27.BÖLÜM

211 7 0
                                    

Baran ile birlikte sessizce eve girdik. Eğer kardeşleri evdeyse bu kurşun yarasını saklamak zor olacaktı. Baran'ın odasına çıkıp doktorun gelmesini beklemeye başladık. Omzundaki acı yerini uyuşukluğa bırakmaya başlayınca kendimi biraz daha rahat hissettim. Doktor gelmiş olacakki Baran'ın telefonu çalnaya başladı. Aramasını biz söyledik çünkü kapı zili bütün ev halkini uyanudırırdı.
.
.
.
Doktor işini hallettiğinde benim acıdan dolayı her yerim ter oldu. Ama biraz rahatladım ve birde ağrı kesici içtim. O kadar çok uykum vardı ki hemen uyumak istiyorum. Bu isteğim birkaç saniye sonra kaçtı çünkü Baran'ın adamlarından birisi arayıp adamların konuşmadığını söyledi.

Baran:Sen uyu ben gideyim de şu piçlerin anlayacağı dilden konuşayım.

Dolu:Hayır bende geliyorum. Senin adamlarının yanında sinirin katlanır ve adamlar konuşmadan oradan cesetleri çıkar. Adamlarla ben konuşacağım.

Baran:Ne diyeceksin saldırgan beyler lütfen patronunuzu söyleyin yoksa çok üzülürüm mü diyeceksin.

Dolu:Hayır izle ve gör.

Yine pis pis gülüp kafasını salladı. İçinden bana karşı neler düşündüğünü merak ediyordum. Sonuçta daha lisesi yeni bitmiş küçük bir kızım onun gözünde. O da 20 yaşında ama hayatı bu olaylarla geçmiş. Benim böyle şeylere alışık olmadığımı tahmin edebiliyor ama bilmiyor ki ben bir işe çok çabuk adapte olurum ve tam bir psikopatım. Eğer bir sekreter olmam gerekirse sekreter olurum bir mafya olurum çöpçü bile olurum sadece bana yol gösterin ve yapacaklarımı izleyin.
.
.
.
Ormanlık bir alana geldiğimizde Baran arabayı durdurdu. Etrafta ne bir insan vardı ne de ev depo tarzı bir şey.

Dolu:Adamların burada olduğuna emin misin?

Hiç cavap vermeden bir ağacın dibine ilerledi. Kanalizasyon kapağı gibi bir şey açtı.

Dolu:Sanırım ninja kaplumbağalar filmini biraz fazla izlemişsin.

O merdivenlerden inerken bende hemen arkasından indim. Aşağısı kocaman bir ev gibiydi. Kan sıçramış beyaz duvarları vardı ve yüksek oranda rutubet kokuyordu. Bir kasabın kurban kesme odası gibiydi. İçeride ölen insanları hayal ettim. Onların gözlerindeki o korku ve umut dolu karışımı düşündüm. Ölmekten korkuyorlardı ama belki bırakırlar bizi diye de umutlulardı. Hemen kafamı sağa sola sallayıp Baran'ın arkasından ilerlemeye devam ettim.

Türlü iskence aletleri ve demir tel örgülü bir kafes vardı. Naylon nuşamba demeti de yanda katlanmış bir şekilde duruyordu.

Adamların yanına kadar ilerledim. Baran adamlarına "Yetki Dokunay'da" dedi. Bu sözü duyan ikili tutsak gülmeye başladılar.

Dolunay:Bana bakın pic kuruları. Hem yeni evimi mahvettiniz hemde siz köpeklerin tasmasını tutan patronunuzun adını söylemiyorsunuz. Eğer konuşmazdanız şu arkamda gördüğünüz adamlar sizi parçalara ayırır. Bununla da kalmayız patronunuzu bulup sizin etleriniz ile ona güzel bir ziyafet veririz.

Tutsak1: Kes sesini ve siktir git orospu çocuğu. Bizim çoluk çocuk ile uğraşacak halimiz yok. Baran yaptıklarının hesabını canı ile verecek.

Bu sözün ardından Baran adama yaklaşıp tam yumruk atacaktı ki onu tuttum.

Dolu:Canım ben şiddet sevmem. Daha güzel bir fikrim var. Bu arkadaşlar da fikrime bayılacaklardır.

Adamlara döndüm ve "Bana bulabildiğiniz kadar pitbull bulun" dedim. Tutsakların gözü faltaşı gibi açılırken Baran pis pis gülmeye başladı. Adamlar köpekleri getirmek için gittiler.

Baran:Ne yapacaksın?

Dolu:Şu gerizekalılara küçük bir sürpriz. Kimse benim anneme küfür edemez.

Göz kırpıp adamlara döndüm "Son şansınız söylerseniz sizi bırakıcam. Ama yok derseniz benim sabaha kadar vaktim var" dedim. Hayır anlamında kafalarını salladılar. "Siz bilirsiniz" diyip Baran'ın oturduğu koltuğa oturdum.
.
.
.

Adamlar ellerine saldırgan köpekler ile içeriye girdiler. 10 tane köpek vardı ve büyük ihtimalle köpeklerin hepsi kardeşti.

Dolu:Boşta kalan iki kişi bu adamları kafesin ortasına çözüp bıraksın. Elleri ve ayaklarını bağlamayın.

Dediğimi yaptılar ve adamları kafesin tam ortasına koydular.

Dolu:Köpekleri de kafesin içine bağlayın adamların etrafında çember olsun. Ama sıkı bağlayın kurtulamasınlar.

Bu dediğimi de yaptılar. Adamar korkudan birbirlerine yarıştılar. Köpek sesleri resmen yankılanıyordu.

Dolu:Bunlar 6 saat boyunca tek ayak üstünde duracaklar. Ayak değiştirmek yok sadece birbine yaslanabilirler. Eğer ayak değiştirirler yada otururlarsa köpeklerin hepsini salı ve şenlensin ortalık. 6 saatin sonunda da diğer ayakla duracaklar 6 saat bunu bu şekilde döngü olarak yapın. Konuşmaya karar verirlerse bizi ararsınız. En ufak bir aksilik istemiyorum.

Bu sözlerin ardından ayaklandım. Baran da peşimden kalktı.

Baran:Biz eve gidiyoruz bir şey olursa arayın.

Tutsak2:Ben konuşacağım lütfen bırakmayın beni burada.

Tutsak1:Konuşursak bizi öldürürler kes sesini.

Dolu:Konuşmazsanız da biz öldürüz iki tarafı boklu değnek. Ama bir kurşun ile ölmek var ayrıca kaçıp kurtulma alternatifiniz de var. Birde burada köpeklere parçalanarak ölmek var ve kurtulma gibi bir şansınız da yok. İyi düşünün baylar karar sizin.

Tutsak1:Bizi o eve Baran'ı öldürmemiz için Selim beyin kızı Su gönderdi.

Baran:Ne diyorsun lan sen?

Dolu:Bu su denilen kız benim yüzünü taşıdığım kız değil mi?

Baran:Evet o.

Dolu:O ölmedi mi?

Baran:Hayır. Son öğrendiğim şeye göre ailen senin yüzünü o kıza satmış. Çünkü kızın benim tarafımdan bulunmaması lazımdı.

Dolu:Sen bunu bana nasıl söylemezsin ya nasıl?

Baran:Dolunay sakin ol. Duyarsan üzülürsün diye sakladım.

Dolu:Ya siktir git ya. Senin o kızı öldürmeyi becerememen yüzünden ben yüzümü kaybettim kendimi kaybettim. Ailemi kaybettim. Bunu benden nasıl saklarsın. Git o patronu ne yaparsan yap. Seninle de çalışnayacağım. Mümkünse bir daha görüşmeyelim.

Baran:Dolunay bekle.

Koşarak oradan çıktım. Oramanın içine doğru koşmaya başladım. Ana yola inip durağa kadar ilerledim. Hemen bir taksi çağırıp evime gittim. Yarın hesap sorulacak bir ailem vardı ve birde yüzümü çalan o kaşar ile bir hesaplaşmam vardı.
.
.
.
Camları halen yapımaya devam eden eve girip odama çıktım. Ustaya "İşiniz bitince kapıyı kapatın diyip gittim. Odamın kapısını da iki kez kilitletip yorganı kafama çektim. Ve huzursuzca uykuya daldım.

KIRIK KANATLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin