Polaroid ×HYUNLIX× ✓

2

¬2¬

Şuan :

Eve gelip kendimi hızlıca koltuğa attım ve kendi kendime kanepe de tepinmeye başladım.

O sırada cebimden kayarak yere düşen telefon, adeta can çekişerek titremeye başladı.

Koca bir of çekerek arayanı cevapladım.

"Efendim anne?"

"Senin için bir sürprizim var. Aslında kendim vermek istiyordum ama mesaiye kalmak zorundayım. "

"Ah.. Bu berbat günü sadece senin düzeltebileceğini biliyordum."

"Hey! Birbirimize sorunlarımızı paylaşacağımıza dair söz vermiştik!"

"Biliyorum anne. Merak etme, eve döndüğünde anlatacağım"

"Harika! O zaman şimdi kalk ve yatağımın altındaki kahverengi çantanın içine bak. Sonra teşekkür edersin. Seni seviyorum bebeğim!"

Ve kapattı.

Çantanın içinden bir sürpriz mi.. En fazla ne olabilir diye düşünürken aklıma kesinlikle hiçbir fikir gelmiyordu.

Bir kaç merdiveni daha çıkıp annemin odasına girdim.

Dediği gibi yatağın altından çokta yeni olmayan, kahverengi bir çantayı çıkardım ve içini açtığımda kesinlikle sevinçten bayılıyordum.

Sevinçten olmasa da korkudan neredeyse bayılacağım doğrudur.

"FELIX"

Birden sırtıma atlayan Jisung ile kamerayı yere düşürdüm.

"YA ÖKÜZ MÜSÜN BE JİSUNG!? KESİCEM O GÖTÜNÜ EN SONUNDA BİR OTUR YERİNDE"

Kamerayı tekrar elime aldığımda, Jisung ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Bu ne?"

"XS-70"

"O ne lan?"

"Fotoğraf makinesi. Tanrım.. Anneme bayılıyorum"

Neyseki bu konu Jisung'u sıkmıştı ki, üzerimden kalkıp, yatağa oturdu.

"Neyse ne. Hadi kalk hazırlan yarım saatin var"

Bir yandan kamerayı inceleyip, bir yandan itiraz etmeye hazırlanıyordum.

"Biliyorsun, sevmiyorum kalabalık falan. Sen git."

Oturduğum yerden beni kaldırıp, odama sürüklemeye başlamıştı Jisung.

"İtiraz kabul ettiğimi söylediğimi sanmıyorum. Ayrıca Minho ve Chan da geliyor. Aa ve tabii Jeongin de. Yani sanırım."

Onun bu boş ısrarlarına göz devirirken, dolabıma ilerledim.

"Hayır hayır! Ben sana kıyafet getirdim."

Çantasından getirdiği kıyafetleri çıkarırken pek bir gururluydu.

"aa ama tabii bunun biraz ütüye ihtiyacı var"

Elindeki kıyafetleri üzerime doğru atmış ve odaya yeni girmiş tarçın rengindeki köpeğimi severek aşağı inmişti.

Harika. Şimdi kimin yaptığını bile bilmediğim bir partiye, gevezelikte çığır açmış bir grupla gidecektim..

Jisung'un getirdiği kıyafetleri yavaş yavaş üzerime geçirip, saçlarımı kısaca düzelterek aşağı inmiştim.

"Harika- bekle neden gömleği ütülemedin?"