14: Kilise

3.6K 392 47
                                    

Minho ağzındaki iğrenç tatla gözlerini açtığında, bulunduğu yeri anlaması biraz zamanını almıştı. Seungmin'in evinde olduğunu fark edince gece yaşadıklarını düşünmeye başladı.

Saçmalaması bir yana, ona üstünü giyinmemek için mızmızlanmıştı resmen. Tekrar evlenmeden kendine bir şeyler içmeyi yasaklayarak yataktan çıkmış, eşofmanı alıp giyerek banyoya yönelmişti. Ağzını birkaç kere çalkaladıktan sonra spreylemiş, elini yüzünü yıkayıp mutfağa geçmişti.

Kısa bir kararsızlıktan sonra zaten flört ediyoruz diyerek kahvaltı hazırlamaya başladı.

Önce masayı silmiş, sonra yerlerini ezbere bildiği şeyleri çıkarmaya başlamıştı. Bir kabın içinde krep karışımı hazırlayarak tavayı yağladı.

Ocağa su koyup, Seungmin'in tadı berbat olan bitki çaylarından birinden ona kadarlık demleme kararı almış; krepi tavaya dökmüştü.

Heyecandan sürekli bir şeylere eli çarpıp durduğundan, tavaya elini çarpmış, ince etine geldiği için fena yanmıştı.

Hem eline üfleyip, hem krepi spatula kullanmadan çevirirken dişlerini sıktı. "Hay böyle işin..."

Krepi yanmaktan kurtardıktan sonra elini suya tutmuş, hafif rahatlasa bile yanmaya devam edince görmezden gelme kararı almıştı.

Domatesleri doğrayıp masaya yerleştirdikten sonra yumurta kırmış, masaya kahvaltılıkları çıkarırken her seferinde yeni bir krep pişirmişti.

Krep tabağını masanın ortasına yerleştirip yumurtanın altını kapatmış ve Seungmin'in odasına ilerleyip, eskiden kendisi de orada uyuyordu, kapıyı çalmıştı.

"Seungmin, kahvaktı hazırladım."

"Minho? Ha, evet. Tamam geliyorum!" diyen Seungmin cümlenin sonuna doğru yatağında doğrulmuş ve kendine gelmişti.

"Hızlı ol soğumasınlar." diyerek uzaklaşan Minho'nun ardından Seungmin hızla yataktan çıkmış, saçlarını ve kıyafetlerini düzeltmişti.

Odasından çıkıp banyoya geçerek elini yüzünü yıkamış, iyi göründüğünden emin olup mutfağa ilerlemişti.

"Günaydın, woah, krep ha? Uzun zamandır yemiyordum." dedi masaya otururken. Çünkü beceremiyordu pişirmeyi.

"Günaydın. Ufak bir teşekkür şeysi, gece için." dedi Minho. Seungmin gülümsemiş ve onaylamıştı.

"Ne demek rica ederim dün gece için ama bu güzel kahvaltıya benim teşekkür etmem lazım şu an."

"Afiyet olsun." dedi Minho gülerek.

Seungmin hevesle her şeyden önce krepi alıp içine çikolata sürmüş, keyifle ısırmıştı.

Uzun süredir özlediği kahvaltı bu olduğundan, Minho'yla olan krep kahvaltısını özlemişti yani, keyfini çıkarmaya karar vermişti. Bitki çayından içip ağzı doluyken ayaklandı.

"Ne eksik?"

"Kendine içecek almamışsın. Meyve suyu iç bari." dedi Seungmin dolaptaki portakalı alırken.

"Seungnin gerek yok."

"İçim rahat etmiyor, ben yapayım sen istemezsen yine içme." dedi Seungmin portakalı hızlıca soyup katı meyve sıkacağına atmış, masadan ağzına yemek atıp makineyi çalıştırmıştı. Koca bardağa doldurduğu meyve suyunu Minho'nun önüne bırakıp gülümseyerek yerine geçti.

"Teşekkür ederim."

"Artık daha fazla teşekkür ediyorsun."

"Bu kez sadece cicim ayları değil." dedi Minho gülerek. Meyve suyundan içmiş, şu ana kadar genelde hazır gıdalar tükettiği için meyve suyunu bile özlediğini fark etmişti, kahvaltısına devam etmişti.

hanımeli ° 2min °Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin