¡Polaraid filminin konusuyla yazılmış bir fictir¡
"O neydi? Duydun mu?"
"Duydum. Biri şaka yapıyordur kesin"
Elindeki içkisini yudumlarken konuşmuştu.
"Hayır. Hyunjin salak mısın? Biri acı çekiyor olabilir."
Tam o sırada bir çığlık sesi daha geldi.
...
"Hazırım, hazırım da korkmuyor da değilim. Sonuçta Hwang Hyunjin'e söz verdik, bok da çıkabilir"
Hyunjin arabayı sürmeye başlarken, Felix'in dediği şeye göz devirerek telefonunu ona uzatmıştı.
"Şarkı açsana"
Felix, eline aldığı telefonun Playlistinde biraz gezindikten sonra aklından bir sayı tutmuş ve o sayıda olan şarkıyı açmıştı.
cheap thrills..
Yol boyu şarkılara eşlik etmişler, birbirlerine tuhaf anılarını anlatmışlar ve normalde uzun ama onlar için kısa sürmüş yolculuğun sonuna gelmişlerdi.
Felix, çantasından çıkardığı makineyi ve onun küçük çantasını eline alarak arabadan inmiş, öğütücüye doğru ilerliyordu. Hyunjin de hemen yanındaydı.
İlk başta güvenlik görevlisi yasak ve tehlikeli olduğu için içeri almasa da biraz para ile her şey hallolmuştu.
Orta boy bir sandık kadar ağzı olan öğütücünün başına geldiklerinde, derin bir nefes alıp kameraya son kez baktı Felix.
"Sanırım bu işi sevmeyi bırakacağım"
Ve keskin dişlerin arasına bırakmıştı kahverengi tonlarındaki makineyi. Ardından da hiç beklemeden çantayı atmıştı.
"Ciddi ciddi bitti ha"
Hyunjin, kolunu Felix'e atarken yanındaki beden bu durumu umursamayıp, kafasını aşağı yukarı sallamıştı.
"Bitti"
"Ee o zaman sıra bende. Hadi gidelim"
Arkasını dönüp, arabaya doğru yürüyen adama baktı bir süre Felix. Ne ara bu kadar yakınlaşmışlardı ki? Her neyse, bu önemli değildi. Felix, sevmişti bu durumu. Artık aralarında Hwang Hyunjin'in de olduğu, daha kalabalık bir arkadaş ortamı vardı.
"Orada öylece dikilecek misin?"
Arkasındaki öğütücüye son bir kez baktıktan sonra kendisini bekleyen Hyunjin'e doğru ilerlemiş ve beraber arabayı binmişlerdi.
"Yakın mı bari gideceğimiz yer?"
"Evet, evet. Yarım saat sürmez. Ben şey soracağım, elinin o yarası acıyor mu?"
Gözleri eldivenli eline doğru inerken, kafasını iki yana sallamıştı Felix.
"O sadece bir iz. Görmek istemediğim için takıyorum eldiveni"
Hyunjin cevap vermezken, Felix aklına gelen şeyle kaşlarını çatarak Hyunjin'e dönmüştü.
"Durup durup beni öpmeyi de kes. Sapık mısın nesin anlamadım gitti"
Hyunjin, kırmızı ışığın yanması ile yavaşca arabayı durdururken, yanındaki koltukta oturan Felix'e dönmüştü.
"Maalesef, hayır. Mesela seni şuanda da öpmek istiyorum ama işte şu pis bakışların yüzünden götüm yemiyor"
Felix, siyah saçlının alnına bir fiske atarken bakışlarını cama çevirmişti.
"Ya Lee Felix! Sen de istediğini yapabilirsin, yani beni öpmek istiyorsan falan hiç sorun değil. Gerçekten"
Duyduğu şeylere gülmemeye çalışsa da kendini tutamamıştı Felix. Hyunjin buydu işte. Her şeyi dalgaya alan, keyfine göre takılan delinin biri.
Yolculuğun devamı sessiz geçtiğinde, gerçekten yarım saat bile sürmemiş, şehirdeki dövme ve piercing tarzı şeylerin yapıldığı ünlü sokakların birine gelmişlerdi.
"Ne yapacağız burada? Piercing yaptırma gibi bir hayalin mi var?"
Hyunjin, saçlarını geriye atıp arabadan inerken 'hayır' demişti. Kendisi gibi arabadan çıkan Felix'in yanına doğru yürürken, yüzünde tuhaf bir sırıtış vardı ve bu Felix'i ürkütmüştü.
"Dövme yaptıracağız aptal. Gel hadi"
Felix'in bir şey demesine izin vermeden çocuğu bileğinden tutup rastgele bir dükkana girmişti.
"Hyunjin!"
Tezgah gibi bir yerin arkasından çıkan adam, Hyunjin'in omzuna bir, iki tane vurmuş ve daha sonra kendisine bakmıştı.
"Zamanlamana hayranım. Hoş geldin dostum. Sen Felix olmalısın? Ben Tom"
Felix, kendisine uzatılan eli sıktıktan sonra ateş saçan bakışlarını Hyunjin'e çevirmişti.
"Manyak olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.. Sana söz veren aklımı sikeyim"
Hyunjin sırıtarak Felix'e baktıktan sonra Tom'a dönmüştü.
"Sana fotoğrafları atmıştım"
Adam kafasını sallayarak tezgahın yanındaki kapıya doğru ilerlemiş ve kapıyı açarak kafasını sallamıştı.
"Hadi geçin"
Hyunjin, kolunu Felix'in omzuna atarken, kendisi yürümeye başlamış yanında ise onu sürüklüyordu.
"Yaptıracağın şeyi söylemezsen çığlık atarım imdat diye"
Kapıdan içeri girerken kahkaha atmıştı yine siyah saçlı.
"Gidip de babygirl yazdırmayacağım Felix, sakin ol. Hem ben de yaptıracağım dövme, biraz rahatla"
Girdikleri oda da dövme yaparken oturulması için siyah, deri bir koltuk ve yanındaki masada da dövme malzemeleri vardı.
"İlk hanginiz?"
Hyunjin, kolunun altındaki bedene bakarak gülümsemişti.
"İlk ben. Lixie de bu sırada kendini hazırlar"
Odadaki koltuğu geçip otururken, Felix de koltuğun yanına ilerlemişti.
"Senin ilk dövmen değil zaten"
Hyunjin kafasını sallarken, şaşkın şaşkın kendisine bakan Felix'e boynunun arkasını işaret etmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Hyunjin'in boynunun arkasındaki, yani ensesindeki dövme)
(ノ´ з ')ノ
Dövme olayında aslında hayalim bu kadar uzatmak değildi ama hyunlix ficindeyiz azıcık cilveleşsinler...
Çok uzatmamaya çalışıyorum, umarım sıkılmıyorsunuzdur :")