Seungmin anahtarla açtığı kapıyı itip yorgunlukla içeri girmiş, kravatını genişletirken anahtarı portmantonun oralara bir yere fırlatmıştı.
Minho da eve girince kapıyı kapatmış ve elini yüzünü yıkamak için banyoya geçmişti. Soğuk suyun yüzüne çarpmasıyla kendine gelirken arkadan beline sarılan eşiyle yorgunluğu uçup gitmişti.
"Lee Seungmin." dedi gülerek. Sonunda tekrar eşine kavuşmuştu, oldukça iyi hissediyordu bu konuda.
"Hm?"
"Artık resmen Lee Seungmin olduğun için mutluyum. Yeniden evliyiz." dedi Minho ellerini kurularken. Seungmin gülerek geri çekilmiş, ellerini yıkamaya başlamıştı. Ceketini ve kravatını çıkarıp atmıştı.
"İnanılmaz yorgunum." diye mırıldandı.
"Yorgun musun?"
"Düşündüm de, o kadar da değilim." dedi Seungmin aynadan kendisine bakan eşine gülümserken. Minho kravatını gevşetmiş, odaya yürürken ceketini de çıkarmıştı. Nasıl olsa yıkanacaklarından elindekileri yere atmış, Seungmin'in yatağa bıraktıklarını da yanlarına gönderip gömleğini çözmeye başlamıştı.
Seungmin içeri girip kendini yatağa bıraktıktan sonra üzerini çıkaran eşine döndü. "Popo da popo yani."
"İyi içtin sen."
"O son bardağı içmeyecektim." İkisi de gülerken Minho pantolonundan kurtulmuş, iç çamaşırıyla yatağa çıkıp emeklemeyerek küçüğüne ulaşmıştı. Başını eğip dudağını öptükten sonra burnunu onunkine sürtüp gözlerini kapattı. "Mutluluğumu anlatamam."
"Ama sevişirken gösterebilirsin." dedi Seungmin geniş omuzlara koyduğu elleriyle Minho'yu yatağa devirken. Üzerine çıkmış, ellerini göğsüne yaslamıştı.
"Vay, bayağı heveslisin."
"Bir sene, Minho. Tam bir senedir ne kendime dokundum ne biriyle birlikte oldum." Seungmin büyüğünün kasıklarında otururken doğrulmuş, gömleğini açmaya başlamıştı. Minho uzandığı yerden keyifle onu izlerken ellerini bacaklarına koymuş başparmağıyla yavaşça okşuyordu.
"Seni çok özledim." dedi Minho iç çekerken.
"Dayan beneğim, birkaç dakika sonra istediğini vereceğim." dedi Seungmin son düğmeyi de açıp gömleğinin eteklerini iki yanından arkasına ittirirken. Omuzlarından sıyırmış, kapının oradaki diğer kıyafetlerin üzerine fırlatmıştı gömleğini. Kemerini ve pantolonunu hızlıca açtıktan sonra çıkarabilmek için Minho'nun yanına kaymış, pantolonundan kurulduktan sonra tekrar büyüğünün kasıklarındaki yerini almıştı. Minho ellerini tutması için hafifçe kaldırdığında Seungmin iki elini de büyüğünün avuçlarına bırakmış, parmaklarını kenetleyerek yastığın üstüne bastırmıştı. Minho'nun sıkı tutuşunsan aldığı destekle dizlerinin üzerine yüklenerek büyüğüne eğilmiş ve boynuna dudaklarını bastırıp kuru birkaç öpücük bırakarak gözlerini kapatmıştı.
"Seni seviyorum."
Minho gülümsemiş, başını geriye atarak Seungmin'e yer açmıştı. Seungmin gülümsemiş, hafifçe dilini gezdirip ıslaklık bırakmış ve ıslattığı teni dudaklarının arasına alıp yavaşça emmişti. Kısa bir süre sonra bundan vazgeçip başını kaldırdı. "Bana dön." diyerek komut verdiğinde Minho ikiletmeden başını ona çevirmiş, dudaklarının arasına yerleşen dudağa gülümseyip Seungmin'in nazik öpüşüne karşılık vermeye başlamıştı.
Seungmin ıslak bir sesle geri çekilmiş, büyüğünün parlayan gözlerine bakmıştı. Tam ağzını açmıştı ki Minho konuştu. "Ben de seni seviyorum Seungmin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hanımeli ° 2min °
FanfictionSeungmin, artık dayanamadığı psikolojik baskılar sonucu eşiyle boşansa da her fırsatta Minho'yu arkadaşlarını soruyordur. Bu duruma bir buçuk senedir katlanan arkadaşları sonunda bir plan yapar. Minho ve Seungmin'i barıştırma planı başlamıştır. ▪ ...