~6.Bölüm~

2.2K 124 79
                                    

Medyadaki kendi çizimim sizce nasıl olmuş? Morgana❤❤

"Lena giyindiysen aşağı gel sana çorba yaptım!" Merdivenlerin başından Lena'ya bağırdıktan sonra mutfağa geçtim. Eve girer girmez Lena'ya dolabımdan istediğini giyebileceğini söyleyip duşa yollamıştım. Bende Alex'in banyosunda kısa bir duş alıp çıkmıştım. Asla yemek yapamama rağmen tarifleri okuyarak Lena'ya tavuk suyu çorbası yapmıştım. Tadı gerçekten güzel olmuştu. Tarifi harfi harfine uygulamıştım. Lena üstündeki ona bol gelen beyaz tşört ve kısa şortla içeri girdiğinde kaşlarımı çattım. Ev ne kadar sıcak olsada hastaydı.

"Üstündekiler çok kısa Lena... hastasın" bana göz devirip mutfak adasının üstüne oturup bağdaş kurdu.

"Ev çok sıcak Kara. Hem istediğimi giyebileceğimi söylemiştin." Kafasını yana eğip bana bakmasıyla iç çekip gülümsedim.

"Pekala. Şimdi yaptığım çorbayı içme vakti!" Heyecaa elime kepçeyi aldım. İlk defa bir yemek için bu kadar uğraşmıştım.

"Ne ne ne! Bir dakika zehirlenmek istemiyorum. Alex yemek yaparsan kaçmamı söylemişti. Kesinlikle o çorbayı içmeyeceğim!" Dediklerinden sonra kalbim çok kırılmıştı. Yemek yapamadığımı bende biliyordum ama en azından tadına bakabilirdi. Onun için uğraşmıştım sonuçta. Hem gayette güzel olmuştu.

"Gerçekten mi? Herneyse istediğin yemeği söyleyebilirsin eve. Çaydanlıkta su kaynattım. Bitki çayları şu dolapta istediğini içebilirsin. Ben biraz uzanacağım yorgunum" yüzüne bakmadan kurduğum cümleden sonra hemen mutfaktan çıkıp odama geçtim. Kalbim çok kırılmıştı. Bunu başka biri söylese gülüp geçerdim ama Lena söylemişti işte. Yatağıma geçip oturdum. Lena'yı aşağıda bırakmam ne kadar etikti bilmiyorum ama sonuçta 'arkadaştık' aldırış edeceğini düşünmüyordum.

Aradan geçen 5 dakikadan sonra kapım tıklanmıştı. Lena kapıyı biraz aralayıp kafasını içeri soktu.

"Gelebilir miyim?" Sadece kafamı sallamakla yetinmiştim. Lena içeri girip kapıyı kapattı. Oturması için yatakta doğrulup bağdaş kurdum. Lena tam önüme oturup benim gibi bağdaş kurdu. Bakışlarım halıda , yerde ve odanın içinde geziyordu.

"Çorban çok güzel olmuş" bakışlarımı ona çevirdim. İcmişmiydi yani?

"İçmek zorunda değildin. Umarım zehirlenmezsin" imayla konuşup kaşlarımı kaldırıp indirdim.

"Özür dilerim Kara. Sanırım seni kırdım."

"Evet kırıldım. Bende biliyorum yemek yapamadığımı. Ama harfi harfine tarife uydum. Sırf belki çabuk iyileşirsin diye ama sen tadına bile bakmadan içmeyeceğini söyledin. Herneyse boşver gitsin" konuşurken boğazımda bir yumru olmuştu ve ne kadar yutkunursam yutkunayım gitmiyordu.

"Özür dilerim Kara gerçekten. Haklısın... nasıl kendimi affettirebilirim?" Boğazımdaki yumru yavaş yavaş geçerken Lena'ya baktım bir süre. Üzgün duruyordu.

"Bir şey yapmana gerek yok Lena. Dediğim gibi boşver gitsin. Zaten her zaman duyduğum şeyler bunlar." Omuz silkip yatak başlığına yaslandım ve telefonumu elime aldım.

Lena'nın kalktığını hissettiğimde kafamı telefondan kaldırmadım. Telefonum elimden birden çekilince kaşlarımı çattım. Lena telefonumu kapatıp yatağa attı ve kucağıma oturdu.

"Lena ne yapıyorsun?" Lena bacaklarını bel boşluğuma sarıp bana iyice yanaştı. Kollarıyla sırtımı sarıp kafasını göğsüme yasladı. Kalbim yine hızlanmıştı. Bunu beklemediğim için şok olmuş kollarımı ona saramamıştım. Lena belimi bırakıp ellerimi tuttu ve kendi sırtına koydu. Tekrar bana sarıldığında bende ona sarıldım. Dünyanın en huzur veren anıydı sanırım. Tabii kasıklarımdaki sızlamayı saymazsak.

Deportation {GxG} |supercorp |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin