"Bence gitmeslisin Rose belli ki pişman oldu barışmak istiyor" Oflayarak biberonu Soo jin'in ağzından çektim ve ağzına emziği taktım. "Bilmiyorum unni"
"Jisoo unnim haklı Rose, git bir öğren ne olduğunu, eminim pişman olmuştur dediklerinden" "Kafam çok karışık! dedikleri için onu affetmemek istiyorum ama seviyorum" Dedim
"Şu minik yavrunun hatrına git onu affet" "Tamam akşam bana adresi atacak gider bakarım ne olduğuna" Dedim "Peki affedecek misin ?" Dedi Lisa
"Ona kıyamam ki zaten" Dedim "Tekrar mutlu bir aile olmanızı istiyorum" "Bende bende!" Dedi Lisa "Hayatım biz geldik" Jin oppanın sesiyle Jisoo unni kalkıp gitti.
Gülerek ikisini izlemeye başladım. Jisoo unni Jin oppaya sarılıp Seo jun'un okul çantasını aldı. "Anne bügün koşu yarışmasında 1. Oldum!" "Ne güzel yakışıklım" Seo jun Soo jin'i görünce koşarak yanına geldi ve yanağını öptü.
"Teyze uyuyor mu ?" Dedi onu onaylayınca dudak büzdü "Lisa teyze Jungkook amcam nerde ? Ona yarışmada 1. Olduğumu söyleyeceğim" Dedi Seo jun
"Asla olmaz, kesinlikle söyleyemezsin" Dedi Lisa "Neden Lisa ? Bırak söylesin çocuk, heyecanlı demek ki" Dedim
"Seo jun bir söylesinde Jungkook'u o zaman gör kendini 6 yaşında zannediyo-" "Yaa Lisa! Seo jun koşu yarışmasında birinci olmuş lütfen ona aldığım ödüllerden bahseder misin ?" Jungkook gelince Lisa elini anlına vurdu.
"Bana neden çocuk yapmadığımı sormuştun...ben bir tane bakıyorum zaten!" Diyerek Jungkook'u gösterdi.
"Yaa Lalisa bende o yarışmaya katılmak istiyorum!" Dedi Jungkook "Jungkook çocuklar arasında o yarışma, seni almazlar!" Dedi Lisa
"Banane! Banane!" Lisa göz devirerek Jungkook'un peşine gitti. Soo jin'in yanına uzanarak kokusunu içime çektim. "Minik prensesim" Diyip ufak elini öptüm.
•••••
"Bence şu kırmızıyı giyinsin" "Jennie unni saçmalama o ne öyle fantazi kıyafeti gibi" Dedi Lisa "Lisa haklı Jennie" "Bence pembeyi giyinsin" "Oldu birde saçlarını iki kulak yapalım Lisa!" Dedi Jennie unnim
"Rose yarım saattir şu iki salak kavga ediyor ama kimse senin ne giymek istediğini sormadı sen ne giyinmek istersin ?" Dolapta bir gözümü gezdirdim.
"Bu beyaz nasıl ?" Dedim "Harika" "Mükemmel ötesi!" "Eh işte" "Lisaa!" "Tamam tamam çok güzel"
Elbiseyi askıdan alıp hemen üstüme geçirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yakalarımı biraz yukarı çektim ve altıma da beyaz platform bir topuklu giyinerek evden çıktım.
Jimin konumu atmıştı kapının önüne çağırdığım taksiye binerek yeri söyledim.
Bir süre sonra taksi durunca çantamdan çıkarttığım parayı uzattım ve inerek karşımdaki restorana baktım.
İçeri girdim etraf bomboştu her masanın üstünde rezerve yazısı vardı tek bir masanın üstünde yoktu. O masaya baktığımda Jimin'le göz göze geldik.
Etrafta gül yaprakları mumlar vardı. Gülerek Jimin'in yanına gittim, yanına gidince Jimin'de ayağa kalktı "Bunları bizim için mi hazırladın ?" Dedim
"Hayır bizim için hazırlattı." Arkadan gelen sesle buraya gelen kendimden iğrendim! Neden gelmiştim ki sanki buraya ?!
Arkamı döndüm ablam kırmızı bir kıyafet giyinmişti. Beni kenara iterek masaya oturdu.
Arkamı döndüm gidecekken Jimin'in sesiyle durdum. "Rose" Yanıma gelerek bileğimi tuttu ve beni kendine çevirdi.
Dolu gözlerimle gözlerine baktım. Bana elindeki mavi dosyayı uzattı. Dosyayı alıp okumamla yerle bir oldum.
Anlaşmalı boşanma...
"Bunun için mi çağırdın beni ?" Kafasını eğdi. Güldüm "Ne o yoksa benden ayrılıp ablamla mı evleneceksin ?" Dedim
"En başından beri olması gereken buydu" Dedi ablam, kalkarak yanımıza geldi Jimin'in elini alıp kendi beline sardı.
Kırmızı dudaklarıyla Jimin'in boynuna bir öpücük kondurup bana döndü. "Soo jin'i de senden alacağız ve mutlu bir hayat yaşayacağız" Dolu gözlerimle güldüm.
"İşte bunu yapamazsın!" Dedim "Nasıl yapamam ? İzle ve gör karakola gidip senden şikayetçi olurum sonra sen içeri Soo jin bize" Dedi sırıtarak
"K-keşke o gün bıraksaydın da çocuğumla birlikte o arabada ölseydim!" "Belki de bilerek kurtardım...ölmek senin için sadece kurtuluş olur kardeşim"
