~8.Bölüm~

1.8K 117 69
                                    

🙃🙃🙃🙃

Alarmımın iğrenç sesiyle gözlerimi açtım. Başım çatlıyordu. Dün bankada işim uzamış eve akşam gitmiştim. Eve gelincede Alex temizlik yaptırmıştı. Telefonuma en son baktığımda Lena müzedeyken mesaj atmıştı. Birden yataktan fırladım. Dün ona döneceğimi yazmıştım ama telefonuma bir daha bakmamıştım. Dün gece duş aldığım için direkt dolabımın önüne geçip üstüme mor bir gömlek geçirdim. Altıma siyah bir etek giyip mor topuklularımı ayağıma geçirdim. Saate baktığımda geç kalmak üzere olduğumu fark ettim. Hızla aşağı inip kahvaltı etmeden evden çıktım. Önümden geçen bir taksiyi durdurup CatCo'ya gitmesini söyledim. Tanrı aşkına neyim vardı benim. Telefonumu elime alıp açtım. Lena'nın mesaj kutusuna girdim.

Minik Gobiş💗

Günaydıııın<

*görüldü*

Dün yazamadım üzgünüm🥺<

*görüldü*

Öğlen yemeği seni kaçıracağım<

>Meşgulüm.
>CatCo'dayım ve sen geç kaldın

CatCo'nun önündeyim<

Telefonu kapatıp ücreti ödedim ve araçtan indim. CatCo'ya girip asansöre bindim. Bir kaç dakinanın ardından asansör durmuş ve kapısı açılmıştı. Hızlıca içeri girip çantamı masama bıraktım. Lena'nın ofisine baktığımda Lauren'ı içerde görmeyi beklemiyordum. Yavaş yavaş kıskançlık bedenimi sararken ofisin önüne gelip kapıyı tıklattım. İçeri girdiğimde Lauren yüzüne salak bir sırıtış ekleyip Lena'ya biraz daha yaklaştı. Amacı neydi bu kadının?

"Günaydın" dedim gülümseyerek. Lena yüzünde mimik oynatmadan bana bakıyordu.

"Günaydın Kara. Geç kaldığının farkındasındır umarım" İş dışında ne kadar samimiysek iştede o kadar mesafeliydik. Lena gerçekten profesyonel biriydi.

"Üzgünüm dün fazla yoruldum. Sabah kalkamadım"

"Herneyse sonra konuşuruz. Gördüğün gibi misafirim var" Kaşlarımı çattım. Bu kadar mesafeli olmak zorunda mıydı? Anlaması çok zor biriydi. Bir gün çok samimiyken bir gün bir o kadar mesafeliydi.

"Peki 'efendim'" efendimi bastıra bastıra söyleyip odadan çıktım. Masama geçip oturdum. Nia'yı bana gelirken görmemle yüzüme sahte bir gülümseme ekledim.

"Günaydın Kar!" Masaya doğru eğilip bana sarıldı. Gözüm anlık Lena'nın ofisine kaydığında gözü üstümüzdeydi. Nia'dan ayrılıp geri sandalyeme oturdum.

"Günaydın Nia"

"Sen iyi misin?"

"İyiyim sadece biraz yorgunum. Dün winn'le ajancılık oynadıkta" dedim gülerek.

"Winn anlattı. Kadın polise gitseydi sizi nezarete atarlardı. Bir daha birini takip ederken iki defa düşünün" gergince gülümsedim. Nia ifademe kıkırdamıştı.

"Ben gidiyorum. Kolay gelsin"

"Sanada" gülümseyip yanımdan ayrıldı. Tekrar Lena'nın ofisine baktığımda Lauren'la yan yana oturmuş gülüşüyorlardı. Lauren elini Lena'nın dizine atmıştı. Lena bundan hiç rahatsız gibi durmuyordu. Sinir tum bedenimi ele geçirmişti. Dizimi sallamaya başlamıştım. Dişlerimi sıkıyor derin derin nefesler alıyordum. Hayır yani ne bu samimiyet? Tanrım Lena'da elini onunkinin üstüne koydu. Daha fazla dayanamayacağım.

Deportation {GxG} |supercorp |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin