Hemşireler gelir, Selin'i hazırlarlar ve ameliyata götürürler, giderken Ali Selin'in kulağına 'Sen güçlüsün, bizi bırakma, beni ailemsiz sensiz bırakma, lütfen.' Diyerek fısıldar. Selin'in ameliyatı başlar.
Aradan 7 saat geçer, bu 7 saatte sadece birkaç kişi içeri girip çıkmıştır.
Ali: Neden bu kadar uzadı bu ameliyat?
Hüsnü: Zor bir ameliyat demişti doktor, biraz daha sabır kardeşim.
Mesut da çok gergindir. En az Ali gibi. Selin ve Ali'nin kardeş olmasına sevinmiştir ama bu sevinci Selin hastanedeyken öğrenmek ve yaşamak isteyeceği en son şeydir. 'Belki' der 'Belki bir şansımız olur' der. Hayal kurar, Selin'in de olduğu hayaller, Hayır! Sadece Selin'in olduğu hayaller. O an anlamıştır ki Selin giderse o tekrar mahvolur. Selin'siz bir dünya hayal edemez. Evet, Mesut Selin'e aşık olmuştur, bunu dünyaya haykırmak ister, ama hastanede olduklarının farkına varır. Selin'in kapının arkasında can çekiştiğini hatırlar, aslında hiç unutmamıştır. Selin'in sureti gözünün önüne gelir. Bembeyaz teni ve güzeller güzeli gözlerini görür, gözlerine bakar. O gözlere bakarak tekrar hayaller kurar. Bunlar yaşanırken ekiple aynı yerde değildir, aynı katta ama farklı bir kapının önündedir, kimsenin onun bu halini görmesini istemez. Sadece Selin'i ister. Ona bir kez olsun sarılmayı ister. Aradan bir saat daha geçer, doktorun bir tanesi içeriden çıkar koşarak. Kimseye bir şey söylemeden kaçar gibi koşuyordur adam, bir süre sonra yanında birisiyle gelir, yine aynı koşuş. Bu sefer bir şey de anlatıyordur.
Doktor1: Kalbini döndüremiyoruz son 36 dakikadır. Poyraz hoca sizi çağırmamızı istedi.
Doktor2: 36 dakika mı? Koş koş.
Ali bu konuşmayı duyunca yıkılır resmen, Selin gidiyordur, Ali'yi ve Mesut'u bırakıp gidiyordur, Duru'yu da bırakıyordur. Duru, adı gibi pırıl pırıl, tertemiz bir çocuk bırakıyordur arkasında. Duru kim mi diyeceksiniz? Duru Selin'in kurtardığı küçük bir kız çocuğudur. 7 yaşındadır. Ailesini kaybetmiştir teröristler yüzünden, yuvada kalıyordur. Ailesini kaybedince 1 yıl Selin ve Ali'nin yanında kalmıştır. Daha sonra yuvaya verilmiştir mecburen. Gonca hanım, yuvanın sorumlusudur, çocuklarla ilgileniyordur. Duru Selin'i kaybettiği annesi ve hiç olmayan ablasını gibi görüyordur. Selin bu kadar insanı bırakıp gidebilir mi? Hele ki Ali'yi bırakıp gidebilir mi? Gidemez.
Ali: Ne dedi o? 36 dakika dedi. *bağırır* Selin! Duyuyorsun beni biliyorum. Beni bırakma! Lütfen bırakma beni, Annem gibi bırakıp gitme sen de, tekrar gitme! O gün bana bakarak gitmiştin, bugün de gitme! Lütfen. *ağlıyordur, yere çökerek ağlar. Kalbi ağrır. Sanki yarısını söküyorlarmış gibidir. Zaten öyle de oluyordur.*
Mesut sesleri duyar ve onun da gözleri dolar, siler hemen. Daha yeni tanıdığı ve daha tam olarak tanımadığı, tanımak için can attığı kadının kalbi durmuştur. 36 dakikadır. Koskoca 36 dakika. Dile kolay. Mesut Ali'nin yanına gelir.
Mesut: Ali, o gitmeyecek. Selin gitmeyecek. Seni bırakıp gidemez. Onun için güçlü durmalısın.
Ali: Abi 36 dakika dedi. 36 dakika.
Mesut: Tamam, dönecek ama.
-içerisi-
Doktorlar girmiştir.
Doktor2: Ne yaptınız?
Poyraz: Kurşunu çıkarttık ama çıkartırken kalbe kısa bir süreliğine kan gitmedi. O yüzden de kalbi durdu, geri döndüremedik, 39 dakika oldu.
Doktor2: Defibrilatörü hazırlayın hemen.
Hemşire: Hazır.
Doktor2: 150 ye şarj et.
Hemşire: Hazır.
Doktor2: 1,2,3 şut.
Hemşire: Dönmedi.
Doktor2: 250
Hemşire: Hazır.
Doktor2: 1,2,3 şut.
Hemşire: Dönmedi.
Doktor2: 350.
Hemşire: Hazır.
Doktor2: 1,2,3 şut.
Hemşire: Dönmedi.
Doktor2: Al şunu, der ve kalp masajına başlar.
-Bir iki dakika sonra.-
Doktor2: 400'e şarj et.
Hemşire: Hazır.
Doktor2: 1,2,3 şut.
Hemşire: Dönmedi.
Doktor2: 450
Hemşire: Hocam çok fazla değil mi?
Doktor2: Ölemez. Hadi şarj et.
Hemşire: Hazır.
Doktor2: 1,2,3 şut.
Hemşire: .....
Doktorlar dışarı çıkar.
Doktor2: Sen bilgi verirsin, benim hastam gelecek şimdi.
Poyraz: Anlaşıldı hocam.
Doktor2 gider.