Chan ve Jeongin dolaşmaya çıkınca Seungmin ve diğerleri onun kartıyla otelin en üst katını kapattırmış, süslüyorlardı.
"Bakar mısınız? Dur lan bunlar Korece bilmiyor, biriniz bana çeviri yapsın." dedi Changbin arkadaşlarına dönerek. Yanına gelen sevgilisine bakıp diğerlerine el hareketi çeken Changbin Jisung'a döndü. "Şu şezlongların hepsinin kaldırılmasını rica eder misin sevgilim?"
"Bir öpücüğüne anlaşırız."
"Tamama sen söyle öpüşürüz."
Seungmin yakınındaki iki gencin pazarlığına gülmüş, çardak gibi olan şeyin etrafına tülleri asan Hyunjin'in yanına gitmişti.
Felix tülü kafasına asmış etrafta "Ben gelin oldum." diyerek gezinirken Hyunjin tek başına cebelleşiyordu tüllerle.
"Sevgilin bazen çok salak oluyor." dedi Seungmin gülerek.
"Duymasın ama cidden bazen saçmalıyor ve yetişemiyorum." İki genç gülerken Seungmin tüllere geçirdikleri kurdelenin uçlarını çardağın tahtasına bağlamış, perde gibi bir hale getirmeyi başarmıştı. Beyaz, ipek gibi görünen yumuşak kumaşlı tüller oldukça zarif görünüyordu. Üstelik rüzgarda uçuşunca da ayrı tarlılardı.
"Buraya yatak mı gelecek?" dedi arkadaşına doğru.
"Hm, yatak geliyor. Cidden burada evlenme teklifi edip sevişeceklerine inanamıyorum." dedi Hyunjin şaşkınlıkla. Kırk yıl düşünse gelmezdi aklına.
"Kesimlikle inanılmaz bir deneyim. Jeongin gibi utanmaz biri her yerde sevişebilir ama burayı unutacağını sanmıyorum."
"Umarım unutmaz da etkileyici bir teklif olur." dedi Hyunjin son parçayı da bağlarken. Görevliler aşağılardan bir yerden çıkarıp getirdikleri iki yatağı üst üste koymuşlardı.
Seungmin temiz beyaz çarşaf, yastık ve yorganı güzelce üzerine serip yorulduğu için oraya kendini atarken diğerleri de etrafta dört dönüyordu.
Jisung, sigarasını ağzından düşürmezken tek tek gaz lambası gibi şeylerin içinde bulunan mumları yakarken Minho yemek masasını düzenliyordu.
"Kim yapıyor servisi?" diye selendi Changbin.
"Minho!" diye seslenen Felix olmuştu.
"Ne alaka lan! En küçük yapar, en küçük evlendiğine göre bir büyüğü yapar."
"Niye ben ya?" Seungmin hızla doğruldu. "Üstelik ben yaparsam rahat olamazlar. Şu an buranın en küçüğü ve en büyüğü hariç birini seçin." dedi Seungmin.
Boşanan iki gencin böyle bir günde servis yapması mantıksızdı. Chan zaten Seungmin ve Minho'dan süslemeye yardım ricasında bulunurken can çekişmişti.
"Niye?" dedi Felix yine konuya atlayarak.
"Güzel kardeşim, tanrı sana beyin vermiş kullan diye. Kapat şunun güç tasarrufunu." diye söylendi Jisung eline sigarasını alırken.
"He, anladım."
"Teşekkürler."
"Rica ederim."
"Sabır ya, seninle arkadaş olduğun günün şafağını sikeyim." Felix, her gün bunu tekrar eden arkadaiına çok da aldırmazken Seungmin'in yanına gidip oturmuş hatta göğsüne yatmıştı.
"Hayırdır?"
"Hayırın yolu bayırdır."
"Bazen gerçekten arkadaşlığımızı sorguluyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hanımeli ° 2min °
FanfictionSeungmin, artık dayanamadığı psikolojik baskılar sonucu eşiyle boşansa da her fırsatta Minho'yu arkadaşlarını soruyordur. Bu duruma bir buçuk senedir katlanan arkadaşları sonunda bir plan yapar. Minho ve Seungmin'i barıştırma planı başlamıştır. ▪ ...