4: Minho

4.2K 459 233
                                    

"Jisung, gerçekten ya..."

"Defol git odana." Jisung karşı odanın kapısını tıkattığında Changbin kapıyı açmış ve kapıya yaslanmıştı.

"Oo, gelmiş Dostoyevski kırması."

"Ben fantastik kurgu yazıyorum." dedi Seungmin kaşlarını çatarak. "Sonuçta yazıyorsun, ben elime kalem almıyorum."

"Changbin Minho'yla sen kalsana." dedi Seungmin son kez şansını denerken. Changbin sevgilisinin bileğini tutmuş, kendine çekip dudaklarına yapışmıştı. Jisung'u belinden kavrayıp kucağına alırken geri çekilip konuştu.

"Şansa bak, sevgilimle sevişmem gereken konular var." demiş, beklemeden kapıyı kapatmıştı.

Seungmin dudak büzerek kapanan kapıya bakmış, kimsenin onunla yer değiştirmeyeceğini anlayarak girmesi gereken kapıya yürümüş, elini kaldırmıştı ama yumruğunu sıkarak ısırdı.

İç çekmiş, tekrar kapıyı tıklamaya kalkmış ama yine cesaret edememişti. Tam arkadaşlarından birinin kapısına gideceği sırada kapı açılınca önüne dönmüştü yine.

Minho gözlerinin önüne düşen saçları, bol eşofmanlarıyla kapıya yaslanmış, içeriyi işaret etmişti. "Geç dinlen, ben spor salonunda takılırım sen uyuyana kadar. Rahatsız olma." dedi.

Seungmin bir şey demek için ağzını açmış, diyeceğinin ne olduğunu da unutmuştu.

Minho'nun hafif pürüzlü ve boğuk sesinden ruh halini az çok anlamıştı. En az onun kadar duygu doluydu.

"Gitmesen de olur." dedi mırıldanarak. Duysun da istiyordu duymasın da. Eğer gitmezse özlediği adamı biraz olsun izleyebilirdi.

"İyi geceler." dedi Minho odadan çıkarken. Seungmin kapı kapanmasın diye hızla elini yaslarken Minho ona dönüp bakmadan asansöre ilerlemişti.

Seungmin, onu duymasan eski eşinin ardından omuzlarını düşürmüş ve içeri girdiği gibi ciğerlerini dolduran hanımeli kokusuyla çantasını yere pat diye bırakmıştı.

"Minho..."

"Ufak bir mırıltının ardından yere çökmüş, sabahtan beri içinde tuttuğu gözyaşlarını yavaşça serbest bırakmıştı.

Sadece bir dakika sonra tamamen yere oturmuş ve hıçkırarak ağlıyordu.

"Minho... Çok özledim seni!" diyerek yumruğunu yere vurmuş, yere yasladığı eline doğru kapanmıştı.

"Tekrar deneyelim desen ya!" diye tekrar bağırmıştı.

"Seni seviyorum desen, her şeyi düzeltiriz desen, çok özledim desen..!" Hıçkırıkları arasında bağırırken çalan kapıyı duymamıştı bile.

Arkadaşları kapıyı zorlarken, Seungmin kapının önüne oturmuş hıçkırarak ağlıyordu.

"Seungmin, sikeyim! Aç şu lanet kapıyı!" Jisung kapıyı yumruklarken Seungmin kendi gürültüsünden, sesleri azalmayan düşüncelerinden, duymamıştı arkadaşlarını.

O ağladı, arkadaşları kapıyı tıklatmaya devam etti.

Bir süre, kısa bir süre, sonra kendini biraz toparladığında sonunda yumruklanan kapıyı duymuştu.

"Kimsiniz?" dedi boğuk sesiyle kapıya yaslanıp.

"Seungmin, iyi misin?"

"Jisung..."

"İyi misin dedim." dedi Jisung sinirle. Changbin onu tutmasa kapıyı kıracak kadar endişelenmişti.

"İyiyim. Gidin eğlenin." dedi Seungmin titrek bir nefes alıp başını kapıya yaslarken.

hanımeli ° 2min °Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin