimde anca gelebilmiştik çıkışa,
"Küçük aşkım ne demek lan,neyi özledin kızım sen." Sesi sokakta yankılanıyordu. İçerdekilerin dönüp bize baktığana emindim. Elimi sıkı sıkıya ağızına bastırıp
"Ya deli misin sen ne bağırıyorsun? Kerem Serpilin oğlu, bebek bebek 6-7 aylık. Serpilin işi çıkmış bize bırakıcak." Dedim ve elimi ağızından çektim.

Çatık kaşları gevşediğinde birkaç adım gerisine doğru gitti,gözlerim gömleğinin yakalarını düzelten ellerindeydi.
"Tamam gelsin bakarız." Dedi ve içeri yöneleceğinde bileğine uzadım.

"Özür yok mu? Öküz gibi çekiştirerek getirdin beni buraya farkındamısın?" Kollarımı göğüsümün üzerinde birleştirmiş ona bakıyordum.
"Aşkım ne kızım? Sen daha bana aşkım demiyorsun." Gerginliği sesine bile yansımıştı.

AŞK-I DİLDAR (Mahalle serisi) DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin