Kadri Mesut'u görünce sinirlenir.
Kadri: Ne oluyor! Sen unuttun sanırım kapı çalmayı! Ben senin patronunum! Çok yüz verdik sana! Ne oldu?! Ne var!
Mesut: Ş-Şey, konuşmamız lazım.
Kadri: Söyle hemen ne söyleyeceksen! İşim var.
Mesut: Dışarıda konuşmamız lazım.
Kadri: Söyle işte!
Mesut: Sizi bir yere götürmem lazım. Hemen şimdi. Mümtaz Bey çağırıyor.
*Mümtaz: Kadri'nin babası, genel olarak sinirli, zengin, arkası sağlam ve oğlunun işlerine pek karışmayan birisi.*
Kadri: Babam mı? Niye!
Mesut: Bilmiyorum, sizinle görüşmek istedi. Diğerlerinin haberi yok. Hemen gitmemiz lazım.
Kadri raftan telefonunu alır ve hemen babasını aramaya çalışır ama Mesut daha hızlı davranıp telefonu Kadri'den alır.
Mesut: Telefonunuzu almam söylendi. Şimdi hadi gidelim.
Kadri: Tamam, sen bekle ben üstüme düzgün şeyler giyip geleyim. Kızın başında bekle, kendine gelmeye başladı, X'e söyle de biraz daha uyuşturucu versin.
Mesut: Ta-Tabi.
Kadri içeride ki odaya gider. Mesut Selin'in başına gelmek ister ama Selin'in o halini görmek istemiyordur. Göz ucuyla Selin'e bakar. Darp edilmiştir. Kadri ona tecavüz etmiş olma ihtimali Mesut'u çıldırtıyordur. İçinden durmadan Kadri bir şey yapamadan yetişmiş olmak için dua ediyordur.
Kadri gelir en sonunda. Çıkarlar. Onlar çıkınca X Selin'e biraz daha uyuşturucu verir. Selin çok fazla uyuşturucu aldığı için titremeye başlar. Vücudu kabul etmiyordur artık. Ama bu adamların umurunda olmaz. Selin'e uyuşturucu verip odadan çıkarlar. Selin titriyordur, yarım saat sonra titremesi durur ve derin bir uykuya dalar.
-Mesut-
Mesut Kadri'yi ormanın içinde bir yere doğru getirir.
Kadri: Babamın burada olmak isteyeceğini hiç sanmıyorum. Sen bana oyun mu oynuyorsun?
Mesut: Y-Yok, verilen adres biraz ilerisi.
Kadri: Pek güvenemedim ama dur bakalım.
Kadri dışarıya bakmaya başlar. Mesut yavaşça silahını çıkartır ve sertçe Kadri'nin başına vurur. Kadri daha ne olduğunu anlayamadan bayılır. Her yer kan olmuştur. Mesut ellerini ve üstünü temizler. Kadri'nin ağzını bantlar. Ellerini ve ayaklarını sıkıca bağlar ve arka tarafa yatırır. Üstünü bir battaniye ile örter. Aracı ormanın içine bırakır. Kimsenin burayı bulamayacağını biliyordur. Selin'e yaptıkları için de Kadri'ye birkaç yumruk atmayı ihmal etmez. Hızlıca Selin'in bulunduğu eve gelir.
X: Hasan, Kadri Bey nerede?
Mesut: Kadri Bey'in işleri var. Bugün gelmeyecek. Selin'i onun bulunduğu yere götürmemi istedi. Nerede şuan Selin?
Y: Sana neden inanalım?
Mesut: Neden inanmayasın? Hem acelem var benim, şimdi çekilin önümden.
Mesut adamları geçip Selin'i arar. Selin Kadri'nin odasında değildir. O küçük odadır yine. Mesut kapıyı açar ve Selin'in nabzına bakar. Selin'in nabzı çok yavaş atıyordur. Verdikleri uyuşturucunun Selin'e fazla geldiğini anlar. Hemen onu kucaklar ve dışarı çıkar.
X onu durdurur.
X: Selin'i burada bırakıyorsun, sen nereye gidersen git.
Mesut: Çekil önümden, Kadri Bey'in kesin emri var.
X: Kadri Bey bana söylemeden Selin'i buradan çıkarttırmaz. Bırak onu.
Arkadan bir adam gelir ve X'in kulağına bir şeyler söyler.
X şaşkınlıkla ve sinirle Mesut'a bakar.
X hemen silahını alır. X'i gören diğerleri de hemen silahlarını alırlar.
X: Hasan'a bak sen! Yoksa komiser Mesut Güneri mi demeliydim?
Mesut: Ne saçmalıyorsun?
X: Polis olduğunu biliyorum, deşifre oldun! Bırak Selin'i!.
Mesut: Bırakmazsam?
X: Önce senin sonra da Selin'in kafasına sıkarım.
X: Burada bu kadar adamın içerisinden nasıl çıkmayı planlıyordun?
Y: Kadri Bey'i seninle çıkarken gördük, ne yaptın ona? Nereye götürdün onu?
Mesut: Selin'i buradan çıkartmama izin verirseniz Kadri'yi size veririm.
X: Sen bizimle pazarlık yapabileceğini mi sanıyorsun? Ha?!
O sırada silah sesleri duyulur. Mesut hemen bir kenara geçmek için koşmaya başlar. Bunu gören X hemen ateş eder. Mesut zar zor bir duvarın arkasına geçer. Omzunun kanadığını görür. Bakar ve önemli olmadığını görür. Selin'e bakar. Yüzü solgun görünüyordur. Kendi eline bakar ve elinin kanlı olduğunu görür. Kendi yarasından eline kan sürülmediğini hatırlar. Selin'in yaralı olabileceği aklına gelir. Hemen Selin'in vücuduna bakar. Selin vurulmuştur. Mesut hemen Selin'in nabzına bakar. Nabız vardır ama çok cılızdır.