Ayşin..Bu hayatta gördüğünüz en inişli çıkışlı karaktere sahip bir kızdı. Her an kahkaha atacak kadar mutlu, bazen ise öfkesinden gözleri kana bulanmış bir katildi.
Uyuşturucu ve silah tacirliği görevini babasının elinden alarak kendi krallığını ku...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
| 1 HAFTA SONRA |
AYŞİN AKSAY
Gözüm onun kurumuş toprağın da gezinirken ellerimde ki siyah eldivenlerimle siyah şemsiyemi tutarak yavaş yavaş çiseleyen yağmurun üzerime gelmesini engelliyordum.
Nisan ayının son gününeydik , ve sabah olan güneşli hava 5 dakika önce kendini yaz yağmurlarına bırakmıştı.
Kuru toprağın üzerine düşmeye başlayan damlalar giderek biraz daha şiddetini hızlandırdığın da içime o güzel kokuyu çekmiştim.
"Teşekkür ederim baba"diye mırıldanarak önüme düşen saçımı geriye doğru iterek mavi gözümü yavaşça kıstım.
"Geberip gittiğin için, ölümünle bana düşman olan o iki piçi bitirmem de yardımcı olduğun için"dudağımı alayla kıvırarak beyaz mermerin yan tarafın da dikilmeye devam ettim.
"Sen hep ne derdin; bana boyun eğmeyen kanımdan dâhi olsa acımam öyle değil mi ?"kuruyan dudağımı yalayarak yavaşça omzumu silktim.
"Bende öyle yaptım"
Başımı sola doğru yatırarak mezarın ayak ucunda dururken siyah ince topuklularımın ucunu beyaz mermere vurdum.
"İlk önce bana itaat etmeyen abimi ardından"diyerek yalan bir edayla dudağımı büzmüş"annemi geberttim"cümlemin sonunda benden bağımsız bir kıkırtı ağzımdan kaçmıştı.
"Ups! Tabi seni de unutmayalım santrancımın küçük işe yaramaz piyonu"
Yüzümde ki gülümseme saniyeler içinde donuk bir ifadeyle yer değiştirdiğin de çarpan şimşekle gri gökyüzü biraz aydınlanmış gibiydi.
"Cehennme de görüşmek üzere"
Yan yana dizilmiş 3 mezara son kez bakarak arkamı döndüğüm de omzumda ki koca bir yük daha kalkmış gibiydi.
Sakin adımlarla beton zeminde yavaş adımlarla aşağıya doğru inerken koskoca mezarlık da benim gibi tek tük insan vardı.
İleride ki siyah demir kapıyı kendime doğru çektiğim de çıkan gıcırtı sesi beni oldukça rahatsız etmişti.
Memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle başımda duran siyah şalı hırsla çekerek boynuma doğru attığım da şemsiyeyi yere doğru indirdim.
Yağmur damlaları üzerim de ki deri cekete çarparak kollarımdan aheste bir edayla süzülerken siyah rang roverın kapısını açarak bindim.
Elimde ki ıslanmış şemsiyeyi arkaya doğru atarak kapıyı kapatırken kemerimi bağlama gereği duymadan arabayı çalıştırmıştım.
Saniyeler içinde gaza basarak mezarlığın önünden uzaklaştığım da radyodan güzel bir şarkı açarak mırıldanmaya başladım.
