12 BÖLÜM

44 8 64
                                    

Bölüm şarkısı: Ados - Eylül

Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar."

Kabuk Adam, Aslı Erdoğan
Sayfa 9 - Everest Yayınları

Ece nefes nefese kalmış bir şekilde durdu. Etrafına dikkatlice baktığında ormanın derinliğinde olduğunu fark etti.

Neden buraya geldiğini düşünmeye başladı ama bir cevap bulamadı.

Dikkatlice etrafına bakarken bir yandan da yerden odun parçasını aldı.

"Ne olur ne olmaz." diye fısıldadı Ece.

Bir insan bulma umuduyla tekrardan koşmaya başlamıştı fakat akciğerleri daha fazla koşmasına izin vermiyordu.

"Lütfen, lütfen biri beni bulsun." diye fısıldadı ama içinden bunun imkansız olduğunu biliyordu.

Gecenin ilerleyen saatleriydi ve ne yapacağını bilmez bir şekilde koşuyordu.

Neden buraya gelmişti, kimden saklanıyordu, ormanlık alandan hemen çıkıp birini bulmalıydı.

Biraz daha ilerledikten sonra kurda benzer bir uluma duydu, duyması ile birlikte ağzından çıkan hıçkırığı tutamadı.

Elindeki odun parçasını sıkı sıkı tuttu, etrafını dikkatlice bakmaya çalıştı fakat yıldızlar haricinde etrafını aydınlatan bir kaynak yoktu.

Kimden kaçtığını bilmez bir şekilde ilerlemekten başka bir şey yapamıyordu. "Her şey için özür dilerim, lütfen buradan kurtarayım." diyip adımlarını hızlandırdı.

Gözyaşları kendiliğinden akarken ormanın karanlık ve bilinmeyen derinlerine yalnız başına gidiyordu.

Bağırmalı mıydı?

Onun için kolaylık mı olurdu yoksa zorluk mu olurdu?

'Aptallık etme Ece, az önce yahşi bir hayvanın ulumasını duydun. Sakın!' diye içinden geçen sese uydu.

Ses çıkartmaya çalışırken sadece nefes alış-verişlerini duyuluyordu.

Bu sefer önüne bakmak yerine arkasına baktı, arkasına baktığı an simsiyah giyinmiş Oytun'u görünce hızlı nefes alıp vermeye başladı.

"Senin ne işin var?"

"Beni şikayet etmekle işin bitmiyor Ece Hanım! Hatırlasana, Alp ile birlikte beni şikayet ettiniz tutuklamaya geldiğinde polisler ellerinden kaçmıştım." diye bağırdı Ece.

Ece geri geri Oytun'dan uzaklaşırken yavaşça anılarını kurcaladı fakat Oytun'u şikayet ettiğini hatırlamıyordu.

"Ben... Ben hatırlamıyorum!"

Oytun iğrenç ve bir o kadar kötü kahkahası ormanda yankılanırken Ece korkuyla etrafına baktı.

Vahşi hayvan gelmesinden korkuyordu ve Oytun'un gittikçe şiddetlenen kahkahası dikkat çekiyordu.

"Hiçbir şey hatırlamaman çok normal güzel kız. Bu iğneyi görüyor musun?" diyip elindeki iğneyi gösterdi.

"Birkaç dakika içinde gözlerin çok yorulup kapanacak sende uzun soluklu bir uykuya dalacaksın. Bu aşı sayesinde hatırlamadığın her şeyi hatırlayacaksın ama rüya olarak, sen rüyanda her şeyi hatırlarken benden uzun zamandır kaçtığının acısını alacağım Ece." dediği an ondan uzaklaşmak istedi Ece ve koşmaya başladı.

Adımları hızlanırken bir yandan da arkasına bakmadan ilerliyordu fakat her adımda kulağında oluşan çınlama ve esneme istediği artıyordu.

"Hayır! Uyumak istemiyorum, böyle teslim olamam."

Nefes nefese kalmıştı, bir yandan kulakları çınlarken bir yandan da ağır adımlarla gözleri kapanıyordu.

"Ece, sakın yapma." dedi kendi kendine fakat bunlar Ece'nin son sözleriydi.

*****

24 saat önce...

"Emin misiniz Ece Hanım?" diye sordu polis memuru.

"Evet, eminim Polis Bey. Kardeşim Alp şahit, isterseniz ona sorabilirsiniz." dediğinde Ece, polis memuru Alp'e baktı.

Bir şey demeyip bilgisayar ekranına baktı.

Ece, Alp'e baktığında sıkıldığını görünce Alp'in yanağını sıktı.

"Telefon sinyalinden nerede olduğunu öğrendik, birazdan gelir. Sizde burada kalabilirsiniz, geldiğinde sorgu yapılıp Kuzey'e gönderilir." dediği an Ece gülümsedi.

Sonsuza kadar Oytun'dan kurtulacak ve derin bir nefes alacaktı.

"Sonunda güzel şeyler oluyor." diye fısıldadı Ece.

Polis memurundan uzaklaşıp koltuklara oturdu, Alp ile son olayları konuşurken onlarla ilgilenen polis memuru bağırmaya başladı.

"Ne demek kaçtı? Siz ne demek bulamıyoruz ha?"

Polis memuru ile göz göze geldi Ece, o an anladı ki Oytun polisten kurtulmuştu.

Polis memuru sessizce konuştuktan sonra Ece'yi yanına çağırdı.

"Bak kızım, şikayet ettiğin kişi polisten kaçmış ama bulurlar merak etme. Kardeşinle eve git sen."

Ece, korkuyla polis memurunu onayladı, ayrılıp gideceği sırada polis memuru Ece'nin kolundan tuttu.

"Kızım, dikkat et kendine. Bir şey olursa beni ara." diyip masadaki kartını Ece'ye verdi.

Ece teşekkür edip Alp'le oradan ayrıldı.

*****

Abi cidden hiç yazasım gelmiyor ya.

Bizim Hikayemiz'i şakır şakır yazarken buraya gelince takılı kalıyorum. Biliyorum uzun yazacağımı söylemiştim ama hiç ilham gelmiyor.

Sinirlendiğim bir konu oluyor tam da 73'e göre bir konu bunu yazayım diyorum ama yazamıyorum.

Ece'nin de hikayesi yarım kaldı bir dahaki sefere artık tamamlarım.

73Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin