Gece böyle ilerler.
Gece bir ara Selin kabus görür, Mesut ve Ali zar zor Selin'i uyandırır. Selin rüyasında Kadri'nin onu kaçırdığını görmüş ve korkmuştur.
Gecenin kalanı sorunsuz geçer. Diğer günlerde Selin daha iyidir. Arada yine kabuslar görüyordur ama psikolog ile de görüşmeye başladığı için kendini daha iyi hissediyordur.
Aradan 1 hafta geçer. Selin artık eve çıkmıştır.
Ali: Evet, sen de iyi olduğuna göre ben artık randevuma gidebilirim.
Selin: Yine ayılıp bayılma, hiç hastanelere gelemem, zaten yeni çıktım.
Ali: Merak etme, bu sefer daha iyi hazırlandım, hazırlıklıyım.
Selin: Öyle olsun bakalım. Pınar'a selam söyle.
Ali: Tamam söylerim. Mesut abi seni almaya gelecekti, hazırlan hadi artık.
Selin: Hazırım işte, eşofmanla gidicem, hatırlarsan ben hala hastayım.
Ali: Doğru neyse ben kaçtım.
Selin: Dikkatli olun.
Ali: Tamam.
Ali gider, yarım saat sonra Mesut gelir. Selin'i alır ve sahile getirir. Hava hafif turunculaşmıştır, güneş batmak üzeredir.
-Selmes-
Selin ve Mesut denizin kenarında bir banka oturmuşlardır. Selin başını Mesut'un göğsüne koymuştur. Mesut'ta kolu ile Selin'i sarmıştır ve öyle sarmaş dolaş oturuyorlardır.
Selin: Telefonda konuşmak istediğim bir şey var diyordun.
Mesut: E-Evet. Sen beni biliyorsun, yani ben öyle süslü cümleler bilmem pek. Yani seni sevdiğimi biliyorsun. Senin için her şeyi yapacağımı da biliyorsun.
Selin: Benim için her şeyi yaptığını da biliyorum.
Mesut: Yani demek istediğim ben ayrılmak istemiyorum.
Selin: Neden ayrılalım ki, ben sen beni terk etmediğin sürece seni bırakmam bunu biliyorsun.
Mesut: Öyle değil tam olarak. Yani şey. Ben seninle aynı evde yaşamak istiyorum. Her sabah seninle uyanıp günü seninle aynı yastığa başımı koyarak bitirmek istiyorum. Seninle bir aile olmak istiyorum. *Mesut cebini karıştırır ve cebinden küçük bir kutu çıkarır, kutuyu açıp Selin'e uzatır ve tabi Selin'e döner.*
Mesut: Selin, benimle evlenir misin?
Selin şaşkındır, Mesut'tan böyle bir şey beklemiyordur.
Selin: Mesut...
Mesut: Yani istemezsen zorlamam, sonuçta başından neler geçti, hemen cevap vermek zorunda da değilsin. Yani...
Selin Mesut'un sözünü keser.
Selin: Evet, EVET SENİNLE EVLENİRİM MESUT GÜNERİ.
Mesut: Gerçekten mi?
Selin evet anlamında başını sallar ve Mesut'un dudağına yapışır. Uzunca ve hasretle öpüşürler. Nefesleri kesilince ayrılmak zorunda kalırlar.
Selin: Seni seviyorum Mesut GÜNERİ, seni her şeyden çok seviyorum.
Mesut: Seni ölünce bile sevicem. Bunu biliyorsun.
Selin: Biliyorum.
Mesut yüzüğü Selin'in parmağına takar.
Selin: EE tarih almaya ne zaman gidiyoruz?