11

2K 239 275
                                    

Sonbaharın daha çok hakim olduğu zamanlarda, özellikle de gecenin bir yarısı dışarda dolaşmak.. kafa dağıtmak için yapılacak iyi bir şey midir?

Gecenin bir yarısı taksi çağıramazdı. Saat tahmin ettiğinden daha geç olmuştu. Evi uzaktı. Çıkmazda kalmıştı yani.

Katsuki'ye cidden rahatsızlık vermek istemiyordu. Ama şu an eve gidemezdi. Katsuki'nin odasından ayrdılığı zaman bir süreliğine nefesini düzenledi.

Asla ona sarılacağını düşünmüyordu. Sadece son bir kez ona bakıp gidicekti. Ama nolduğunu anlamadığı bir şekilde Katsuki onu yanına çekmişti.

Anladığı kadarıyla, kulağına bir şeyler fısıldamıştı. Ama o sadece kulağına gelen sıcak nefesi hissetmişti. Yani ne dediği hakkında en ufak bir fikri yoktu.

Müsait bir zamanda sormak istiyordu. Salona girmişti. Burda kalmaktan başka bir çare gözükmüyordu. Koltuklardan uzun olanına uzandı. Üşüdüğü söylenemezdi. Zaten içerisi sıcaktı. Koltuğa iyice yerleştikten sonra gözlerini kapattı. Yorgun olduğuğundan kısa bir süre sonra uykuya daldı.

Yatağından doğruldu şu son 4 gündür yaptığı gibi. Uykusundan uyanmıştı. Eliyle başını ovdu. Başı felaket bir şekilde ağrıyordu. Saatin  dört civarlarında olduğunu düşünüyordu. Çünkü dediğim gibi, 4 gündür aralıksız bu saatlerde uyanıyordu.

Daha dik bir konuma geldi. Yataktan tam kalkarak birkaç saniye ayakta bekledi.  Sarhoş olduktan sonra olanları pek hatırladığı söylenemezdi. Elleriyle tekrar sanki hatırlamasına etki edecekmiş gibi başını ovdu. Ama hayır, bir şeye yaramadı.

Odasından ayrıldı. Öncelikle lavaboya gitti. Tuvaletini yaptıktan sonra su içmek için mutfağa ilerledi. Mutfağa girdiğinde ilk önce bardağa su doldurdu. Doldurduğu suyu içerken gözü salonundaki büyük koltukta yatan İzuku'ya kaydı.

İlk önce uyku sersemliğinden hayal gördüğünü falan sanmıştı, ama o cidden orda yatıyordu. Suyu içtikten sonra bardağı bırakıp salona geçti. Yavaş bir biçimde büyük koltuğa yanaştı. İçerisi karanlıktı. Belli belirsiz simâsını görüyordu sadece İzuku'nun.

Çömelir pozisyona gelip koltuğa kafasını yasladı. Gözleriyle İzuku'nun yüzünü inceliyordu. Bir kaç dakika sonra gözleri karanlığa uyum sağlamış olucakti ki, artık yüzünü daha net görüyordu.

Elini saçlarına koyup birkaç kez saçlarını okşadı. Saçlarına dokunmak  güzeldi. Elini biraz aşağıya kaydırıp yüzüne getirdi. Alnına dokundu. Daha sonrasında burnuna ve yanaklarına ufak dokunuşlar yaptı. Yüzünün her karışına dokunmak istiyordu.

Bir kaç kez daha yüzüne dokunduktan sonra elini eline götürdü. Ellerini ilk baştan beri çok güzel buluyordu. Elini elinde gezdirdi, parmaklarıyla parmaklarını okşadı.

Sadece dokunmak istiyordu. Ama nafile, bu ona yetmiyordu. Eliyle İzuku'nun elini kaldırıp yüzüne götürdü. Sanki okşarmış gibi eliyle yüzüne dokundurdu. Dudaklarıyla ellerine öpücük kondurdu.

Göz kapaklarını ağırlaştığı zamanlarda gözlerini direndirmeye çalıştı. Yorgundu. Olduğu pozisyondan kalkıp İzuku'nun karşısındaki kolduğa geçti. Yüzünü İzuku'nun olduğu tarafa çevirdi. Gözlerini kapattı.

Tekrar uykuya daldı.

                                    ☆

Ellerini saçlarına götürdü. Başını kaşıdıktan sonra koltuktan doğruldu. Sırtını gerdi elleriyle gözlerini ovuşturdu. Telefonundan saate baktı, saat yediye geliyordu.

İzuku'dan

Saat yediye geliyordu. Etrafıma bakındım. Karşımdaki koltukta Katsuki yatıyordu. Gece yatağında yattığından emindim. Çünkü zaten benimle yatmıştı. Ana şu an karşımda yatıyor.

İşaret Dili |  BakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin