22 BÖLÜM

20 3 0
                                    

Odun kafalı, eşek kulaklı seçmenlerin karşısında, palyaço kılıklarına bürünmüş burjuva adaylar siyasi özgürlükler dansı yaparken başlarını kıçlarını bin bir vaatle dolu seçim bildirgelerine silecek ve gözyaşları içinde halkın çektiği sefaletten, davudî bir sesle de Fransa'nın zaferlerinden söz edecekler ve seçmen kelleleri de hep bir ağızdan, avazları çıktığı kadar anıracak: A-ii! A-ii!

Tembellik Hakkı, Paul Lafargue

Sayfa 45

Victor, elindeki kumandayla televizyondaki kanalları değiştiriyordu. Gecenin karanlığında yalnız bir şekilde dikkatini dağıtmak için kanalları değiştirmekten başka bir şey yapamıyordu.

Televizyonda izleyecek bir şey bulamayınca haber kanallarından birini de durdu.

Başyönetici'nin konuşmasına denk gelmişti.

"Yönetme anlayışımı beğenmeyebilirsiniz ama ben vatandaşlarım için en uygun yönetim şeklini yapmaya çalışıyorum." dedi Başyönetici.

"Sayın Başyönetici, siyahilere yapılan zulmün farkındasınızdır. Bunun için ne gibi çalışmalar yapacaksınız?" diye sordu robot.

"Bildiğiniz gibi dinimizde bunun iyi olarak gösteriliyor, Saygıdeğer Kam* ile konuşabilirsiniz. Bu benim yapabileceğim bir şey değil."

"Peki, ülkede artan cinsel istismar arttı. Bunu hakkında ne diyeceksiniz?" diye sordu aynı robot.

"Adiller Bakanlığı ile bu konuyla konuşmaya devam ediyoruz. Gereken tedbirleri yapacağız." diye yanıtladı Başyönetici.

"Güney tarafında çok fazla işsizlik var, devlet herhangi bir yardım yapacak mı işsiz kalan ailelere?" diye sordu başka robot.

"Şu anlık buna cevaplayamam bildiğiniz üzere Birlik var ve Birlik Başkanı açıklaması daha doğru olur."

Victor, dayanamayarak televizyonu kapattı.

"Sen ne anlarsın ki siyahilerin yaşadığı olayları, dışarıdan konuşmak ne kadar da kolay. Millet aç, sen hâlâ susmaktan başka bir şey yapmıyorsun." dedi Victor.

Susması gerektiğini biliyordu, her ne kadar toplum içinde söylediğini bilse de tek başındaydı.

Kimse ne düşündüğünü bilmiyordu sonuçta.

Pencereden lacivert olan gökyüzüne baktı. Baskıdan, söylenecek cümleleri dışa yansıtamıyordu. Çünkü devlete karşı bir söz söylendiği zaman cezalandırılıyordu.

Bilimin yüksek olduğu bir ülkede bunun yaşanması ağrına gidiyordu.

Her geçen gün bunların tekrardan yaşandığı için utanıyordu, belki de bunları her gün yaşadığı içindir diye düşündü. Bunları değiştirmek için ne yaptığını dair geçmişini sorguladı.

Belki de insanların onu daha fazla ezmemesi için susarak boyun eğiyordu, zaten başından geçen olaylar sustuğu için bu kadar fazlalaşmıştı.

Geçmişte suskunluğunu bozmadığı için kendine kızmakla beraber haklarını bilmediği için de bu kadar çaresizdi.

Hiç düşünmemişti, hakları nelerdi?

Belki baklarını savunduğu zaman her şey mükemmelmiş gibi olmayacaktı ama karşısındaki kişinin fikirleri değişecekti.

Her şey bir kişiyle başlardı.

Umursamaz bir şekilde başını salladı, ne yapacaktı?

Haklarını savunduğu zaman ona daha fazla kin kusacaklardı, o bir siyahiydi. Onu sözü değersizdi.

73Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin