Seungmin ve Minho el ele akşam saati yolda yürürken Seungmin iç çekmiş ve eşine dönmüştü.
"Chan ve Jeongin de evlendiğine göre, ölsem gözüm açık gitmez muhtemelen." dedi Seungmin gülerek.
"Chan nasıl o arsız manyağı kafesledi henüz tam olarak anlayamasam da, gerçekten, geriye bir şey kalmadı bu hayatta görmeyi istediğim."
"Sabaha ölsen, hiç şunu da yapsaydım demezsin yani?" dedi Seungmin eşiyle uğraşırken.
"Tch, demem. Yaptım her şeyi."
"Öyle olsun." diyerek elini çekip kollarını çaprazladığında Minho ona döndü. "Ne?"
"Ben seni daha fazla sevemediğim için ölmek istemez ölüm meleğiyle rus ruleti oynamaya kalkardım." dedi Seungmin tripli bir ifadeyle.
"Yok artık bebeğim." Minho gülerken Seungmin gerçekten küsmüş ve biraz adımlarını hızlandırıp önden yürümeye başlamıştı. Minho peşinden yavaş yavaş yürüyüp eşinin tribine gülerken Seungmin birkaç üniversiteye gidecek yaşta oğlanın önünden geçmişti.
Minho, eşine dönen bakışları fark edip dikkatini oğlanlara verirken içlerinden biri ağzındaki kürdanı tükürdü.
"İlik gibi."
"Ben bununla bir odaya düşsem, sabaha kadar... Of..!" dedi başka bir tanesi de.
Seungmin hakkında denilenlere rahatsız olurken arkasını dönüp Minho'ya bakmıştı.
"Hayır..." diye mırıldanırken oğlanların üstüne yürüyen boksörü yakalamak için koşturdu. "Minho, bebeğim, gidelim."
"Seungmin çekil kenara." dedi Minho eşine dönüp.
"Aşkım, ergenler işt-" derken Minho'yu tutamamış ve çocuğu tuttuğu gibi bir yumrukla savurmasını izlemişti. Gözlerini sıkıca kapatıp dudaklarını ısırırken bir adım geriledi.
"Bir daha, yanında biri olsun olmasın sokaktan geçen birine laf at bakayım, sabaha kadar ben seni nasıl dövüyorum!" diyerek en açık lafları edenin yüzüne ikinci bir yumruğu koyduğunda gencin burnundan kan akmaya başlamıştı. Ayakta olan ve henüz dayak yemeyen iki tanesi kaçarken, Seungmin'e laf atan iki çocuktan biri yerden kalkmış, eline aldığı taşı Minho'ya doğru atmıştı.
Seungmin hızla yanına adımlarken Minho rotasını değiştirince yine durmak zorunda kalmıştı. Fırlayan taşa bakarak ne kadar kan oldupunu görmeye çalışsa da, başarılı olamamış ve Minho'yu ilk boşluğunda eve sürüklemek için tetikte durmaya başlamıştı.
Minho haşat ettiği oğlanın üstünden kalkıp bir güzel de diğerini patladığında Seungmin hareketleri yavaşlayan eşini tuttuğu gibi arkasından sarılmış ve oğlanlardan uzaklaştırıp yürütmeye başlamıştı.
"Öldürecektin çocukları."
"Tutmasaydın da ağızlarını kırsaydım." dedi Minho nefes nefese. "Orospu çocuklarına bak anasını satayım. Sabaha kadar ne yapacakmış seninle?" derken tekrar sinirlenmiş ve Seungmin'i geçip çocuklara yönelmeye kalkmıştı.
"Minho, polis gelirse sabaha kadar nezarethanede kalırız." diye fısıltıyla bağırdı Seungmin. "Tüyelim buradan, ellerin silah senin."
Minho küfrederken mahalleye gitmişlerdi. Seungmin eşinin belinden sıkıca tutarak onu dairelerine sürüklerken söyleniyordu. "Akşam akşam!" diyerek kapıyı açmış, anahtarı öyle bir fırlatmıştı ki vestiyerdeki kasteyi.çat diye ortadan kırmıştı.
İkisi de durup buna gülerken içeri geçip kapıyı kapattılar.
"Yuh." dedi Minho gülerken.
"Sana yuh, sana!" diyerek omzuna vurdu. "Git elini yüzünü yıka pansuman yapalım, salak herif."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hanımeli ° 2min °
FanfictionSeungmin, artık dayanamadığı psikolojik baskılar sonucu eşiyle boşansa da her fırsatta Minho'yu arkadaşlarını soruyordur. Bu duruma bir buçuk senedir katlanan arkadaşları sonunda bir plan yapar. Minho ve Seungmin'i barıştırma planı başlamıştır. ▪ ...