Yazarın anlatımından
Kamptan döneli bir hafta olmuştu. Kara Lena'yla konuşmuyor , Lena'da özür dilemeye cesaret edemiyordu. Lena iş yerinde Kara'dan sürekli bir şeyler isteyip diyalog kurmaya çalışsada Kara aralarındaki mesafeyi koruyarak dediğini yapıyor işine geri dönüyordu. Bu böyle bir hafta devam etmiş kısır bir döngüye dönüşmüştü. Artık bu durumdan sıkılan Lena bir cesaret Kara'nın evine gitti. Yolda diyeceklerini ve barışacaklarını düşünerek kendi kendine mutlu olmuştu.
Kara ise hiç bir şeyden habersiz evinde oturmuş televizyon izliyordu. Kapının çalmasıyla ayağa kalkıp kapıya bakmaya gitti. Alex'i görmesiyle hiç bir şey demeden oturma odasına geri dönmüş televizyon izlemeye devam etmeye başlamıştı. Bu bir haftada doğru düzgün konuşmamış yemek yememiş hiç gülmemişti hatta bir kaç kilo bile vermişti. Bitkin ve ruhsuz kadın kapının tekrar çalmasıyla ablasına bağırdı.
"Alex git kapıya bak!" Yüksek sesli bir offlama ve açılan kapı sesinin ardın duyduğu sesle başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü Kara'nın. 'Kara evde mi?' Diyen Lena cevabını almayı beklemeden oturma odasına girmişti. Kara hiç istifini bozmadan ve Lena'ya bakmadan oturmaya devam etmişti. Lena'da Kara'nın yanına oturmuştu. Ortamdaki gerginlikten rahatsız olan Alex odadan çıkmış ikisini baş başa bırakmıştı. Lena Kara'ya dönmüş onu izliyordu. Kara'ysa Lena'nın bakışlarınından rahatsız olarak ona dönmüştü.
Kara'nın anlatımından
"Niye geldin?" Soğuk ses tonumla konuşup kaşlarımı kaldırdım. Lena'ya hala sinirli ve kırgındım.
"Özür dilerim Kara. Sana gerçekten vurmak istememiştim. Sadece daha fazla insanları kırmaman için uyaracaktım ama birden oldu. Gerçekten özür dilerim Kara." Cevap vermeden sadece gözlerinin içine baktım karşımdaki kadının. Pişmanlık ve üzüntü vardı gözlerinde.
"Odamda konuşalım" ayağa kalkmış merdivenlere yönelmiştim. Lenada beni takip etmiş bitlikte odam geçmiştik. Koltuğa oturduğumda Lena'da yanına oturmuştu.
"Özrün için sağ ol bu kadar mı?" tekrar karşıma dönmemle Lena yere , önüme geçmişti.
"Kara gerçekten pişmanım. Çok çok özür dilerim. Lütfen böyle yapma. Tokat atmak istememiştim yemin ederim." Lena'nın gözleri dolmuş kafasını eğmişti. Karşımdaki kadına küçük bir kahkaha attım.
"Anlamıyorsun değil mi?"
"Neyi?"
"Beni asıl kıran attığın tokat değil Lauren'ı bana savunmandı Lena. Tanrım o kadar aptalsın ki. Hiç bir şeyden haberin yok" Lena ayağa kalkmış kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Neyden haberim yok ? Ne diyorsun Kara?" Öfke ve üzüntü bütün vücuduma yayılırken ayağa kalkıp Lena'nın karşısına geçtim. Artık tahammülüm kalmamıştı.
"Sen nasıl birisin biliyor musun? Neyi görmek istiyorsan onu görüyorsun. O kadar körsün ki burnunun ucundakini görmüyorsun. Senin yanındayken nasıl mutlu olduğumu görmüyorsun. Senin için çırpınışlarımı bağırışlarımı duymuyorsun. Ben hayatımda ilk defa birini bu kadar sevdim Lena. Ama sen anlamadın. Bana her arkadaşım dediğinde kalbimi paramparça ettin ama hıçkırıklarımı duymadın. En yakınım diyorsun ya bana. Geceleri ben senin için gözyaşı dökerken neredeydin ? Haberin bile yoktu. Bana her yakınlaştığında kalbimin niye bu kadar hızlı attığını sordun. Hoşlandığım kişiyi sordun. Niye utandığımı sordun. Hep geçiştirdim seni ama sana asıl cevap vereceğim. Sendin... cevap hep sendin Lena. Ben sana aşık oldum ve bu hiç değişmeyecek. Şimdi öğrendin her şeyi işte." Gözyaşlarım durmadan akarken omuzlarımdaki ağırlık yok olmuştu. Lena sadece karşımda durmuş ağlıyordu. Hiç bir şey demeden sadece duruyordu.
"Bir şey de... lütfen"
"Sen-sen nasıl ? Bütün arkadaşlığımız bir yalan üzerine mi kuruluydu yani? Seni arkadaşım sanmıştım. Şimdi anlıyorum her şeyi. S-sana inanamıyorum Kara" her kelimesi kalbime saplanırken hayal kırıklığı dolu bakışlarının altında eziliyordum.
"Ne zamandır bana yalan söylüyorsun?" Boğazım düğümlenmiş sesim çıkmıyordu.
"Söyle!" Bağırmasıyla gözlerimi sıkıca kapattım.
"E-en başından beri seni seviyorum Lena. Bana bunun için kızacaksan kız. Bağır , vur ama lütfen gitme. Lütfen Lena. Lütfen seni sevdiğim için beni bırakma"
"Üzgünüm. Kendine iyi bak" çantasını almış kapıdan çıkıp gitmişti. Her şey bu kadar mıydı yani? Bu kadarmış.
Bir bölümün daha sonuna geldiiikk 🥰🥰 bölüm kısa oldu biraz biliyorum ama yarın 18.bölüm gelecek ♥️♥️ umarım beğenmişsinizdir ❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deportation {GxG} |supercorp |
Fanfiction"Cat Grant'ın yeni asistanı..." dedim kendi kendime. James kaşlarını çattı. "Cat mi? Hayır hayır. O eski patron. Geçen hafta kanadaya taşındı. Bugün yeni patronla tanışacağız. Sen onun asistanı olacaksın." "Kimse tanımıyor mu bu yeni patronu?" "Hay...