"Siyahı ve beyazı tenin, ırkın rengi yaptılar aslında mevzubahis kahvenin tonları olsa da. Gözlerde maviyle yeşile renkli dediler sadece. Damgalar bastı insanlar renklerle. Siyah ve beyazın olmadığı bir dünyaya keskin sınırlar çizdiler, bayrak yaptılar onlardan. Renklerin ahengini anlayamayanlar basitleştirdi ve aynı zamanda çıkmaza sürdü her şeyi. Herkesin kanı kızıl akarken renklerden bir ağ ördüler insanlığa, ön yargıya koca bir taht hazırladılar."
Sayfa 373 - ephesus yayınları
Bölüm şarkısı: Şanışer - Beni Kır
Victor, evden çıkmış iş yerine doğru yürüyordu.
Sarp'la uzun zamandır görüşmediği için bir yandan da üzülüyordu, iş çıkışı onun yanına uğramalıydı.
Ara sokağa girdiğini fark edince ana caddeye nasıl gideceğini düşündü fakat düşüncelerine o kadar dalmıştı ki nereden girip ana caddeye gidereceğini düşünüyordu.
O sırada kalabalık grubun birini dövdüğünü gördü. Aceleyle oradan gidebilir ve gördüklerini unutabilirdi ama bunu pek yapmak istemiyordu.
Polisi arayıp onlara engel olabilirdi ama polis onlara hiçbir şey yapmazdı.
Engel olup olmayacağına dair biraz düşündü ama içi el vermiyordu, kendisine yapılan muamelede Sarp haricinde kimse ona yardım etmemişti.
O da bir başkasına yardım ederek onun Sarp'ı olabilirdi.
Bunu düşünce gülümsedi, aceleyle gruba doğru giderek dövülen adama yardım edeceği düşüncesiyle kalbinde ağrılar oluşuyordu.
"Hey, onu bırakın!" diye bağırdı.
Gençlerden biriyle göz göze geldi ve onun alaylı gülümsemesiyle karşılaşınca yanaklarını şişirdi.
İlerleyen zamanlarda pişman olacağını düşündü fakat bu düşüncesinden hemen kurtuldu. Bir işi yapacaksa pişman olmaması gerekiyordu.
"Sana ne oluyor kardeşim, işine baksana." diye bağırdı.
"Hiçbir insana şiddetle çözüm arayamazsınız." dedi Victor.
Victor'un tiz çıkan sesinden dolayı karşıdaki grubun dikkatini çekip çekmeyeceğini düşündü, o kadar kötü çıkmıştı ki sesi grubun ciddiye almamasından korkuyordu.
"Bilip bilmeden konuşma, şiddetle çözümlenecek bir sorun vardır belki de." diye cevapladı buğday tenli adam.
Gruptakiler artık yerdeki adamı dövmüyor, herkes Victor'a dikkatini vermişti.
"Bakın, konuşarak halledebilirsiniz." diye cevapladı Victor.
Dövülmüş adama acıyarak bakıyordu, bir zamanlar ona bakıldığı gibi bir başkasına bakarak biraz tuhaf hissettiriyordu.
"Siyahi birinin kavgayı ayırmayı çalışması ilginç."
Buğday tenli adamın dediklerini düşününce ona da ilginç geliyordu. Sonuçta onun gibi birinin söz sahibi olması, söz konu bile değildi.
Hayvanlardan bile değersizlerdi fakat haklarını savunmalıydı. Haklarını savunmasa kendisini unuturdu.
"Benim siyahi olmam sizi ilgilendirmiyor, birini dövemezsiniz. Onu bırakın." dedi bu sefer Victor.
"Karşılığında ne yapacaksın? Biz beş kişiyiz, sen bir kişisin."
Victor, bunu düşündü. Söyleyen kişi haklıydı, ne yapacaktı? Her ne kadar dövülen kişiyi korumayı çalışsa da ne kadar sözleriyle durmaya çalışacaktı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
73
Science FictionAltı farklı hayat Altı farklı hayaller Samet Anış Sarp Bal Özüm Demirer Ece Pilu Victor Misérable Caner Akay . . . 73'te olmak istemezsiniz. 30.05.2020