24 BÖLÜM

15 2 0
                                    

"Gidenler sevinçliydi. Geride bıraktıklarına karşı ayıp olmasın diye üzgün görünüyorlardı."-Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay

Bölüm Şarkısı: No1 feat. Melek Mosso - Yarım Kalan Sigara

Özüm, aynadan son bir kez baktıktan sonra servisin ısrarla çalan kornasından dolayı ofladı, alarmını duymadığı için servisi bekletiyordu. Annesinin yanına gitmeden hızlıca evden çıktı.

"Kızım, kornayı duymuyor musun?"

Şoförle göz göze gelen Özüm ofladı, "Duydum tabii ama uyuyakalmıştım abi" diye cevap verirken bir yandan da koşarak servise giderken bir yandan da annesini görmediği için endişeliydi.

Servise bindiğinde gözleriyle Sedef'i aradı, onu bulunca yanına oturdu hemen, "Günaydın güzellik."

Gülümseyerek o da aynısını dedi fakat yanına gelen Ertunca'yı fark edince gülümsemesi soldu. "Merhaba Özüm. Bu çiçekleri sana aldım." dediğinde Ertunca'nın elindeki gülleri fark etti.

Utanmıştı, teşekkür ederek Sedef'e döndü.

Ertunca ise Özüm'ün tepkisizliğinden dolayı üzülmüştü ve yerine oturdu. "Aptalsın harbiden. Ben sana demiştim, bu kız bu tarz şeylere tepkisiz diye ama sen bana inanmadın."

Furkan'ın söylediklerini isteksizce katılmıştı, Özüm'den hoşlanmaya başlamıştı fakat isteksiz görünüyordu. Kalbi kırılmıştı, Kuzey'de yaşamasına rağmen kalp kırıklığına dair herhangi bir çözüm getirilememişti.

"Aptalım ben." diye mırıldandı ve yola döndü, uzun yeşil yapraklı ağaçlara bakmaktan başka bir çaresi yoktu.

*****

Özüm, elindeki güllere baktı. Ertunca'nın verdiği için tuhaf hissediyordu. Kalbi tuhaf derecede çarpıyordu, bunun adının ne olduğunu adlandıramıyor ve bir o kadar da anlamsız geliyordu.

"Özüm, iyi misin? Tuhaf görünüyorsun."

Sedef'in sesiyle birlikte elindeki güllerden Sedef'e yönlendirdi bakışlarını. "İyiyim, sadece kalbim çok tuhaf atıyor. Adlandıramıyorum Sedef." dediğinde Sedef'in gülümsemesiyle karşılaşacağını az çok tahmin ediyordu.

"Ertunca'nın verdiği güllerden olmasın o, bu çocukla aranda kesin bir şeyler olacak Özüm Demirer, benden demesi." dediğinde Özüm eliyle Sedef'e hafifçe yanağına vurdu.

"Saçmalama, öyle bir şey olmayacak. Sadece Ertunca neden böyle bir şey yaptı anlam veremedim."

"Çünkü senden hoşlanıyor, sen de ona bir adım at." dedi Sedef.

*****

Dersler hızlı bir şekilde ilerlerken bir yandan da aklı Ertunca'nın verdiği güllerdeydi. Sınıf arkadaşları gülleri sormuş fakat geçiştirmişti onları.

Teneffüste Sedef ile birlikte dışarı çıktığında Furkan'la sohbet eden Ertunca'yı gördü, onu fark etmemiş gibi davransa da göz göze gelmişlerdi.

Sedef'in de onu görmesinden korkuyordu, çünkü saçma sapan Ertunca'yı gösterecek seninki orada diyeceğini biliyordu. En yakın arkadaşını az çok tanıyordu.

"Sınıfa gidelim mi?"

Sedef'e yönlendirdiği soruyla birlikte Sedef şaşkınlıkla ona baktı, "Ama yeni geldik Özüm."

Haklıydı bir yandan fakat Ertunca'ya her baktığında ona umut veremeyeceğinin farkına varıyor ve vicdan azabı çekeceğini biliyordu.

"Bu kadar yeterli bence."

*****

Eve gelmiş ve yemek yemeden hemen laboratuvara inmişti, Samet'in kaldığı odaya girdiğinde Samet'in yatağında uyuduğunu fark etti. Kolunda damar yolu açıldığını fark etti, yatağının yanındaki sehpadan dosyasına baktı.

Önceki deneklerine aksine farklı bir deney yapılacağını fark etti, babasının son günlerde çalıştığı deneyle ilgiliydi büyük ihtimalle.

Samet'in gözlerinin açıldığını görünce bir adım geri gitti ve Samet'le göz göze geldi, "Özüm, seni beklemiyordum."

Samet'in dudaklarından dökülen kelimeleri zar zor anlamıştı, verilen ilaçlar ona ağır geliyordu.

"Nasılsın, yanına çok gelemedim kusura bakma lütfen."

"İyiyim, teşekkür ederim. Önemli değil, halsiz durduğuma bakma. Karşılaştığımız ilk günkü gibi sağlamamım." dediğinde gülümsedi Özüm.

"Verilen ilaçlar sana ağır geliyor, kendini zorlama." dedi Özüm.

Samet'e dostça omzuna sıvazladı, her ne kadar Samet'in bu durumuna üzülse de onunla bağ kurmaması gerekiyordu. Sonuçta bir denekti ve elbette ölecekti, verilen dozlar yüksekti ve böyle giderse hayatını kaybedeceğinin farkındaydı.

"Misafirim var benim, hem sen neden gelmiyorsun? Seni merak ettim." dediğinde gülümsedi Özüm.

"Kötüydüm sadece, depresif ruh halinden dolayı uzun bir zamandır gelemediğimin farkındayım. Ben de gelmek istedim."

Özüm'ün yanıtından dolayı Samet Özüm'ün elini tuttu ve yanına oturmasını istedi. Özüm de onu kırmayarak Samet'in yanına oturdu. "Sana neden sokağa düştüğümü anlatacağım, hani merak etmiştin ya. Her şeyin başından anlatarak olayı anlatacağım. Bundan bir yıl önce Giray ile tanıştım, hani arabulucu olan Giray. Onunla ortada çok samimi olduktan sonra her şeyimi ona teslim edeceğimi fark ettim; o zamanlar ne kadar da aptalmışım, her şey mutlu sonla bitmiyor maalesef aynı insanların ölümleri gibi. Mesela insan doğar, yaşar ve hiç ummadık bir şekilde ölür. Mutsuz son, her neyse Giray benim için dosttan öteydi, borca girdiğini ve bir miktar para istediğini ve hemen vereceğini söyledi fakat vermedi, kiralarımı ödeyemez oldum ve sokağa atıldım. Atıldığımın gecesinde az çok şarkı söyleyerek para kazandım ama hayattaki şansızlığımdan dolayı Giray o gün kazandığım parayı aldı. İkinci gün de aynı şekilde fakat bu sefer çok fazla dövdükleri için zar zor yürüyordum, o sırada bir kız ile çarpıştım ve o kız sendin. Beni hastaneye götürdün. Zaten biliyorsun olanları, hastaneden çıktıktan sonra Giray bana kalacak bir yer bulabileceğimi birini öldürürsem denek olarak hayatıma devam edebileceğimi söyledi. Ben de ona güvenerek kabul ettim, aradan neredeyse bir-bir buçuk ay geçti ve pişmanım Özüm. Her ne kadar senin evinde kalsam da Giray'ı dinlemeyip çekip gitseydim diyorum, verilen ilaçlara dayanamıyorum. Seninle farklı bir şekilde karşılabilseydik Özüm Demirer, sen benim hayatımı kurtardın."

Bunları dinlerken ne diyeceğini bilemedi Özüm, gözlerinden akan gözyaşlarına hakim olamıyordu fakat Samet'e tekrardan baktığında sessizce duvara baktığını fark etti. İstemsizce gözyaşları yaktı ve Samet'in omzuna dokunduğunda herhangi bir tepki vermediğini görünce panikle ayağa kalktı.

"Samet, sakın."

Samet'i sarstığında Samet herhangi bir tepki vermedi. "Hayır, ölemezsin." diye haykırdı.

"Denek Samet Anış'ın kalbi durmuştur."

Kapının aniden açılmasıyla birlikte annesiyle babasının geldiğini gördü, koridorda yankılanan Samet'in ölüm haberi ile kulaklarını kapatıp ağlamaya başladı Özüm. Annesi Samet'e kalp masajı yaparken babası Özüm'ün ayak bağı olmasın diye aceleyle kucağına alıp koridora götürdü.

"Felix, bana elektro şok getir hemen."

Babasının komutuyla birlikte Felix laboratuvara giderken Cem'de ambulansı arayarak Samet'in durumunu anlattı.

Özüm, kapı aralığından annesine bakarken o hâlâ kalp masajı yapıyordu. Herhangi bir dinine inanmayan Özüm ilk defa Tanrı'ya yalvardı.

"Lütfen, ölmesin." diye fısıldadı.

*****

Bölümler biraz kısa farkındayım, kusura bakmayın.

73Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin