23. bölüm

199 8 2
                                    

-diğer gün-

-saat 9 olmuştur-

Mesut uyanmıştır, kollarında ki Selin'i görünce gülümser, çok mutludur. Sonunda sevdiği kadın ile evlenmiştir, bu hayatta daha ne isterdir ki?

Selin'de yavaş yavaş uyanır. Başını kaldırıp Mesut'a bakar. Mesut'ta ona bakıyordur.

Mesut: Günaydın.

Selin: Günaydın.

Selin: Hiç kalkasım yok.

Mesut: Benim de. Ama kalkmamız lazım.

Selin: Niye?

Mesut: Bir haftalığına seni güzel bir yere kaçırıyorum. Balayı gibi düşün.

Selin: Yaa, nasıl bir yer?

Mesut: Orası sürpriz olsun.

Selin: E o zaman ben çantamı nasıl hazırlayacağım?

Mesut: Hmm, su var, yani denizimsi bir yer, ağaç var, orman daha doğrusu. Yani hem kalın hem de yazlık şeyler al, hiç belli olmaz.

Selin: Ben iyice meraklandım. Hadi kalkalım da gidelim o zaman.

Selin doğrulur. Mesut hala yatıyordur.

Selin Mesut'a bakar.

Selin: E hadi kalksana.

Mesut: Sabah öpücüğümü almadan kalkmam.

Selin: Bak sen?

Selin eğilip Mesut'un yanağından öper.

Mesut Selin'e ters ters bakar.

Selin: Devamı şu sürpriz yere gidince.

Mesut: Öyle olsun bakalım.

SelMes kalkarlar, kahvaltılarını yaparlar ve hazırlanıp çıkarlar.

Mesut kendisi ve Selin için 1 haftalık izin almıştır. Selin de Ali ile konuşuyordur.

Ali: Nereden çıktı bu tatil ya?

Selin: Balayı gibi düşün, hem ev sana kaldı işte.

Ali: Ya ne yapayım ben tek başıma koskoca evi? Hem ben özlerim seni, unutma beni tamam mı? Arada ara.

Selin: Ya Ali, Allah aşkına, 1 hafta yokum sadece ve hala dünyadayım. Merak etme ararım arada, sen de ararsın.

Selin: Pınar'la konuş bize gelsin, yalnız kalmamış olursun hem.

Ali: Rıza müdür izin vermez ki.

Selin: Niye vermesin, ha ama yanlış bir şey yapmayın.

Ali: Yok canım, saçmalama.

Selin: Ben konuşurum olmazsa Rıza müdürle.

Ali: Dur bakalım. Ben bir arayayım Pınar'ı.

Selin: Tamam haber bekliyorum.

Ali: Tamam, görüşürüz. Selam söyle enişteme.

Ali güler. Tabi Selin de

Selin: Tamam söylerim selamını eniştene.

Mesut'ta gülümser.

-kapatırlar-

Selin: Eniştesine selam söyledi.

Mesut: Enişte? İyiymiş.

Selin: Daha çok mu yolumuz?

Mesut: Yarım saate varmış oluruz, sanırım.

Selin: Sanırsın. Bu bana biraz şüpheli geldi. Yolu bildiğine eminsin değil mi?

Mesut: Hmm, emin gibiyim.

Selin şaşkın şaşkın Mesut'a bakar. Aradan 45 dakika geçer. Mesut bir orman yoluna girmiştir. Selin biraz uykusu geldiği için iyice yerleşmiş ve uyumuştur. Mesut bir süre sonra güzel bir dağ evinin önünde durur. Selin arabanın sesi kesilince ve durduklarını fark edince uyanır.

Mesut: Günaydın uykucu, tünaydın mı demeliydim yoksa?

Selin: Sana da günaydın. *gülümser* Geldik mi?

Mesut: Evet, bakalım beğenecek misin?

Selin etrafa bakar. Ve gülümseyerek konuşmaya başlar.

Selin: Mesut... Burası harika, çok güzel görünüyor. İçeriyi ve etrafı çok merak ediyorum.

Mesut: O zaman inelim, eşyaları bırakalım ve dolaşmaya çıkalım.

Selin: Olur. Hadi inelim.

Selmes arabadan inerler. Eşyalarını eve bırakırlar, üstlerini değiştirirler ve dolaşmaya çıkarlar. Orman çok güzeldir ve kalacakları evin yakınlarında bir şelale vardır. Burada yüzülebiliyordur. Yani kısacası tam kafa dinlemelik bir yerdir.

Selmes bir süre dolaştıktan sonra eve geri dönerler. 

KARDEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin