Yarını bekleyemediğim için bombayı salıyorum ve gidiyorum💋💋
Bölümü medyadaki şarkıyla okumanızı şiddetle tavsiye ederim❤
Yazarın anlatımından
Lena evden hızla çıkıp arabasına atlamıştı. Gözyaşları durmadan akıyordu. Nasıl olurdu aklı almıyordu. En yakın arkadaşı sandığı kişinin ona aşık olmasını kaldıramamıştı. Tüm o yakınlaşmalarda ona farklı bir gözle mi bakmıştı Kara? Eve sürmek yerine direksiyonu sağa kırıp barlar sokağına girdi Lena.
Danversların evindeyse durum daha kötüydü. Kara tüm odayı bağıra çağıra dağıtmış , odada kırılmadık eşya bırakmamıştı. Bütün umutları yıkılmış kadın aynanın önüne geçip berbat haldeki kendine baktı.
"Neden böyle oldu? Neden?!" Bağırıp yumruğunu aynaya geçiren kadın umutları ve hayalleri gibi yere yığıldı. Göğsündeki acı veren baskı gitmek bilmiyordu. Lena'yı , sevdiğini kaybetmişti. 'Keşke söylemeseydim' diye tekrarlayıp durdu kendi kendine. Sinirliydi. Hayata , kendine ve kaderine. Sevdiğine kızamıyordu acılı kadın çünkü onun hiç bir suçu yoktu. Ortada bir suçta yoktu oysaki. Sadece aşk vardı. Artık oda yoktu. Mahvolmuştu her şey.
Kara ayağa kalmak için son bir güç alıp ayağa kalktı. İçi içini yiyordu. Lena nerede ne yapıyor? Gideli bir kaç dakikayı geçmemişti oysaki. Kara Lena'yı aradı.. aradı.. aradı.. ama ne açan vardı telefonu nede duyan. Telefonunu kapatmıştı. Her şeyin bittiğini düşündü Kara. Ağlaması şiddetlenirken Alex kapısına gelmiş var gücüyle kapıyı yumrukluyordu.
Kara kapıyı açıp kendini dışarıya attı. Evde duramazdı. Gitmeliydi. Alex'e hiç bir şey demeden kapının önüne gidip ayakkabılarını giydi ve motorunun anahtarlarını aldı. Alex kardeşinin arkasından bağırmış ama kardeşi onu dinlememişti , hatta duymamıştı bile. Kara'nın kulaklarında sadece Lena'nın sesi yankılanıyordu. Kara kaskını takıp motoru çalıştırdı ve sahil yoluna girdi. Gözlerinin önünden bakışı kulaklarından sesi gitmiyordu Lena'nın. Gözlerindeki hayal kırıklığı kalbine bir ok misali sürekli saplanıyor , sesindeki öfke göğsüne baskı yapıyor nefes almasını zorlaştırıyordu. Ne yapacaktı? Bundan sonra nasıl olacaktı? Bilmiyordu. Lena ne yapıyor onu bile bilmiyordu. Gözlerindeki yaşlar görüşünü bulanıklaştırıyordu artık. Hıçkırıkları ve Lena'nın sesi birleşmiş , bir uğultuyla kulaklarını acıtırken başka bir ses daha duydu kadın. Yüksek sesli korna sesi. Vücuna yayılan sıcaklık ve karanlığa dalmadan önce gördüğü bir çift yeşil göz. Gerisi karanlıktı onun için.
Kara kanlar içinde ambulans beklerken Lena hiç bir şeyden haberi olmadan bir bar taburesi üstünde viskisini yudumluyordu. Canı yanıyordu. Kara'yı ilk defa o kadar üzgün görmüştü. O üzmüştü onu. Gözyaşları yanaklarından usulca süzülürken derin bir iç çekti yeşil gözlü kadın. Nasıl olmuştu her şey? Nasıl bağırabilmişti ona? Aklı almıyordu. Peki bu içindeki küçük mutluluk neyin nesiydi? Ona onu sevdiğini söylediğinde küçük bir mutluluk kırıntısı oluşmumuştu kalbinde bir yerlerde. Nedendi? Bilmiyordu. Artık anlamak ve düşünmek istemiyordu. Hiç bir şey istemiyordu sarhoş olmaya başlamış kadın. Telefonunu açmaya karar verip eline aldı telefonunu. Kara'dan , Sam'den ve Alex'ten bir sürü arama vardı bir o kadarda mesaj. Mesajları seçemediği için kendine sessiz bir küfür savurup Sam'i aradı Lena. Sam hemen telefonu açmıştı.
"Lena sen nerdesin?"
"Bardayım. Kara'yla kavga ettik" sarhoşluğun verdiği nahoşlukla kelimeleri yuvarlayarak konuşmuştu Lena.
"Sana bir şey söyliyeceğim ama sakin olacaksın. Bana söz ver?" Endişeli çıkmıştı Sam'in sesi. Arkadaşının sarhoş araba kullanmasını istemiyordu. Bunu böyle söylememeliydi ama sevgilisinide bırakamıyordu. Aklına gelenle James'e döndü Sam. Telefonun diğer ucundaki kadına beklemesini söyleyip James'i Lena'nın yanına yolladı.
●
Lena ve James hastaneye birlikte girmişti. Lena hala hiç bir şeyden haberi olmadan James'i takip ediyordu. James'e sormuş ama söylemeyip gözyaşlarını bırakmıştı karşısındaki adam. James Lena'ya sert bir kahve almış hastaneye gidene kadar ayılmasını sağlamıştı. Ameliyathane'nin olduğu kata geldiklerinde Lena olayları anca idrak ediyordu. Birine bir şey olmuştu. Ameliyathane'nin önüne geldiklerinde ağlayan arkadaşlarına baktı. Herkes buradaydı bir kişi hariç. Kara...
"Hayır! Hayır lütfen bana Kara'nın içerde olmadığını söyleyin lütfen!" Boğazı düğümlenmiş yalvarıyordu. Alex gözyaşlarını silip öfkeyle ayağa kalkmış Lena'yı omuzlarından itmişti. Bağırmaya başladı.
"Senin yüzünden! Kavga etmeseydiniz şuan burada olmazdık! Sadece seni sevdiğini söyledi Lena! O lanet çeneni tutsaydın o hala bizimle olurdu!" Alex Lena'yı omuzlarından itip vuruyordu. Lena'ysa yenilgiyi kabullenmiş bir savaşçı gibi dik duruşunu bozmadan Alex'in suçlamaları ve darbelerinin bitmesini bekliyordu. Haklıydı. Onun yüzünden içerideydi diye düşündü Lena. Sam Alex'i uzaklaştırdığında Lena daha fazla ayakta duramamış olduğu yerde yere çökmüştü. 'Özür dilerim' tekrarlayıp duruyordu sessizce. Ya Kara o ameliyathaneden çıkamazsa. Nasıl yaşardı onun acısıyla? Onsuz nasıl yaşardı? Bilmiyordu. Her şey bu kadar belirsizken neden Kara'ya onu sevmesi için izin vermemişti. Onuda bilmiyordu. James ve Winn Lena'yı yerden kaldırıp sandalyelerden birine otutturdular. İçine içine ağlıyordu Lena. Bağırıp çağırmak , kendini parçalamak istiyordu. Omzunu sıvazlayan elin sahibine döndü.
"Kara kendini suçladığını bilseydi çok üzülürdü. Lütfen güçlü ol Lena. Kara oradan sapasağlam çıkacak" dedi Kelly arkadaşına destek çıkarak. Lena daha şiddetli ağlamaya başlayıp arkadaşına sarıldı. O ameliyathaneden Kara'nın cansız bedenini çıkarken görürse Kara'nın hemen arkasından yanına gideceğini çok iyi biliyordu hıçkırıklara boğulan Lena.
Tüm sınırlarına girdiği kadını sırf ona aşık olduğunu söylediği için sınır dışı etmişti. Buda ona belki canına mâl olacaktı. Duyduğu vicdan azabı dünyadaki tüm işkencelere bedeldi. Artık sadece beklemek geliyordu elinden. Saatlerce beklemek...
Ağlamaktan yazamadığım bir bölümün sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deportation {GxG} |supercorp |
Fanfiction"Cat Grant'ın yeni asistanı..." dedim kendi kendime. James kaşlarını çattı. "Cat mi? Hayır hayır. O eski patron. Geçen hafta kanadaya taşındı. Bugün yeni patronla tanışacağız. Sen onun asistanı olacaksın." "Kimse tanımıyor mu bu yeni patronu?" "Hay...