22

532 84 129
                                    

Önlerine iki parça halinde düşen adam ile hepsi şoka girse de, Hyunjin o yaratığın kendilerine döndüğünü görünce tuttuğu bileğin sahibini hızla sallayarak kendine getirmeye çalışmıştı.

"Bana bir söz vermeni istiyorum Lee Felix"

"Hyunjin manyak mısın ölüc-"

"Bana söz ver! Buradan canlı çıkabilirsek, istediğim bir şeyi yapacaksın"

Jisung, ikisine tuhaf bakışlar atarken, üzerlerine doğru gelen gri şey ile geri geri yürümeye başlamıştı.

"Tamam, gerizekalı! Tamam! Söz veriyorum, yapacağım"

Hyunjin, aldığı cevapla gülümseyip, Felix'i kendine çekerek kısa bir öpücük kondurmuştu dudaklarına. Daha sonra Felix'i kaçması için geriye doğru iterken, kendisi de iki ayrılan şerifin yere düşmüş silahına atılmıştı.

Felix, Hyunjin'in yapmaya çalıştığı şeyi anlamazca izlerken, Jisung'un kendisini geriye çekmesi ile sendelemişti.

Hyunjin ise bir kere bile düşünmeden önünde duran yaratığa ateş ederek dikkati kendine çekmeye başlamıştı.

"Felix, kaçın!"

Kameranın içinden çıkan şeyin bakışları Hyunjin'e dönerken, üzerine doğru yürümeye başlamıştı bile. Siyah saçlı oğlan, koşabildiği kadar hızlı koşmaya çalışırken bir yandan da Felix'e kaçmasını söylüyordu.

"Felix kaçmamız lazım, yürü!"

Jisung'un tuttuğu bileğini kendine doğru çekerken, arkadaşını omzundan sıkı sıkı tutarak konuşmuştu Felix.

"Üst kattaki duş kabinlerine koş, hepsini son ayar sıcakta açarak oranın buharında saklan Jisung"

Jisung, anlamazca Felix'e bakarken kaşlarını çatmıştı.

"Sen de geleceksin Felix!"

"Olmaz, Hyunjin'i öylece bırakamam. Bunu başımıza saran zaten benim, onun ölmesine göz yumamam Jisu-"

Felix'in sesini, Hyunjin'in çığlığı bölmüştü. Arkadaşının tuttuğu omuzlarını geriye iterken koşmasını işaret etmişti. Jisung, istemeye istemeye gitmeye başlasa da, bir yandan önünden geçtiği petekleri açıyordu.

Felix ise hızla fotoğraf makinesinin yanına giderek diz çökmüş ve makineyi kendine doğru çevirmişti.

Parmağı titreyerek makinenin tuşuna doğru giderken, Hyunjin'in sesini duymuştu yeniden.

"Kaçın!"

Son gücünü kullanarak bağırdığını anladı Felix ve aynı Hyunjin gibi hiç düşünmeden bastı tuşa, çekti fotoğrafını.

Makineden çıkan fotoğrafına bakarken, kendisine yaklaşan sesler ile ayağa kalkarak hızla koşmaya başlamıştı.

Merdivenlerden aşağı hızla inerken, son basamaklarda ayağı birbirine dolanmış ve yere düşmüştü. Acısını düşünmeden yerden kalkarken, çalışanların gereksiz eşyalarını koyduğu odaya geldi.

Kapıyı açarak içeri girerken, aklındaki fikrini çok saçma buluyordu. Ama denemeliydi. Zaten ölecekti, en azından çabalamış olurdu.

Birkaç kolinin önünde durduğu masanın arkasına giderken, kolilere takılmış ve elindeki makineyi yere düşürmüştü. Etrafı tuhaf bir soğukluk sarınca, yaratığın da peşinden geldiğini anlamış ve yere düşürdüğü fotoğraf makinesini alamadan masanın arkasına saklanmıştı.

Korkudan ve adrenalinden dolayı nefes nefese kalmışken, annesini düşündü. Çok acı çekmiş miydi ölürken? Kendisi de onun kadar acı çekecek miydi?

İçine derin bir nefes çekerek saklandığı yerden hızla kalkarken, eli direkt yerdeki makineye gitmişti. Yakasından, soğuk, ıslak bir şeyin tuttuğunu hissettiğinde parmak uçları ile almıştı fotoğraf makinesini.

Ayakları yerden kesilirken, yüzünde gezinen parmaklar ile acı çekmişti. Yüzünü çiziyordu.

Elindeki kahverengi Polaroid kamerayı sıkıca tutarak havaya kaldırdığında, yakasını tutan yaratık, bedenini sallamaya başlamıştı. Makineyi düşürmeye çalışıyordu.

"Orospu çocuğu"

Ama Felix, hiç beklemeden kadraja kendisini tutan yaratığı ve hesaba katmadığı parmaklarını alarak fotoğrafı çekmişti.

Flash'ın patlaması ile Roland'ın iğrenç hayaleti geriye sendelerken, Felix'i yere düşürmüştü.

Felix, makineden çıkan fotoğrafı avucu arasında sıkıştırırken, önündeki yaratık, aynı fotoğrafa olduğu gibi değişik pozisyonlarda katlanmaya başlamıştı.

Parmağının acısı ile gözlerinden yaşlar akarken, yerde geri geri sürünmeye başlayarak sırtını duvarla buluşturmuştu.

Fotoğrafı sıkıştırmayı bırakıp, ceketinin cebinden çakmak çıkarmaya çalışırken, kendisi gibi yerde sürünerek yaklaşıyordu annesinin katili.

Çakmayı çıkarmayı başardığında, birkaç kere yakmayı denemiş ve en sonunda yanan çakmak ile ayağına uzanan yaratığın yüzü korkunç bir hal almıştı.

Fotoğrafı yakmayı başarmıştı.

Ayaklarını karnına doğru çekerken, önünde yanarak yok olan şeyi izledi. Parmak ucunun yanmaya başladığını hissedince, acı içinde çığlık atarak, elinde tuttuğu fotoğrafı yere bırakmıştı.

En sonunda yanmayı bırakan fotoğraf ile karşısındaki görüntü de toz halinde yok olmuştu.

ಥ◡ಥಥ◡ಥಥ◡ಥ

Kurtulduk 💃🥳

Sanırım final yakın 🥺👉🏼👈🏼

Okuduğunuz için teşekkür ederim!!

Saçma bulduğunuz, anlamadığınız yerleri yorumlarda belirtin lütfen.

Polaroid ×HYUNLIX× ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin