Seungmin kaçan uykusuyla yataktan çıkıp dolaptan polar hırkasını alarak giymiş, ayağına ev puflarını da geçirip odasından çıkmıştı. Çalışma odasından da not defteriyle kalemini alıp mutfaktaki balkona geçmiş, oturulabilecek soğukluktaki havanın beynini açacağını düşünerek koltuğa oturup dizlerini kendine çekmişti. Başını mermere yaslamış, gökyüzündeki belirgin dolunayı izlerken ilham perilerinin ona uğramasını bekliyordu.
Birkaç dakikalık boşluk izleme seansını sona erdiren şey balkona çıkan eski eşi olmuştu.
Minho dudaklarındaki sigaraya çakmağı götürürken Seungmin'i fark etmiş, sigarayı yakmaktan vazgeçmişti.
"Uyuduğunu sanmıştım."
"İlham perilerim geliyormuş gibi yaptı." dedi Seungmin kağıdın kenarını karalarken. "Rahatsız olma, iç sigaranı."
"Hoşuna gitmiyor."
"Kendi kararın, dumanı bana üfleme yeter." dedi Seungmin de. Yavaştan yağmur başlamıştı o cümlesini bitirirken.
Minho kalçasını demirlere yaslamış, sigarasını yaktıktan sonra içine çektiği ilk nefesi dönüp dışarıya vermiş ve elini demire koymuştu.
Seungmin gözlerini kapatıp yağmuru dinlerken perilerini beklemeye devam etse de, hala gelmemişlerdi.
Minho iç çekmiş, gözlerini Seungmin'den çekip buradaki anılarını düşünmeye başlamıştı.
İlk taşındıkları günü hatırladı başta. Yaz sıcağıydı, ev yeni boyanmıştı ama kokusu çıkmadan Seungmin'in heyecanıyla gelip burada kalmak istemişlerdi. Seungmin kokudan rahatsız olup öksürmeye başlayınca çareyi balkonda uyumakta bulmuş, birbirlerine sıkıca sarılıp şu an Seungmin'in oturduğu koltukta uyumuşlardı.
Sonra bir sene önceki anıyı hatırladı. Seungmin ondan kaçmak için balkona çıkmış ama köşeye sıkışmıştı. Minho onu hızlıca kucaklayıp, şu an yaslandığı demirlere oturtarak kendisine sarılmak zorunda bırakmış ve ateşli bir öpüşme yaşamışlardı.
Son seferi hatırladığında içi burkulmuştu. Seungmin burada oturmuş, ağlıyordu. Nedenini sorduğunda artık boşanmak istediğini, annesinden nefret ettiğini ve Minho'nun umursamazlığına katlanamadığını bağırmıştı. Minho neyden bahsettiğini tam olarak anlamasa da, Seungmin'in annesi için söylediği ağır laflara sinirlenmişti.
İlk kavgaları sayılırdı o gece.
İkisi de birbirine bağırmıştı, Minho annesini korurken Seungmin Minho'nun annesine kızıp durmuştu.
Minho evden çıkıp giderken, Seungmin ona balkondan cehenneme kadar yolu olduğunu söylemişti. Bir hafta sonra da tek celsede anlaşmalı olarak boşanmışlardı. Minho annesine ağır cümleler ettiği ve boşanmak istediği için sevdiğini bırakırken, Seungmin'in gerçek sebeplerinden bir haberdi.
Sigarasını içmeyi unuttuğunu, kenarı yanan parmağıyla fark etmiş, sigarayı apartmanın dış duvarına bastırıp söndürerek çöpe bırakmıştı. İç çekip Seungmin'in gözlerinin içine bakmaya başladı. "Gerçekten Seungmin, benden gizlemen mi gerekiyordu her şeyi?" dedi acıyla.
Çok özlemişti eşini.
Seungmin başta ne dediğini anlamada da, hızlıca kavramış ve kaşlarını çatmıştı. Annesinden bahsediyordu yine. "Şimdi de suçlu ben miyim?"
"Kimseyi suçladığım yok bir şeyleri açıklığa kavuşturmaya çalışıyorum." dedi Minho başını geriye atarken. İçi gidiyordu hesap sorarken bile.
Seungmin göz devirmiş, konuşmaya devam etmemek için ayaklanmıştı. Minho'yla kavga etmek istemiyordu. "Hiç öyle görünmüyor." dedi eline aldığı defteriyle içeri girerken. Mutfaktan bile çıkamamıştı ki bileğine sarılan elle sertçe durduruldu. Elindeki kalem fırlayıp gitmişti çıkış kapısına kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hanımeli ° 2min °
FanfictionSeungmin, artık dayanamadığı psikolojik baskılar sonucu eşiyle boşansa da her fırsatta Minho'yu arkadaşlarını soruyordur. Bu duruma bir buçuk senedir katlanan arkadaşları sonunda bir plan yapar. Minho ve Seungmin'i barıştırma planı başlamıştır. ▪ ...