16.BÖLÜM

389 15 1
                                    

Doludan:

Dediği şeyi kabul ettim çünkü onunla uğraşacak hâlim yok. Hem zaten birkaç güne benim o Su denilen kız olmadığımı anlayıp beni bırakacak. Hayatıma aksiyon katmama gerek yok. Kaçmaya çalışmak vs gibi şeyler de yapmayacağım sonuçta kaçarsam benden daha fazla şüphrlenir ve beni evimden alan adam bana neler yapmaz kim bilir.

Odaya kadar çıkıp bir şeyler ile oylanmaya başladım. Canım fazlasıyla sıkılmaya başladı çünkü bütün gün uyuduğum için uykum yoktu. Ve bu odada uyumaktan başka yapacak hiçbir şeyim de yok. Telefonumu da aldı zaten. En azından video falan izlerdim. Çocuklara da yalan söylemek zorunda kaldım onun yüzünden. İş buldum birkaç gün gelmeyip çalışacağım diye yalan söyledim. Pek inanmasalar da tamam demek zorunda kaldılar. Hatta Işıl ilk başta Dolu olduğuma inanmadı bu yüzden de "bok bığazlı gerçekten ben Dolu'yum" yazdım. Bok boğazlı kelimesini duyunca inanadı ve daha fazla uzatmadılar. Zaten polise de gitmişler ama 24 saat geçmeden kayıp raporu veremeyiz diyip geri yollamışlar.

Yaptıkları aslında bir yerde saçmalık birisinin kaybolduğuna inanılmasa gerçekten gelip kimse şikayet etmez. Edildiği anda aranmaya başlanması lazım yani benim düşüncem bu.

Daha fazla burda bağdaş kurup düşünmeye devam edersem sıkıntıdan kafayı yiyecektim. Hem Baran bana ne dedi kendi evinmiş gibi takıl dedi. Bu yüzden mutfağa giderken gördüğüm salondaki televizyondan bir şeyler izlemeye karar verdim. En azından uykum gelene kadar onunla oyalanabilirim.

Merdivenlerden yavaş yavaş indim ve salona ilerledim. İçeriye girdiğimde Baran maç izliyordu. Anlamıyorum erkeklerdeki bu maç merakını.

Yanına gidip kumandayı kucağından alıp kanalı değiştirmeye başladım. Bana sinirli sinirli bakıyordu. Ne var derecesine kafamı salladım.

Baran:Kızım manyak mısın sen?  Ben maç izliyorum ne diye basıyorsun.

Hemen cebimdeki defteri çıkarıp "Odada otur otur canım sıkıldı. Zaten telefonumu da aldın en azından televizyonu ver. Hem villada yaşıyorsun senin odanda televizyon vardır git orada izle" yazdım.

Kağıdı okuyup sabır çekti.

Baran:İyi senin açtığın şeyi izleyelim. Ne izlicez Barbie falan mı yoksa winks mi?

Yüzüne bakıp güldüm. Geçen gece Alp'in açtığı filmi açmaya karar verdim ve googleye girip DİSTURBİA yazıp aratım. Filmin kapağından tanıyıp hemen filmi açtım.

Filmi durdurup kağıdı tekrar elime aldım.

Baran:Yine ne var? 
Dolu:Mısır istiyorum.
Baran:Bence sen artık ölmek istiyorsun.
Dolu:Benden daha güçlü olabilirsin ama ben senden daha zekiyim istesem seni şimdi bile öldürebilirim o yüzden bana artistlik yapıp durma.
Baran:Mısır aslında iyi fikir.

Diyip gülümsedi. Ben hiç gülmedim o da hemen eski suratuna geri dönüp hizmetlilerden mısır istedi. Mısır gelene kadar filmi başlatmadım.

Mısır ile birlikte filmi izlemeye başladık. Baran ikide bir off ne saçma film, ayy iğrenç diyip durdu. Filmin sonuna doğru da ilgisini çeken şeyler olmaya başladı pür dikkat izledi. En sonunda kız ile çocuk birlikte olunca "Bu kız bu çocuğa nasıl bakar film bir kere çok saçma" diyip kumandayı elimden aldı. Bende "Bence de esmer çocuk daha yakışıklı ben olsam onuna çıkardım" yazdım. Önce tuhaf tuhaf baktı sonra filmi geri alıp esmer çocuğun olduğu yere geldi. Durdurup yakınlaştırdı "Bu mu yakışıklı. Mal mısın kızım benim baş parmağım bile bundan daha yakışıklı" dedi.

Dolu:Sen kendini niye ortaya atıyorsun filmdeki çocukları kıyaslayarak daha yakışıklı dedim. Ama sana da baktım da şöyle sende ondan yakışıklı falan değilsin.

Yazdım. Yine yumruğunu sıkmaya başladı. Bende hemen yumruğumu hazırladım o vurursa bende vururum. Yüzüme aval aval bakıp yumruğunu sıktığını fark etti hemen gevşetip elindeki yastığı kafama vurup merdivenlerden kaçmaya başladı. Bende yastığı arkasından fırlatıp kumandayı elime geri aldım.

Bir mafya mı yoksa aptal bir çocuk mu anlayamıyorum. Ama sanırım bununla benim çok işim var.

KIRIK KANATLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin