"Güvercin"

460 56 61
                                    

My Life Is Going On - Cecilla Krull🎵
(dinleyinn !!! 🔫)

" Kanatları kesilen bir kuş, Özgürlüğü elinden alınan bir insana benzer "

•••••••

Siyah bir araç kenara çekti. Aracın kapısı açıldı. Arabadan bir kadını atıp yollarına devam ettiler. Yola attıkları kadın Handeydi. Darbeyle baygınlığın etkisinden kurtulmuştu.

Gözünü açtığında sırtında bir ağrı çekti. Sadece sırtı değil Yarası da acıyordu. Dikişleri patlamıştı. Acıyla ayağa kalktı. Yanından arabalar geçiyordu. Otoban gibi bir yerdi. Hangi ülkede olduğunu bile bilmiyordu.Hava kararmaya başlıyordu. Bir an önce bir yer bulması gerekiyordu.
Uzun süre yürüdükten sonra bir benzinlik buldu...

Kerem ise kendini bir mahzende kilitli buldu. Kendine geldiğinde kapıyı vurarak bağırmaya başladı. Ancak hiç bir işe yaramadı. Sessizlik hakimiyeti aldı. İlerleyen saatlerde kapının açıldı ve biri girdi.

" Müstakbel kocam, acıkmışsındır diye bir şeyler getirdim." Elindeki tepsiyi masanın üstüne koydu.

" Ne saçmalıyorsun sen! Nasıl beni buraya tıktın Handeye, Elaya ne oldu ?! Söyle çabuk"

" kardeşin iyi ama aynısını Hande için söyleyemeceğim"

" Ne yaptın Handeye!" cevap vermedi.

"tek başına bu kadar şeyi yapamazsın kimle kurdun bu oyunu"

" Kırmızı bana çok yardımcı oldu"diyip hızla çıktı.

Tek olsaydı kolayca kurtulurdu. Fakat Kırmızı denen kadın çok tehlikeliydi. Kurtulması zorlaşıcaktı.

Hande benzilikteki adamdan yardım istedi. En azından memleketindeydi.
Zor olmayacaktı. Adam önce hastaneye götürdü sonrasında İstanbul'a getirdi. Eve gidince bir az dinlendi.

Hemen Kerem'i ve diğerlerini araştırmaya başladı. Onu Attıkları aracı mobese kameralarından buldu. Plakayı arattı.

Araç Bahar Erçel adımda birine kayıtlıydı...

Hande telefon konuşmalarından Keremi bulmak için iş yerine gitti. Herkesin telefonun konumuna baktılar. En sonunda Yerlerini bulmayı başardılar.
Ama çabuk olmaları gerekiyordu.

Kerem'i Sanem'le evlendiriceklerdi. Hem de bu gün... Kerem hiç bir şey yapamıyordu. Kırmızı'nın koruması kafasına silah dayamıştı. Bir odaya getirdiler giyinmesi için koruma kapıda onu bekliyordu. Vakit kazanmak için giyinmiyordu.

Odaya korunmanın girmesini beklerken başka biri girdi. Hande ...

"Hande, iyi misin?" şaşkınlıkla sarıldı. Saçlarını geriye attı ve bir kaç öpücük kondurdu.

"iyiyim"

ayrıldıkların da  " Nasıl buldun beni "

" Bırak onu da bir an önce burdan çıkmamız lazım " yukardaki pencereyi gösterdi. Uğraşları sonunda dışarı çıktılar.

Arabaya bindiler. Mardin'delerdi. İstanbul'a yola çıktılar. Giderken bir papatya tarlası görüce, Arabadan inip papatya tarlasının içine girdiler. Gülerek dakikalarca koştular. Birbirlerinden çok uzaklaşmışlardı. papatyaların uzunluğundan  zar zor görüyorlardı ancak gülüşleri sayesinde birbirlerini bulabiliyorlardı.

Ama unuttukları bir şey vardı. Ela ve diğerlerine ne olmuştu.

(Sonunda bir bölümü güzel bitirdim)

(Kerem gelin oluyordu az kalsın 👰🏻‍♂️)

DEVAM EDECEK...🪁

💙🌼🤍✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💙🌼🤍✨ ...

Kırmızı Orman ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin