I spoke to devil in miami - xxxtentacion
"kendi yansımana bakarak yaşamak"
"Kerem, senin burda ne işin var" titreyerek konuştu.
Doğrulmaya çalıştığında serumu onu engelledi. Sürekli serum yemekten elleri deşilmişti. Eline baktığında kendine acıdı ama bundan daha büyük bir sorun vardı. Bu durumu ona nasıl anlatacaktı.
"iş için geldiğimde sokakta kalabalığın arasında baygın bir halde yatan seni gördüm sonrasını tahmin ediyorsundur"
"öğrendin mi?" korka korka sordu.
" Hande, Neden yaptın bunu kendine?"
sessizlik kapladı etrafı. Tekrar sordu ama daha sesli.
"Eğer beş ay daha yaşayabilirsem..."
"Dalga mı geçiyorsun, doğurup ölmeyi mi planlıyorsun" Sinirle kahkaha attı.
" Senin yapacağın yoktu. Bende izin verdim alınması için "
" Ne! yani..." elini karnına götürdü.
" Evet, Aldılar...
Baygın halde olduğun için bana kararı bıraktılar. Hala biraz narkoz etkisindesin o yüzden acımıyor. Bana öyle bakma ne yapabilirdim ölmeni mi izleseydim. "Konuşmalarını bölen içeri giren hemşireydi. Onun gelmesiyle Kerem kendini dışarı attı. Hemşire serumunu değiştirirken ;
"beyefendi bütün hastaneyi ayağa kaldırdı. "
" Ne söyledi peki "
" ikisini de kurtarmazsanız bu hastanede kimse kalmaz gibisinden bir şeyler söyledi pek anlamadım"
İnanamadı... 1 hafta geçti aradan. Araları iyiydi zaten kötü olsa bile ayrı duramıyorlardı. Bugün Kemoterapisi vardı. O yüzden saçlarını kazıyordu. İşi bittiğinde aldığı peruklardan birini taktı kafasına. Kendini çok değişik hissetmişti. Hayatı boyunca Kafasında olan saçlar şimdi yerdeydi.
Kemoterapiden çıktığında telefonuna mesaj geldi.
- Çatıya çık !
o numaradan gelmişti yine ...
" Tanıdık birini gördüm de sen aşağı in ben gelicem "
" kimi gördün ? "
" tanımadığın biri sen aşağı in hadi" başını sallayıp aşağı indi Kerem.
Merakına yenik düşmüştü. Çok beklemeden çatıya çıktı. Sesler duyunca kenara saklandı ve dinlemeye başladı.
" Handeye mesaj attığını anlamıyacağımı mı sandındın " bu baharın sesiydi.
Kendi ismini duyar duymaz hafifçe onlara baktı. Bahar elinde silahla birine tutuyordu ama kime ?
" Ben ..." yarım kaldı sözü.
Son cümlesi. Yarım bırakan ise onu vuran mermiydi. Kırmızı çatının kenarına doğru yürüdü. Arkası döndük olmasından yararlandı ve olduğu yerden çıktı Hande.
Baharı aşağı atmak için yanına doğru gittiğinde bahar bunun farkına varıp hamle yaptı. Elleri birine kenetlenmiş birbirlerini itip kurtulmaya uğraşıyorlardı. Bir adım atsalar 10 katlı binadan düşmelerini sağlardı. Baharın O anki boşluğunu kullanan Hande onu aşağı atmıştı.
Kendi ise onun düşünü izlemekteydi. Bağırarak aşağı düştü. Aşağıdaki insanlar şoka uğramış yukarıdan düşen kadına bakıyorlardı. Hande arkasına baktığında kanlar içinde yatan Sanem'i görünce şaşırdı.
Ne yani ona mesaj atan Sanem miydi?! Yanına gidip nabzına baktı. Hala yaşıyordu. Sanem, Zar zor çıkan sesiyle konuşmaya başladı;
" Özür dilerim" dedi. Gözleri kapandı...
Bunları duyunca içini bir boşluk kapladı. Aşağı Keremin yanına indi.
" Tanıdık biri derken kırmızıdan mı bahsetmiştin ?"
" Hıı görmüşken işini bitireyim dedim. "
Sonrada cebindeki elmayı çıkartıp ısırık aldı. Kerem gözlüğünü kaldırıp baktı. Kahkaha attı ve arabaya bindiler.
(Bir sonraki bölüm final) ama Kırmızı Ormanın 2'si de çıkartabilirim. Çıkartırsam hikaye çok farklı ve esrarengiz olucak.
DEVAM EDECEK...🪁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Orman ✔️
AksiSadece iki şeyden kaçamazsın bu hayatta biri gerçekler, diğeri ise aşk... Aslında aşk dediğin nedir ki? Oysa aşk, geçici bir sevgi hastalığından ibaret değil midir? Bu yaşam öyküsünde; gerçeklerin yalanlarla savaşını, aşk'ın her şeyin üstesinden gel...