14 BÖLÜM

37 8 155
                                    

"Sarp, haydi!"

Victor'un sesiyle Sarp kendine geldi, kaç dakikadır aynada kendine baktığını hatırlamıyordu. Bunu çok fazla önemsemedi fakat Victor'u beklettiği için mahcuptu.

"Geliyorum."

Aynaya son bir kez baktıktan sonra tuvaletten çıktı. "Sonunda be."

Aceleyle Sarp'ın evinden çıktılar, karşılaştıkları insanlar sürekli onlara bakıyordu ve kendi aralarında konuşuyorlardı. Victor'un hakkında konuştuklarını bilseler de onlara tepki vermemeyi seçtiler.

Biri biter, diğeri başlardı.

"İnsanların bu tarz konuşmalarından hiç hoşlanmıyorum, neden bu kadar önemsiyorlar ki ten rengimi?"

Victor'un hüzün dolu sesinden dolayı Sarp'ın gözleri doldu, Victor'la olan dostluğundan dolayı yargılıyorlardı fakat bir insanın dış görüşünden dolayı yargıladıkları için Victor'un nasıl bir insan olduğunu bilmiyorlardı.

"Ten renginin nasıl oluştuğunu bilemedikleri kadar aptallar, kafaların içi bilimle değil de din dolu. İnsanları ataları Afrika'dan farklı bölgelere gittiler. Dayspouse(Güneş) ışınları dik gelen bölgelerde insanların ten renkleri daha koyudur, kuzeye gidildikçe Dayspouse ışınlarının Radikal'le arasındaki fark daha da artıyor, o yüzden daha beyazdır."

Victor bir şey demedi, Sarp'ın neden bu kadar bilgili olduğunu düşündü fakat onu tanımayacak kadar yeni bir arkadaşlığa sahipti.

"Neden Kuzey'e gitmedin? Az çok bilgin var sonuçta."

Sarp, Victor'a gülümsedi. "Burada doğdum ve birilerin muhakkak ki bana ihtiyacı var, bunu biliyorum."

Birkaç dakika suskun kaldılar, sessizliğin hakim olduğu ortamda düşünme fırsatları oldu.

Victor'un dediği gibi neden Kuzey'e gitmemişti?

Orada daha iyi bir hayat vardı fakat kendisini yetersiz buluyordu, okuduğu makaleler, kitaplar Kuzey'e kıyasla bilgileri çok azdı ya da Güney'de yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım ederek Güney'de örnek vatandaş olurdu.

Bir kişiyle değişmeyeceğini bilmesine rağmen buna inanıyordu, fazlasıyla Güney'in hataları vardı bunun farkındaydı fakat birilerin düşüncelerini değiştirirse o da başkalarının düşüncelerini değiştirebilirdi.

Sarp'ın çalıştığı kafeye geldiklerinde Victor kafedeki atmosfere hayran kaldı, ağzı açık bir şekilde etrafı incelerken Sarp gülümsedi.

"Burada çalışmana baya sevindim, kafede çalıştığını neden söylemedin?" diye sordu Victor.

Sarp Victor'un sesindeki utangaçlığı fark edince Victor'un koluna dokundu, "söylemek istemedim, sürpriz olur diye düşündüm."

Sarp'ın dediklerinden sonra Victor şaşkınlıkla ona bakmaktan başka bir şey yapamadı.

"Gel, seni dolaştırayım."

Sarp, Victor'a kafeyi gezdirirken kafede çalan klasik müzikle huzur biliyordu.

"Beethoven, Moonligt Sonata. Hikayesini biliyor musun?" diye sordu Victor, merak dolu sesiyle Sarp'a bakarken Sarp ise gülümsedi.

"Bilmiyorum, maalesef. Kahvelerimiz geldiğinde bana anlatabilirsin."

Sarp her ne kadar hikâyeyi bilse de Victor'un samimi olmasını ve konuşulacak konu bulmadıklarını günün çoğunluğunu sessizce geçiriyorlardı.

*****

"Kahvelerde geldiğine göre anlatabilirsin." dedi Sarp heyecandan.

Çoktan Ay Işığı Sonat'ı bitmiş hemen ardından Beethoven'ın Silence parçası kafenin dolu ve bir o kadar yalnız olan insanların kulaklarına ulaşıyordu.

Victor, derin nefes aldı ve sıcak americanosundan bir yudum aldı.

"Rivayete göre; kötü ve mutsuz geçirdiği çocukluk dönemi, yalnızlığı, sağlık problemleri -özellikle sağır oluşu- Beethoven'ı hayata küstürmüştür. İntihara karar verir ve hatta vasiyetini bile hazırlar. Ancak görme engelli küçük bir kız, Beethoven'a yaşama bakışını tamamen değiştirecektir. Gözleri görmeyen genç kızın ayışığını hiç görememiş ve göremeyecek olması Bethooven'ı fazlasıyla derinden etkiler. Ve yaşama yeniden bağlanmasına en büyük sebep olur.

Bir gün Beethoven, bir arkadaşı ile birlikte Viyana sokaklarında dolaşmaya çıkmıştır. Tam o esnada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. Apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve Beethoven'ı büyüleyen ses oradan gelmektedir. Arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler.

Birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. Kapıyı açan kadın, Beethoven'ı hemen tanır ve şok olur. Beethoven, piyano sesine geldiğini, çalan kişiyi çok merak ettiğini ve muhakkak görmek istediğini söyler. Kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek Beethoven ve arkadaşını içeri alır. Beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. Annesi kıza, Beethoven'ın geldiğini söyler ve küçük kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız görme engellidir. Bunu gören Beethoven ise, "Lütfen benden bir şey isteyin." der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. Kızın cevabı şu olur; "Ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?" Bu durumdan etkilenen Beethoven, bunun üzerine piyanonun başına geçer ve Ayışığı Sonatı'nı(Moonlight Sonata), doğaçlama olarak besteler.*"

Sarp sakince Victor'u dinledikten sonra kahvesine baktı, kahvenin siyahlığı ve acımsı tat, kahveyi daha da çok sevmesine bundan dolayı da bağımlılığına sebep oluyordu.

Bakışlarını kahveden Victor'a baktı, bir an kahvenin güzelliğine kapılıp tamamen Victor'u unutmuştu.

"Anlatığın bu hikaye beni etkiledi, bir sanatçının da dediği gibi 'Güzel şarkıların genelde çirkin hikâyeleri olur.' her ne kadar çirkin hikayeler dese de bu hikaye biraz acıklı."

Victor, bir şey demedi. Sarp'ın düşüncelerini seviyordu, her ne kadar ten renkleri farklı olsalar da karakter olarak birbirlerine benziyorlardı. Yaşadığı onca şeyden sonra Sarp Victor'u korumuş ve onunla arkadaşlığı başlamıştı, onunla birlikteyken kafasının içinde bir yerlerde sürekli ondan öğreneceği o kadar çok şey olduğunu ve onun seviyesine gelmek için elinden geldikçe bunu yapması gerektiğini söylüyordu.

"Sarp, bana hiç kendinle alakalı bir şey söylemedin, nerede okudun, ailen kim, bu kafe neden sana kaldı, kardeşin ya da kardeşlerin var mı? Benim hakkımda birçok şey biliyorsun fakat senin hakkında çok bir şey hakkında çok bir şey bilmiyorum. Lütfen biraz kendinden bahset." 

Victor'un soru yağmurundan sonra Sarp, Victor'un sorularından dolayı unutma istediği fakat unutamadığı geçmişiyle bir kez daha yüzleşmek zorunda kaldı, bu soruların bir gün geleceğini biliyordu ama o günün bu kadar ansızın geleceğinden haberi yoktu.

73Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin