"O Jimin'i öldüreceğim!"
"Jennie unni bir sakin olur musun ? Şuan hepimiz Jimin oppayı öldürmek istiyoruz ama durduk yere neden böyle birşey yaptı önce onu düşünelim"
Dedi Lisa
"Rose...ablan Kimin'in karşısına çıkmış olmasın"
Dedi Jisoo unnim
"Ama Jimin beni seviyordu, emindim unni"
Jisoo unnim oflayarak saçlarını toplamaya başladı.
Jennie unnim elimi sarmayı bitirince teşekkür ettim. Telefonuma mesaj gelince. Masadan alıp mesaja baktım.
Bilinmeyen Numara:
Sana erkeğini alacağımı söylemiştim :)
Sinirden ellerim titerken telefon ellerimin arasından kayıp yere düştü. Ellerimi saçlarım arasına sokup çekiştirirken çığlık attım.
"Rose neler oluyor ? iyi misin ?"
Dedi Jisoo unnim, Lisa yerden telefonu alıp mesajı okuyunca Jennie unnim sesli bi küfür etti.
Yüzümü ellerim arasına aldım. Biliyordum Jimin'in ablamı gördüğü ilk an benden vazgçeceğini biliyordum! Ama hep kendimi kandırdım.
"Bu nasıl bir abla ya ?!"
Dedi Lisa sinirle
"Cidden ya! Yemin ediyorum Yoongi'ye aşık olsan aranızdan çekilmezsem şerefsizim, sırf senin iyiliğin için bırakırım onu!"
Dedi Jennie unnim
Jisoo unnim bana sarıldı.
"Tamam iyi tarafından bak ondan bir parçan var"
"Unni Soo jin'i babasız büyütmek istemiyorum. B-bana 'Babam nerde ?' dediğinde 'O teyzeni seviyor' ya da 'Teyzenin yanında' demek istemiyorum!"
Jennie unnim de bana sarıldı.
"Tamam bebeğim sakin ol kızını düşün sen sadece, sizi kaybeden Jimin bırak o ağlasın"
"Unni nerdeyse 1 yıl olacak ama hâlâ beni sevmedi...sevemedi"
Dedim
"Ştt tamam"
Dedi, telefonuma bir mesaj daha gelince Lisa'nın elindeki telefonumu aldım.
Bilinmeyen Numara:
Beni tekrar öldürmek istersin diye söylüyorum...aynı uçurumun ordayım.
Sinirle ayağa kalktım telefonu arka cebime sokarak evden çıktım.
"Rose nereye ?! Sakın aptalca birşey yapmaya kalkma, Soo jin'i düşün"
Jisoo unnim arabanın camına vururken hiçbirini umursamadan gaza bastım.
Bu sefer tek o değil ikimiz birlikte ölecektik...bakalım Jimin en çok kimin için ağlayacak ?!
Arabayı biraz daha hızlandırdım. Önümdeki arabaları hızla geçerek o lanet uçuruma doğru sürmeye devam ettim.
Kısa sürede uçuruma gelince gülerek beni bekleyen ablamı gördüm. Tüm hızımla gaza bastım ve üstüne doğru sürmeye başladım.
O kıpırdamadan sadece sırıtıyordu.
"GEBER!"
Diye bağırarak daha hızlı bastım gaza.
'Sizi kaybeden Jimin'
'Soo jin'i düşün'
Soo Jin, kızım, bebeğim, kalbim, herşeyim...güzel kızım
Son anda arabayı durdurarak kafamı direksiyona koydum ve ağlamaya başladım. Yapamadım...öldüremedim işte onu!
Ablam sanki bu yapacağımı önceden biliyormuş gibi çok sakindi. Islık çalarak arabaya bindi.
"Oww, bir ayrılık acısı kendini göstermiş"
Dedi gülerek
"Neden ?..neden yapıyorsun ? Hani yeğeninin iyiliği ?!"
Dedim
"Yakında yeğenim değil kızım olacak onu senden alacağım. Aynı Jimin gibi..."
Dedi
"...bu zamana kadar senin yaşadığın o muhteşem mutlu ve huzurlu hayatı ben yaşayacağım"
"Emin ol ki Jimin'in içinde küçücükte olsa bana karşı bir sevgi kırıntısı var"
Dedim
Ablam kahkaha attı.
"Peki öyle diyorsan öyledir"
Dedi, yanağımdan makas aldı arabadan inerek kendi arabasına bindi.
"Görüşürüz...kardeşim"
Diyerek gitti.
Sinirle direksiyona defalarca yumruk attım. Arabadan inerek uçurumun kenarına gittim yere çökerek ellerimi saçlarımın arasından geçirip saçlarımı çektim ve çığlık atmaya başladım.
Sinirle bağırdıktan sonra kendi kafama vurmaya başladım. Salaksın sen salak! Beyinsiz! Bir kadını öldürmeyi beceremedin! Bir adamı elinde tutmayı beceremedin!
Kendimi yere attım, gökyüzüne bakmaya başladım.
"Mutlu olabilirdik"
Dedim sessizce, kafamı sinirle yere vurdum.
Telefonum çalınca elime aldım. Lisa arıyordu. Ayağa kalktım gözlerimi silerek burnumu çektim ve yüzüme sahte bir gülümseme takınarak telefonu açtım.
+Efendim
-Nerdesin sen ahmak ?!
+Sadece nefes almaya geldim merak etme tekrar aynı hatayı yapmam Soo jin'i yanlız bırakamam
-NEFES ALDIĞIN CİĞERLERİNİ ******
+Jennie unni sakin ol
-Nerdesin lan sen ?! Hemen eve gel sana çok yaratıcı küfürler hazırladım
+Birazdan gelirim.
-Bekliyoruz Rose dikkatli gel
+Tamam Jisoo unni merak etme
