19: Akşam yemeği

3.7K 352 192
                                    

"Ya bu ne be? Minho açık renkli tüm kıyafetlerini koyu renklilerle mi yıkadın?"

"Jeongin yıkadı!"

"Hepsi pembeleşmiş!" Seungmin, bir hafta sonra tekrar evleneceği eşinin kıyafetlerini dolaba yerleştirirken Minho yemek yapıyordu. Seungmin elinde kalan son parçayı da ayırıp kenara bırakmış, temiz ve iyi yıkananları güzelce yerleştirmişti.

Başka kıyafetlerin rengine boyanan açık renklileri kucağına alıp banyoya götürmüş ve makinenin içine atıp, makineyi çalıştırmıştı. Bir saat sonra içinde su varken durdurmaya ayarladığı makineyle mutfağa gelmiş, sevgilisine arkadan sarılıp ensesini öpmüştü.

"Uzun bir aradan sonra ilk aile yemeği he?"

"Jisung ve Changbin yine evimizi leş gibi sigara kokutacaklar." dedi Seungmin yüzünü buruşturarak.

Minho gülerken karnındaki ellerden birini eliyle tutmuş, Seungmin'in bileğini yavaşça öpmüştü.

"Dövmeli elini yine mi yaktın sen?" dedi Seungmin yana kayıp sevgilisinin elini tutarken.

"Tencerenin kenarına değdim."

"Sık sık elini yakıyorsun. Şuna bak, her yeri yanmış." dedi Seungmin şekerlikten bir kaşık şeker alırken. "Getir elini."

Seungmin büyüğünün ekini lavaboya döküp yanışa şeker dökmüş, eliyle bastırmıştı. "Sen ve naftalin kokan tedavi yöntemlerin."

"Sonuç olarak işe yarıyor mu? Yarıyor." Seungmin elini çekmiş, sevgilisinin yanaklarını kavrayıp dudağını büzdürerek kocaman öpmüş ve arkasından dolanıp içeriye masa açmak için tabakları çıkarmaya başlamıştı.

"Baştan anlaşalım, bugün sigara içerim."

"Koltuğu özlemişsin diye yorumladım."

"Chan yayınevinden hisse satın alalı pek bir özgüvenlisin, alırım havanı."

"Bir alsana, bakayım nasıl alıyorsun?" Seungmin elindeki tabaklarla salona geçerken Minho arkasından gülmekle yetinmişti. Ocağın altını kapatmış, tencerelerin kapaklarını üstlerine bırakmış ve çatal kaşık alarak salona gitmişti.

"Ne tarafa koyuyorduk bunları?"

"Sağa, sağa. Bir öğrenemedin." dedi Seungmin kare peçeteleri üçgen katlarken.

"Yavrum bak sadece soruyorum, bizim dağ ayıları şunun kibarlığını anlayabilir mi sence?" dedi eline üçgen katlanmış, üstünde geometrik şekillerin olduğu peçeteyi alırken.

"Felix'im ve Chan'ım anlar. Hyunjin de anlayabilir." dedi Seungmin peçeteleri dizmeye devam ederken.

"Diğerleri yabani zaten."

"Chan bile Jeongin'i terbiye edemediyse, Changbin ve Jisung'ın hali çok doğal." dedi Seungmin gülerek.

"Ne zamandı onların düğünü bu arada?"

"Im, bizden yedi hafta sonra. Onlardan beş hafta sonra da Hyunjinler evleniyor. Üçümüzün de üst üste geldi." dedi Seungmin dizini sandalyeden çekip salondaki dolabı açarken. Televizyonun yanındaki kapaklı yerden sekiz kadeh ve sekiz su bardağı çıkarmıştı tek tek.

"Tanrım lütfen bu gece bardak falan düşürüp kırmasın bu enayiler. Lütfen. Bardak kalmadı evde." Minho küçüğüne gülmüş, o bardakları sırasına göre dizdikten sonra genci yakalayıp boynunu öpmüştü.

"Doyamıyorum sana."

"Dur bir ya!"

"Evlenmeden olmaz diyip duruyorsun biz evleneli çok oldu Lee Seungmin Bey."

hanımeli ° 2min °Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin