31.BÖLÜM

147 4 0
                                    

Sabah kurduğum alarmdan tam 1 saat önce kalktım. Saat 10'da işe gidiyordum ve saat daha 06.00 dı. Baran'ı ve kardeşlerini kahvaltıya çağırmak geldi aklıma. Hemen mutfağa gidip ne var ne yok ona baktım. Dolap ağzına kadar doluydu. Fazla bir şey yemediğim için ne aldıysam duruyordu. Salona masayı açtım. Önce kahvaltılıkları koyup sonra biber patates kızarttım ve omlet yaptım. Diğer ıvır zıvırları da koyup odama hazırlanmaya gittim. Baran'ı aradım.

Baran:Efendim Dolu

Dolu:Sen daha uyuyor musun?  Hemen kalk kardeşlerini de al bize gel.

Baran:Bir şey mi oldu?

Dolu:Hayır kahvaltı hazırladım. Beraber kahvaltı yapalım hem Alp ile Işıl'ı da çağıracağım.

Baran:Tamam yarım saate oradayız.

Işıl ve Alp'i de arayıp evin adresini verdim. Saat tam 8'de burada olacaklarını söylediler. Baranlar ile aynı saatte gelecekler. Aklıma bir şey geldi ve Arya'yı da aradım. Tamam yaptığı büyük bir saçmalıktı ama o daha çocuk. Hem affetmek büyüklüktür bir erkek için kardeşimi silmek bana yakışmaz.

Dolu:Uyanmadın mı kız daha sen?

Arya:Abla! Bir şey mi oldu?

Dolu:Kardeşimi aramak için bir şey mi olması lazım?

Arya:Sen affettin mi beni?

Dolu:Ayrıldın mı o piçten?

Arya:Evet. Sana karşı yaptığım hatayı anladım abla özür dilerim.

Dolu:Kızım bırak şimdi özürü saat 8de bende ol. Kahvaltı hazırladım bizim çocuklar da gelecek beraber kahvaltı edelim.

Arya:Işıl abla beni boğmazsa gelirim.

Dolu:Merak etme sen hadi kuzucuk hızlı ol.

Telefon ile işimi bitirir bitirmez giyinmeye başladım. Siyah t-shitimi ve beyaz kalem eteğimi giydim. Burdan çıkınca direk şirkete geçeceğimiz için ona göre giyindim.

   Telefonuma bir bildirim geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  
Telefonuma bir bildirim geldi. Kartıma para yatırıldığına dair bir bildirimdi. Babam 1 trilyonu kartıma devretmiş. Bu haber beni biraz mutlu etti. Artık kendime bir ehliyet ve araba almanın zamanı gelmişti.

Aşağıya indiğim dakikada kapı çalmaya başladı. Saate baktığımda tam 8 olduğunu gördüm. Dakik arkadaşlarım benim.

Kapıyı açar açmaz herkesi gördüm hepsi kapıda bekliyordu. İçeriye davet ettim. En arkadan gelen Arya birden boynuma sarıldı.

Dolu:Yavaş kız saçımı bozucaksın.

Arya:Seni çok seviyorum canım ablam.

Mert:Yenge ben acıktım bırakın şimdi sevgi pıtırcıklığını da yemeğe geçelim.

Yenge demedeydi iyiydi. Herkes önce bana sonra da Baran'a bakmaya başladı. Tekrar bana döndüklerinde baran yüzünü "Lütfen"anlamında büzüştürdü.

Alp:Siz çıkıyor musunuz?

Dolu:Evet size söyleyecektim aslında ama kahvaltıda söylemek daha mantıklı gelmişti. Mert bozmasaydı iyiydi.

Şimdi birde hiç işim gücüm yokmuş gibi bizim çocukların yanında da sevgili gibi davranacaktık.

Dolu:Hadi bebeklerim şaşkınlığınızı bir kenara bırakın ve kahvaltıya gecelim
Herkese çay doldururken Arda (Baran'ın küçük kardesi "18yaşında") ben portakal suyu istiyorum diye tutturdu.

Baran:Kalk sık o zaman hıyar herif mutfak orada.

Arda:Yengeciğim güzel elleri ile sıkar bana dimi yenge.

Baran:Hiç boşuna çabalama arda senle uğraşamam kalk sık.

Arda:Off tamam ya çay da olur.

Hemen çayını doldurup önüne koydum. Güzelce kahvaltı ettikten sonra millet yavaş yavaş dağıldı.

Arya:Abla sende işine git ben eve gideyim.

Dolu:Tamam canım hadi görüşürüz.

Yanaklarından öpüp onu eve yolladım. Kapıdan dolmuşa binip gitti.

Baran:Böyle giyinmişsin ama bu gün şirkete gitmiyoruz.

Dolu:Nereye gidiyoruz.

Baran:Selim'in evine.

Dolu:Bende mi geliyorum?

Baran:Tabiki sen benim sekreterim değil misin?

Dolu:Benim de ne olduğum belli değil ama neyse dur üstümü değiştirip geleyim.
.
.
.

Baran ile uzun bir araba yolculuğunun ardından villa gibi kocaman bir eve gelmiştik. Az önce villa gibi dedim ama geri alıyorum gibisi yok bu ev direk bir villa.

Arkamızda 4 araba daha vardı ve adamların hepsi arabalardan indi. Hepimiz içeriye girerken korumalar biraz zorluk çıkartsa da Selim denilen adam hepsini kapıdan çekti.

Baran:Köpeklerini ne kadar korkuttuysak bizi uzaklaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Selim:Onu bunu bırak şimdi buraya savaşmak için gelmedin. Sen malı teslim et bende parayı sonra da gidin.

Baran:Kızın nerede?

Selim:Bilmiyorum, bende bulamadım. Sizin eve saldırdığını duydum. Ben onu  senden kaçması için yurt dışında gönderdim ama benim yaramaz kızım yine durmamış.

Bana bakarak konuşmaya devam etti.

Selim:Bak sen kızımın yüzünü taşıyan kız da buradaymış. Ne zamandan beri lise öğrencileri ile iş yapıyorsun Baran?

Baran:O hayatıma girdiğinden beri. Yanlız dediklerine dikkat et yoksa kasığına tekmeyi geçirir.

Baran bana bakıp güldü. Sonra elindeki çantayı Selim'e uzattı. Selim de aynı şekilde bir çanta uzattı. Baran çantayı açar açmaz dolarları gördüm. Selim Baran'da uyusturucu almıştı.

Selim:Büyüklerine selam söyle. Onların yanına giderken bu kızı götürme ama masumiyetine kara lakeler bulaşsın istemem.

Baran:Merak etme sen Selim benim yanımdaki kıza değil patronlar alayı gelse dokunamaz.

Göz kırptı ve benim koluma girip arabaya doğru ilerledi.

Dolu:Hangi patronlar ne oluyor?

Baran:Merak etme akşam tanışacaksın...

KIRIK KANATLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin