yorum yapmıyosunuz üzülüyorum sevmediniz mi bu fici
--
Seungmin alışveriş yapıp eve gelmiş, üzerine temiz kıyafetler geçirmiş ve saatin yedi olmasını beklemeye başlamıştı.
Elinde telefon, dakika başı saati kontrol ederek saat sonunda yedi olduğunda heyecan basmıştı.
İç çekip ayaklanmış ve evin içinde dolaşırken çalan kapıyla olduğu yere mıhlanmıştı. Hızla toparlanıp kapıya yürürken seslendi. "Geliyorum!"
Sonunda ulaştığı kapıyı açmış, gülümsemişti.
Minho elinde yine hanımeliyle gelmişti.
Hanımeli tazeliği kaybettiğinde kurumak yerine döküldüğü için Minho sık sık yenisini alıp küçüğünü bu çiçekle mutlu etmeyi seviyordu.
"Selam, sanırım bu sana uzun süre için alabileceğim son hanımeli. Ölmeye başladıklarını söyledi çiçekçi." dedi Minho çiçeği uzatırken.
"Keşke kışın da yaşasalar." dedi Seungmin elindeki çiçeği alıp kokusunu içine çekerken. Rahatlatıcı koku az önceki gerginliğini ve heyecanını atmasını sağlamıştı kısa sürede.
"Yemek pişirmeye başladın mı? Hızlı gelmeye çalıştım."
"Im, hayır. Çünkü eti terbiye etmeni istedim, sen daha güzel yapıyorsun."
Minho gülerek onaylamış, ellerini yıkayacağını söyleyerek banyoya yönelmişti. Seungmin mutfağa geçip baharatları tek tek çıkarırken
Minho ellerini yıkamış, mutfağa gelirken sweatinin kollarını sıvamış ve içeri girip gülümsemişti.
Seungmin'in çıkardığı baharatların başına geçip etin olduğu kaba baharatları dökerek elini gezdirirken beline sarılan kollarla gülümseyerek devam etti işine.
Kısa süre içinde eti terbiye etmiş olsa da Seungmin'den ayrılmak istemediği için bir süre daha oyalanmış, ardından foyası ortaya çıkmasın diye hafifçe hareketlenmişti.
Seungmin tamamen ayrılıp ıslattığı birinci tencereye koyarken, Minho da eti fırınlamıştı.
"Baharat kokusu çok güzel." dedi Seungmin gülümseyerek. Mutfaktakilerden değil, Minho'nun parfümünden bahsediyordu.
"Öyle, yemek yapmayı seviyorum." diyen Minho'ya gülde de gencin yanlış anladığını belirtmedi.
"Ne yiyorsun aylardır?"
"Hazır gıda? Bazen diğerlerine akşam yemeğine ya da kahvaltıya gidiyordum." dedi Minho elini tezgâha yaslayıp.
"Üzgünüm."
"Önemli olan artık yanımda olman." dedi Minho. "Harbiden sevgiliyiz."
"Minho, ikinci kere sevgiliyiz." dedi Seungmin gülerek. Bir an önce sonraki adıma geçmek istese de azıcık ağırdan almak daha iyiydi. Hem özlemişti yıllar önceki flörtlerini.
"İlk sefermiş gibi hissettiriyor." diyen büyüğüne dönüp hafif kızaran yanaklarıyla gülümsedi Seungmin. Minho geleli gülüşü silinmemişti zaten.
"Tek heyecanlı olmamak güzel."
İkisi de kahkaha attığında Minho dönmüş, tenceredeki pilavı karıştırarak kapağını kapatmıştı.
"İçeri mi geçsek? Pişiyorlar zaten." diyen Seungmin'i Minho onaylamış ve küçüğünün elini tutup onunla içeri geçmişti.
Telefonundan yirmi dakika ayarladıktan sonra koltuğa oturmuş, Seungmin'i de dibine çekmişti. Seungmin hiç itiraz etmeden büyüğüne sarılıp, göğsüne yaslanarak gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hanımeli ° 2min °
FanfictionSeungmin, artık dayanamadığı psikolojik baskılar sonucu eşiyle boşansa da her fırsatta Minho'yu arkadaşlarını soruyordur. Bu duruma bir buçuk senedir katlanan arkadaşları sonunda bir plan yapar. Minho ve Seungmin'i barıştırma planı başlamıştır. ▪ ...