Star Art High School öğrencileri esrarengiz bir şekilde aniden ortadan kaybolmaya başlar. İlk başta okul müdürü bunu pek takmasada işler zaman geçtikçe daha da ciddiye biner ve bunun üzerine iki tane ajan tutar. Ajanlardan birisi Shin Ryujin diğeri...
Çilli çocuk sırtındaki çantasıyla beraber evin kapısının önüne geldiğinde yavaşça kapıyı tıklattı. Birkaç dakika sonra kısa saçlı kız gülümseyerek kapıyı açtığında küçük bir "Merhaba." diyerek içeri geçti.
"Selam. Kötü gözüküyorsun, bir sorun mu var?"
Felix, kafasını iki yana sallarken çantasını yere attı ve koltuğa kendini attı. "Bu iş sanırım sandığımızdan çok daha zor. Ayrıca motorla geldim buraya. Yorgunum." Ryujin kafasını sallayıp Felix'in karşısındaki koltuğa otururken sıkıntılı bir nefes vermişti. "Bence suçlu gözümüzün önünde fakat biz göremiyoruz."
"Emin değilim tam olarak. Fakat bu bariz belli değil mi Felix? Kamera kayıtlarını daha incelemedim ancak suçlu kesin okuldan birisi. Öğrenciler okulun içinde kayboluyor ve bir daha bulunamıyorlar."
Felix kaşlarını daha da çatarken bunu düşünmeye başlamıştı. O sırada Ryujin mutfağa gitmiş, iki bardak kahve ve biraz kurabiye ile geri dönmüştü. Felix kurabiyelerden birisini ağzına atarken Ryujin çantasından not defterini ve kalemini çıkarmıştı.
"Nayeon'u dinledim. Gerçekten çok ilginç şeyler söyledi. Kesinlikle dinlemeye değer. Dahyun'un kaçırılış anını anlatayım mı? Korku filmi gibi."
Felix'te çantasından okul yıllığı, dosya ve defterleri çıkartırken "Başla anlatmaya." demişti. Bunun üzerine Ryujin defterini açıp yazdığı notları okumaya başlamıştı.
"Dahyun okul kantinindeyken kaçırılmış."
"Ne?" Felix'in bakışı hızla Ryujin'i bulurken, Ryujin kafasını sallamıştı. "Devamını dinle Lix." Ardından sözüne devam etmişti.
"O gün pratik yapıyorlarmış. Çok susamışlar fakat suları yokmuş. Bu yüzden Dahyun su almak için kantine gitmiş. Fakat bazı sesler duymuş. Seslerden çok korkmuş ve bu yüzden pratik odasına geri dönmüş. Nayeon ise onunla birlikte kantine gitmeye karar vermiş. Nayeon kantinde suları alırken Dahyun, bir yere oturup onu beklemeye başlamış. Nayeon suları alıp geri döndüğünde arkadaşını hiçbir yerde bulamamış. Hatta diğer öğretmen ve öğrenciler de aramış fakat Dahyun'a ait hiçbir iz yokmuş."
Ryujin, sözlerini bitirip Felix'e baktığında karşısında ona ağzı bir karış açık bakan Felix ile karşılaşmış. "Korku filminden bir sahne gibi." Ryujin, Felix'in dediklerine kafa sallarken kahvesinden bir yudum almıştı.
"Peki kamera kayıtlarına bakmışlar mı?"
Ryujin kahvesini sehpaya koyarken kafasını sallamış. "Dahyun'u kaçıran kişi tamamen siyah giyiniyormuş ve yüzü gözükmüyormuş. Bu yüzden kim olduğunu bulamamışlar. Ayrıca atlamamam gereken bir nokta var. O kişi geldiğinde kamera sinyalleri bozulmaya başlamış ve kayıt bir süre sonra kesilmiş."
Felix duyduklarıyla içtiği kahvesini püskürtürken Ryujin yerinden sıçramıştı. "Ne dedin sen? Bunu Huening Kai de söylemişti."
Ryujin dökülen kahveyi silerken merakla Felix'e bakmıştı. "Ciddiyim. Huening Kai'de Soobin'in kaçırılma anını anlattı. Kamera kayıtlarında mor saçlı, kahküllü bir kız ve kırmızı saçlı bir erkek görmüşler. O kişiler geldiğinde kameralarda parazitlenme olmuş."
Ryujin kirli peçeteyi tepsinin üzerine koyarken kaşlarını çatmıştı. "O zaman bütün kaçırılma kayıtlarında böyle olmalı. Fakat tam onlar geldiğinde kameralar bozuluyor. Kamera sinyallerini bozan bir şeye sahip olmalılar. Ayrıca sen ne demiştin? Mor saçları olan kahküllü bir kız ve kırmızı saçlı bir erkek mi? Okulda öyle birisini gördün mü sen?"
Felix kafasını iki yanına sallarken söze başlamıştı. "Saçlarını gösterecek kadar aptal olduklarını düşünmüyorum. Peruk takmış olabilirler."
Ryujin umutsuzca kendini koltuğa yaslarken "Doğru." demişti sadece. Aralarında birkaç dakikalık bir sessizlik oluşurken Ryujin aklına gelen bir şeyle aniden ayağı kalkmıştı. Felix, Ryujin'in bu ani hareketine şaşırırken Ryujin defterini açmakla meşguldu.
"Bu yılın başında okulun kafeteryasında bir olay yaşanmış. Şu kaçırılmalar başlamadan önce."
Felix merakla öne doğru eğilip Ryujin'e bakarken, Ryujin sözüne devam etmişti. "Okula geldiklerinden beri zorbalığa uğrayan iki öğrenci varmış. Birisi kız diğeri erkek. Bu yılın başında, bir gün kafeteryada yemek yerken okulun zorbaları yine onlara bulaşmış. Erkek olan dayanamamış ve zorbalardan birisine vurmuş. Sonrasında bütün okuldan intikam alacaklarını söyleyerek oradan uzaklaşmışlar. Birkaç gün sonra da trafik kazasıyla ölmüşler."
"Ya ölmedilerse?"
"Anlayamadım?" Ryujin kaşlarını çatarak Felix'e bakarken, Felix elindeki deftere bakarak konuşmuştu. "Ya ölmedilerse diyorum. Ya bu sadece küçük bir oyunsa ya da ölen kişiler gerçekten onlar değilse, başka birileriyse?"
Felix'in sözleriyle Ryujin'in gözleri fal taşı gibi açılırken "Tabi ya. Böyle bir şey de olabilir. Ancak ya o ikisi gerçekten öldüyse ve bu öğrencileri kaçıran o iki kişinin yakın arkadaşlarıysa?"
"Bilemiyorum. Sen o kazada ölen kişileri tanıyor musun? Nayeon sana söyledi mi?"
Ryujin kafasını olumsuz bir şekilde sallamış ve tekrardan geriye yaslanmıştı.
"Peki sen anlat."
...
Selam! Vay canına olaylar gerçekten mükemmel bir yere gidiyor ve ben çok heyecanlıyım. Umarım mantık hatası yapmam. Sorularınız ve tahminleriniz varsa yazabilirsiniz~ ♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
