Oy ve yorum sayılarını görmezden geliyorum. Ama şöyle aralara küçük küçük birşeyler yazsanız da iyi olur gibi (:
Neyse iyi okumalar dilerim.
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
AYŞİN AKSAY
Üzerime dökülen her bir damla suyun bedenimden akarak yerde ki betona sertçe düşmesini sakince izlediğim de acıyan gözlerimi yavaşça kapattım.
Üşüyordum..ama Bu nedensizce bana daha çok zevk veriyordu. Soğuk hissiyatı açıkta kalan kollarım sayesin de tenimi bir buz kadar dokunulmaz kılmıştı.
Titrek bir nefes alarak dudağımı alayla kıvırdığım da burnuma doluşan o iğrenç küf kokusu sanırım beni burada rahatsız eden tek şeydi.
Beton duvarlar ıslanmaktan yeşil yeşil yosun tutmaya başlamış, üst tarafım da olan tavandan akan damlalar teker teker yere sertçe vuruyordu.
Anlaşılan dışarı da oldukça fazla sağnak yağmur var gibiydi. Ellerim arka taraftan plastik kelepçeler ile tutulmuş bileklerim kendimi zorladığım için göremesem de pek içler acısı değildi sanırım?
Oflayarak başımı yukarıya doğru kaldırdığım da uzun kahverengi saçlarımı başımı oynatarak yüzümden çekmiştim.
Dilimle soğuyan dudağımı sakince yaladığım an tenim aniden kendine değen sıcaklıkla ister istemez irkilmişti.
Kaç saatir burada olduğumu bilmiyordum ama şerefsiz adam fazlaca sert vurmuş olmalı ki ilk defa bu kadar uzun süre gözlerim kapalı durmuştu.
Ayaklarımı oynatmaya çalışsam da onların da zincirler ile hemen 3 adım arkamda olan duvara bağlı olduklarını gördüğüm zaman sessiz bir küfür savurdum.
"Amına koyayım biriniz de öldük mü diye baksın lan!"sinirle bağırarak sesimin dışarıya gitmesini sağlarken saniyeler geçsede hala içeriye tek bir kişi girmemişti.
Sağ ayağımı sola yatıracağım zaman ağrıyan bileğim ile tekrar küfür savurarak başımı öne eğmiş ve ayaklarımın son durumuna bakmıştım.
Siyah pantolonomdan pek bir şey gözükmese de bileğim de ki acı giderek biraz daha kendini belli ediyor gibiydi.
Başımı öne eğdiğim için uzun saçlarım da benimle beraber iki yanımdan doğru sarktığı zaman kapıdan gelen tıkırtılar yüzünden kıpırdamadım.
Sürtünen pas demirden çıkan o tiz sesle yüzüm buruşsa da kendimden ödün vermemiş başımı sakince kaldırmıştım.
Saniyeler için de görüş açıma giren iri bedenle kaşlarım belirsizce havaya kalktığı zaman göz göze geldiğim adamla başımı sola doğru yatırdım.
Duruşu ve bakışları oldukça lider bir özellik taşıyordu. Üzerin de duran takım elbisesinin kumaşı adeta ben pahalıyım diye bağırırken kirli sakalı yüzün de daha sert bir görünüşe neden olmuştu.
Hemen üç adım arkasın da duran adamlara üstten baktığım da biri beni buraya getiren korumalardan biriydi.
Hissettiğim hareketlenme ile gözlerim hızla onu bulduğun da yanıma doğru bir kaç adım atarak gelmiş ve hemen sağ tarafta ki demir sandalyeyi sürterek tam önüm de durmuştu.
Dikkatle ne yaptığını izlemeye devam ederken üstün de ki ceketini çıkararak sandalyenin arkasına aşmış ve siyah gömleği ile kala kalmıştı.
"Ayşin Aksay"aniden duyduğum gür sesle irkilmemek için kendimi zor tuttuğum da gözlerini benden ayırmadan gömleğinin manşetlerini iki kere katlayarak ellerini cebine yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇHAN ( HÜKÜMDAR SERİSİ 3)
Ficción GeneralAyşin..Bu hayatta gördüğünüz en inişli çıkışlı karaktere sahip bir kızdı. Her an kahkaha atacak kadar mutlu, bazen ise öfkesinden gözleri kana bulanmış bir katildi. Uyuşturucu ve silah tacirliği görevini babasının elinden alarak kendi krallığını ku...