9

713 94 80
                                    

Felix, duyduğu acı haberle yere yığılırken, karşısındaki uzun çocuk ani bir refleksle kafasını yere vurmadan tutmuştu küçük bedeni.

"Felix! Felix, bana bak Felix!"

Çaresizce seslense de açılmıyordu karşısındaki gözler.

Yerdeki telefonu çantaya atmış, çantayı da sırtına takmıştı. Küçük bedeni de kucağına alarak hızla çıkmıştı bodrum kattan Hyunjin.

"Hey, neler oluyor!? O iyi mi?"

Arkalarından bağıran kütüphane sorumlusu kadını duymazdan gelerek arabanın önüne gelmişti.

Kırk takla atarak cebindeki anahtarı çıkarmış, açtığı arka kapıdan içeriye doğru yatırmıştı Felix'i.

Hızla sürücü koltuğuna geçtikten sonra, arkadaki bedene seslenerek arabayı çalıştırmaya başlamıştı.

"Felix! Hadi aç gözünü güzelim-"

Dediği şeyin farkına varınca dudağını ısırmış ve hüzünlü bir tebessüm bırakmıştı ortaya.

"Sanırım konuşmamız gereken çok şey var"

O sırada, Hyunjin'in çantaya rastgele attığı Felix'in telefonu çalmaya başlamıştı.

Sabah ayrıldıkları hastaneye varmak üzereyken açmıştı susmak bilmeyen telefonu.

Numara kayıtlı değildi.

"Kimsiniz?"

Karşıdaki bir kadın sesiydi.

"İyi günler, beyefendi. Ben ***** hastanesinden Soo. Daha demin de aradım ama aniden kapandı telefon. Cenazeyi almaya gelen olacak mı, yoksa belediyeye mi teslim edelim?"

Derin bir iç çekerek dikiz aynasından gözleri kapalı bedene kısa bir bakış attı Hyunjin.

"Biz teslim alacağız. Bu akşam veya en geç yarına orada oluruz. Size de iyi günler"

Hastanenin önüne gelince arabayı ambulansları etkilemeyecek bir yere park etmiş ve çantayı sırtına takarak arabadan inmişti.

Arka kapıyı açtığında, içine tuhaf, kötü bir his doğmuştu Hyunjin'in.

Bunların hiç birini hak etmiyor. Diye geçirdi içinden.

Daha sonra, minik bedeni nazikçe kucağına almış ve hastaneye ilerlemişti.

Hemşirelerin yardımı ile onu bir sedyeye yatırmış ve neden bayıldığını da anlatarak sarı saçlıya serum takılmasını izlemişti.

Felix'in yatağının kenarına oturmuş, uyanmasını beklerken telefonunu çıkarıp Jeongin'i aramıştı.

"Jeongin? Orada durumlar nasıl?"

"Minho uyandı. Pek bir şeyi yok. Şimdilik iyi ama vücudunun bazı yerlerinde iz kalır demiş doktor. Siz ne yaptınız?"

Felix'e baktığında gözlerinin hâlâ kapalı olduğunu görmüştü.

"Biz bir ipucu bulduk. Kameranın ilk sahibi 1986 yılında 'kameralı seri katil' olarak biliniyormuş. Bu ne işimize yarayacak bilmiyorum. Ve bir de..."

"Bir de ne Hyunjin?"

"Felix'in annesi vefat etmiş.. Hastanenin acil kısmındayız şuan. Aniden bayılınca buraya getirdim"

"Aman tanrım.. Bunların hepsiyle başa çıkamaz Hyunjin. Bang Chan da çok üstüne gitti.. Cenaze işlemlerinde ona yardımcı olmalısın"

Polaroid ×HYUNLIX× ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin