"Sevgilim günaydın"
Jimin odama girince önümdeki dosyayı kenara bıraktım.
"Günaydın"
"Yorgun musun ?"
Dedi"Çok! Kaç tane squat çektiysen hem bacaklarımı hem de kalçalarımı hissetmiyorum!"
Dedim
"Sence sıkıntı squat mı ?"
Diyerek sırıttı."Tabii senin de payın var hayatım"
Jimin gülerek yanıma geldi.
"İşi asmaya var mısın ?"
Dedi
"Ne ?"
"İşi asıp gezelim, yemek yiyelim, sinemaya girelim, eğlenelim"
Dedi"Güzel olurdu ama çok işim va-"
Jimin elimden tuttuğu gibi beni ayağa kaldırdı.
"Ama jimin-"
"Sus"
Diyip beni kucağına aldıktan sonra boynumu öptü.Etrafa baktım iyi ki kimse yoktu.
"Jimin indir beni, biri görecek!"
"Hayır indiremem, hem karımsın görseler ne olur ?"
Gülerek kafamı onun boynuna gömdüm.Asansöre binip hızla aşağıya indikten sonra kapının açılmasıyla herkes bize döndü. Tam şirketten çıkacakken içeri giren kişiyle herkes duraksadı ve kendi aralarında konuşmaya başladı.
Ablam sırıtarak önce Jimin'e sonra kucağındaki bana baktı.
"Benim gördüklerimi sizde görüyor musunuz ?"
"Evet!""O-o gerçek mi ?"
"Tanrım Park Seulgi ölmemiş miydi ?"
"Bakalım Bay Park iki kardeş arasında ne yapacak ?""Merhabalar, ben geldim...ait olduğum yere"
Diyerek sırıttı. Jimin'in kucağından inmek istesem de beni bırakmadı. Kucağında benimle birlikte Seulgi'ye omuz atarak şirketten çıktı."O ne yapıyor ?"
Dedim dolu gözlerimle, Jimin beni arabaya bindirdikten sonra yüzümü elleri arasına aldı.
"Onun ne yaptığı umrumda değil, umrumda olan tek şey sen ve kızım"
Jimin'e sarılmamla kollarını bana sardı.•••••
"Sevgilim sana bir sürprizim var!"
Jimin gelince ona baktım.
"Neymiş sürprizin ?"
"Öpersen söylerim"
Gülerek Jimin'e yaklaşıp dudaklarına minik bir öpücük kondurdum."Ahh tanrım! Yıllarca beni öpsen asla bu tattan bıkmam"
Dedi
"Hadi, sürprizim ne ?"
Dedim, Jimin arkasından 2 tane bilet çıkarttı."Yapamadığımız balayına gidiyoruz!"
"Ne ? Jimin saçmalama çalışıyoruz-"
"Yaa Rose! 1 hafta olmayacağız sadece, şirket batmaz herhalde hem ilk evlendiğimizde balayına çıkmamıştık"
Dedi"Doğru ama-"
Jimin dudaklarıma minik bir öpücük kondurup beni susturduktan sonra dudaklarıma doğru yavaşça fısıldamaya başladı.
"Gidiyoruz Rose, itiraz istemiyorum""Ama Soo jin ?"
"Jisoo'da kalacak senin kocan herşeyi 3 gün önceden ayarladı sen sadece bavulunu hazırla sonra göz açıp kapayana kadar Dubai'deyiz"
"Tamam"
Jimin gülerek boynunu öptü."Ba-ba"
Soo jin'in koltukta yatarken dediği şeyle Jimin hızla bana baktı.
"B-bana baba dedi"
Gülerek kafamı salladım."Tanrım! Bana baba dedi!"
Jimin evde çocuk gibi koşarken daha çok gülmeye başladım.
"Baba dedi! Kızım bana baba dedi!"
Soo jin'i koltuktan alıp gamzesini öptüm."Bebeğim sen küçücük bir lafınla babayı deli mi ettin ?"
Dedim gülümserken, o da sanki beni anlamış gibi gülünce onu kendime bastırdım."Bebeğim!"
Diyerek boynunu öptüm. Gelen sesle hızla ayağa kalktım Jimin bağırırken bir yerden düşmüştü. Koşarak merdivenlere gidince Jimin yerden kalktı."Birşeyim yok iyiyim"
Dedi
"Jimin emin misin ?"
"Eminim tabii kızım! Ben babayım baba! Bana birşey olmaz"
Diyip göğsüne vurdu."Tamam uzatma alda şu çocuğun altını temzile babası"
Dedim
"İlk önce anne demedi diye kıskanma"
Dedi"Jimin!"
"Tamam"
Diyerek Soo jin'i alıp merdivenleri çıkmaya başladı.
"Sen bana baba mı dedin ? İlk baba diyerek anneyi delirtmek mi istedin bebeğim ? Anne aşkımızı kıskansın mı istedin ?..."Jimin daha bir sürü saçma şey söylerken gözüm televizyondaki habere kaydı.
"Ünlü iş adamı Park Mason'un 1 yıl önce öldü denilen ve öldü sanılan büyük kızı Park Seulgi bugün öğlen saatlerind-"
Televizyonu kapatarak kumandayı kenara attım."Sevgilim değiştirdim"
Dedi Jimin
"Teşekkürler hayatım"
"Varya sen bana hayatım diyince öyle yükseliyorum ki sana"
Gülerek ona yaklaştım."Hayatım..."
"Sevgilim"
"...çocuğu alabilir miyim ?"
Dememle bozulmuş gibi geri çekilip Soo jin'i bana uzattı.
"Teşekkürler"
Dedim gülmemek için kendimi sıkarken